4.3 C
Almanya
Pazar, Kasım 24, 2024

Erkan Baş: İnsanların evine sosyalistler değil, kapitalistler çöküyor

TİP Genel Başkanı Erkan Baş konut krizine ilişkin açıklamalarda bulundu, "İnsanların evine sosyalistler çökmüyor, kapitalistler çöküyor" dedi.

Yaklaşan seçimlere ilişkin, “2023’te yapılacak seçimler cumhuriyetin ikinci yüzyılına giriş kapısı, ondan sonra 100 yıllık bir dönem açılacak” diyen Baş, “Önümüzdeki 100 yıl bizim atacağımız adımlarla şekillenecek. Emekçiler, kadınlar, gençler bu 100 yılda politik bir güç olacak mı? İşte bu önümüzdeki 100 yılı belirleyecek sorudur” vurgusunda bulundu.

İşlenen suçların hesabının sorulması gerektiğinin altını çizen Baş, “Bu memlekette 20 yıldır büyük suçlar işleniyor. Hukuk, adalet önünde bunların hesabı sorulmazsa, toplumsal vicdan rahatlatılmazsa yeni bir Türkiye’yi nasıl inşa edeceğiz? 20 yıldır Türkiye’yi Müslümanlar yönetiyor diye bakmıyorum. Türkiye’yi 20 yıldır patronlar yönetiyor, emperyalizmin işbirlikçileri, halkın dini duygularını istismar edenler yönetiyor ve biz onlarla kavga ediyoruz. Siyaset-ticaret-tarikat Türkiye’deki vurgun düzeninin temelidir” ifadelerini kullandı.

‘FİKİRLERİNİN AÇIKÇA SAVUNMAYA CESARETLERİ YOK, KONUT MESELESİNE GETİRİYORLAR’

Daha önce yaptığı açıklamada, barınma krizine dikkat çekerek yurttaşların ev sahibi olması gerektiğini ifade eden ve temel ihtiyaçların pazarlık konusu yapılamayacağını vurgulayan Baş, devam eden tartışmalara ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

“Ben orada ne diyorum? Elektrik, su doğal gaz, internet gibi insanların temel ihtiyaçları, zorunlu ihtiyaçlar kar aracı haline getirilmesin diyorum” diyen Baş, kendisini eleştirenlerin sağlık hizmetinin para karşılığı alınmasını savunduğunu belirterek, “‘Parası olan sağlık hizmeti alsın, alamayan ölsün’ fikrini savunuyorlar aslında. Ama bunu açıkça savunmaya cesaretleri yok, konut meselesine getiriyorlar.
Hepsi özel okulları savunuyor, ‘Parası olan eğitim alsın, parası olmayan almasın’ düzeninin savunucuları bunlar ama bunu savunmaya cesaretleri yok, konut meselesine getiriyorlar” ifadelerini kullandı.

‘ZORUNLU İHTİYAÇLARINIZI SİZE PARAYLA SATIYORLAR, BUNU SAVUNAMIYORLAR’

TİP Genel Başkanı Baş, sözlerinin devamında şunları söyledi:

“Elektrik su gibi temel insan ihtiyaçlar… Susuz yaşayabilir misiniz? Elektrik olmadan bu çağda yaşanır mı? İnternet olmadan yaşanır mı bu çağda? Ama bunların hepsini, zorunlu ihtiyaçlarınızı size parayla satıyorlar, bunu savunamıyorlar; bunların bedava olması gerektiğini, en azından ihtiyaç dahilinde olan kısmını ücretsiz halka sunulması gerektiğini söylediğinizde buna karşı itiraz edemiyorlar. Orada bir şey buldular. ‘Herkes oturduğu evin sahibi’ demiş, bunlar iktidara gelirse herkesin evine çökecek. Hadi oradan be!

