8.4 C
Almanya
Salı, Kasım 19, 2024

Eşitlik İçin Kadın Platformu: İstanbul Sözleşmesi kararı hukuki değil

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararnemesiyle çekildiğini açıklamasına tepkiler artarak devam ediyor. Üçyüzden fazla kadın örgütünü bünyesinde toplayan Eşitlik İçin Kadın Platformu çekilme kararına sert tepki göstererek, “Karar hukuki değil, siyasidir. Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamaz. Bu nedenle, Karar geçersizdir ve Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olmaya devam etmektedir ve Sözleşme’deki yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır” dedi.

EŞİK’in İstanbul Sözleşmesi iptaliyle ilgili açıklaması şöyle:

Milletin Meclisi’nin oybirliği ile kabul ettiği bir Sözleşme’den bir kişinin iradesi ile çıkılamaz
20 Mart 2021 gününün gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin “Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine” karar verildiği açıklandı. Milletin iradesiyle Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamaz. Meclis’in iradesi tek kişiye devredilemez. Mecliste yasa ile kabul edilen ve Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca yasaları bile yürürlükten kaldırma özelliği olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerden tek kişilik kararlar ile çıkılamaz. Böylesi bir girişim, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi tüm uluslararası sözleşmelerin ve bu sözleşmelerle güvence altına alınan temel insan haklarının tek kişinin keyfine bırakılması anlamına gelmektedir. Daha da vahimi, hukuk devletinin tamamen ortadan kaldırılması, Meclis’in ve demokrasinin tamamen tasfiyesi anlamına gelmektedir.
On yıl önce İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olan Türkiye’nin, o gün hükümette olup Sözleşme’ye imza atmakla övünen iktidar partisi, bugün kadınlara vermiş olduğu şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçtiğini tüm dünyaya ilan ediyor. Başta eşit yurttaşlık hakkı  olmak üzere  kadınların  insan haklarını tanımadığını, kadına karşı şiddetle mücadele etmeyeceğini, kadınların insan onurunu gözetmeyeceğini söylüyor.

Seçimler için pazarlık malzemesi yaptığınız İstanbul Sözleşmesi’nden de mücadeleden de vazgeçmiyoruz!
İktidar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve cinskırıma varan kadın cinayetleriyle mücadelede hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması yönünde toplumsal desteğe sahip değil. Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin Nabzı 2020 Temmuz ayı araştırmasına göre İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini onaylamayanların oranı yüzde 63.9, fikri olmayanların oranı yüzde 19; Sözleşme’den çıkılmasını açıkça isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 17 idi. Kadın hareketinin mücadelesi ile bu oran bir ay sonra yüzde 7’ye düştü (Ağustos 2020 Konda).
Küçücük oy oranlarına bile muhtaç duruma gelen ve bir avuç marjinalin istemiyle hareket eden iktidar, geçen aylarda Saadet Partisi ile yaptığı görüşmelerde İstanbul Sözleşmesi’ni siyasi pazarlık konusu yaptı. Kadına şiddetle mücadele edeceğini beyan ettiği İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıklarken İstanbul Sözleşmesi’nin adını bir kez bile anmadı. Geçen yıllar içinde Sözleşme’den doğan yükümlülüklerini yerine getirmedi. AKP, kadına karşı şiddet ile değil, kadınlar, çocuklar, LGBTİ+’lar ve onların haklarına karşı mücadele ediyor; kazanılmış haklarımızı ortadan kaldırmaya yönelik ısrarlı bir politika izliyor.

Söz konusu Karar, hukuki değil, siyasidir!
Çok taraflı bir uluslararası anlaşma  iç hukukta nasıl yürürlüğe girdiyse aynı usül ile  geri alınabilir. İç hukuk sürecinin ardından uluslararası hukuk bakımından öngörülen İstanbul Sözleşmesi’nin 80. maddesinde yer alan geri çekilme usülleri de tamamlanmalıdır. Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamaz. Bu nedenle, Karar geçersizdir ve Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olmaya devam etmektedir ve Sözleşme’deki yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.
İktidar bu Kararıyla, seçim pazarlıklarında elini güçlendirmek için kadınların kazanılmış haklarını ortadan kaldırmak istemektedir. Bu karar ayrıca Türkiye’nin evrensel insan hakları standartlarından kopması, demokrasiyi yadsıması ve eşitlik ilkesi, ayrımcılık yasağı gibi temel ilkelerden vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Anayasa’nın parça parça askıya alınarak ortadan kaldırılmasına yönelik olarak bugüne dek atılan en büyük adımlardan biridir. Tüm toplumun temel hak ve özgürlüklerine yöneliktir ve Türkiye’de yaşayan herkesin uluslararası insan hakları sisteminin dışında kalacağı bir sürecin önünü açmıştır.

Son Haberler

İlgili Haberler