En azından şunu düşünün ya. İnsan rakibinde bile daha geniş bir bakış arıyor. Mesela Erkan Baş şunu savunabilir mi, TİP şunu savunabilir mi? Bir tekstil işçisi, bir maden işçisi mesela Gazi Mahallesi’nde, Esenyurt’ta, Tuzla’da 2 göz gecekonduda yaşamaya devam etsin. Ben bunu savunabilir miyim ya? Gerisini anlamadınız, gerisini anlamadınız da bu adam İşçi Partisi Genel Başkanı. İnsanların güvensiz, bir deprem olduğunda hayatını kaybedecekleri, ısınamadıkları, sağlıksız, rezil evlerde yaşamasını mı savunuyorum ben?
Bu değil arkadaşlar ama hani böyle burada bir şey bulduk diye bunun üzerinde tepinenlerin bir kısmı; benim hiçbir emekçiyi insanlık dışı koşullarda sonsuza kadar yaşamaya mahkum etmeyeceğimi, en azından bunu savunmayacağımı bilirler.

 

‘İNSANLARIN EVİNE SOSYALİSTLER ÇÖKMÜYOR, KAPİTALİSTLER ÇÖKÜYOR’

Mesele ne? Mesele özel mülkiyet rejiminin devamlılığını sağlamak. Konut mu tartışalım, buyrun tartışalım. İnsanların evine kim çöküyor? AKP iktidara geldiğinde Türkiye’deki ev sahibi oranı neydi, bugün ne? Türkiye’de ev sahibi oranı her gün azalıyor. Dünyanın bütün kapitalist ülkelerinde böyle olmuyor mu? İnsanların evine sosyalistler çökmüyor, kapitalistler çöküyor. Niye? Başlangıç noktası şurası, şurada anlaşmamız lazım. İnsanın zorunlu ihtiyaçları, insanın temel ihtiyaçları birileri için kâr aracı haline getirilemez. Bak burada anlaştıktan sonra her konuda anlaşırız.

‘700 BİN KONUT FAZLASI OLAN BİR KENTTE İNSANLAR, DEPREM OLDUĞUNDA KESİN ÖLECEKLERİ EVDE YAŞAMAYA MAHKUM EDİLİYORLAR’

Ben diyorum ki bütün yurttaşların bütün temel ihtiyaçlarının güvence altına alınması gerekir. Mesela şunu açık söylüyorum, İstanbul’da 700 bin konut fazlası olduğunu biliyoruz değil mi hepimiz? Bu adalet mi arkadaşlar? 700 bin tane konut fazlası olan bir kentte insanlar deprem olduğunda kesin ölecekleri evlerde yaşamaya mahkum ediliyorlar ve ben bir siyasetçi olarak buna susacağım? Mesela bin tane dairesi olan emlak baronları var. Ben buna sessiz kalamam. Biz şunu savunuyoruz arkadaşlar. Herkes ama herkes güvenli, rahat, sağlıklı konutlara sahip olmak durumunda ve bu bugünün dünyasında bugünün Türkiye’sinde son derece mümkün.”

‘BİNLERCE EV BANKALAR TARAFINDAN ALINMIŞ DURUMDA’

Bir örnek vereceğim size. Mesela neyi kamulaştıracağız biliyor musunuz? Girin o kiralama, satın alma siteleri var ya. Yazın arkadaşlar ‘bankadan satılık ev’ Girin, binlerce ev bugün bankalar tarafından alınmış durumda. Gidin icra dairelerinde evlerin satışa çıktığı her yerde bankalar geliyor, bu evden gelir kazanacağım diye halkın almasına izin vermiyorlar. Bir vatandaş anlattı. Diyor ki ‘Annemin evi icradan satılıyordu, belki kurtarırız diye son bir hamle yaptık almak için. Banka satın aldı’ İnsanların evine el koyan sosyalistler değil. İnsanların evlerine el koyan kapitalistler. Çünkü onlar için insanın hiçbir önemi yok. Onlar için her şey ama her şey ‘Ne kadar para kazanırım?’ Benim karşı olduğum şey bu arkadaşlar.

‘BU İKTİDAR BİZİM HAYAL KURMAMIZA BİLE SINIR KOYUYOR’

Ben hayal kurmadan siyaset yapılabileceğine inanmıyorum. Hayal kurmadan yaşanabileceğine inanmıyorum. Bu iktidarlar bizim hayal kurmamıza bile sınır koyuyor. Bir şey söylüyorsun, güzel bir şey söylüyorsun ‘Ya bu hayal, bu olmaz’ Ya dur arkadaş, bir hayal kuralım ya. İnsanlık bütün tarihi boyunca hayal kurmuş, sonra o kurduğu hayali gerçekleştirmek için mücadele etmiş. Hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin ne olur. İnsanların hayallerinin büyüklüğü çok önemli bir şeydir ama hayal kurarken ayağımızı da yaşadığımız tarihe, coğrafyaya, ülkeye basalım ve biz böyle yapmaya çalışıyoruz.”

TİP’İN KONUT KRİZİNE İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ

Sözlerinin devamında partisinin konut ve barınma krizine 20 Mayıs 2022’de verdiği kanun teklifini de hatırlatan Baş, “Kamuoyuna da açıklamışız, Meclis Başkanlığı’na da vermişiz. Konut krizini aşmak için barınma sorununu gidermek için kanunda yapılması gereken değişiklikler. Diyoruz ki, fazla evi olan ve bundan kira geliri elde eden insanlardan artan oranlı vergi alalım. Yani 3 evin varsa vergi oranını artıralım, 4’te artıralım, 5’te artıralım, 6’da artıralım. Yani fazla evi varsa fazla vergi versin. Ama oradan aldığımız vergileri yandaşlara aktarmayalım. Oradan aldığımız vergilerle barınma fonu kuralım bir tane ve ihtiyaçları olan yurttaşları ev sahibi  yapmak, kira yardımı yapmak üzere bunları değerlendirelim. Mesela diyoruz ki; TOKİ ev yapıp satıyor. TOKİ aynı zamanda kiralık evler yapsın, sosyal konutlar yapsın ülkedeki kira oranlarını düşürelim. Mesela boş konutları, öğrenci yurtları haline getirelim. Barınma fonundan elde ettiğimiz gelirle öğrencilere kira desteği yapalım” ifadelerini kullandı.

‘SİYASET, SİYASETÇİLERE BIRAKILAMAYACAK KADAR ÖNEMLİ BİR ŞEYDİR’

Siyasetin herkesin işi olduğunu vurgulayan Baş, “Siyaset, siyasetçilere bırakılamayacak kadar önemli bir şeydir. Belki bir tartışmaya da vesile olsun diye söyleyeyim, son 20 yıldır bu mücadelenin hasbelkader içinde olan bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Şununla ben çok karşılaştım. Mesela işte bir iş yerinde işçiler sendikalaşır, önlerine engel çıkartılır, direniş başlar. Siz oraya gidersiniz, sizden yardım isterler, ‘Sesimizi duyur’ derler. Hep şunu sorarım. Bir yıl önce şu yan fabrikada bir sendikalaşma vardı, yardımcı olmuş muydunuz o zaman; işte 2 yıl önce şurada işçiler atılıyordu siz ona katkı koymuş muydunuz o zaman? ‘Şimdi anladık’ derler. Bu biraz insana özgü bir şeydir başına geldiği zaman anlar ama anlayan arkadaşlar şunu yapmazsalar bence daha doğru bir şey yaparlar. Ben yapıyorum o niye yapmıyor? Doğru olan ne ise inandığımız ne ise yapılması gerektiğini düşündüğümüz şey ne ise gücümüz oranında yapmalıyız” diye konuştu.

MÜCELLA YAPICI’NIN MESAJINI OKUDU

Sözlerine “Bir direnişçiden bana gelen mesaj var, onu mutlaka paylaşmak istiyorum” diyerek devam eden TİP Genel Başkanı, Gezi Davası tutuklularından Mücella Yapıcı’nın şu mesajını okudu:

“Hukukun ve adaletin zorba iktidar tarafından halkı korkutma aracı haline getirilmiş olması sadece bizlerin davasıyla değil bugün cezaevlerinde haksız, hukuksuz, tutsak bulunan tüm insanlar nezdinde zaten ortaya çıkmıştır. Bu kararlar malumun ilamıdır. Benim asıl endişem şudur, ortaya yıllardır çıkan bu adaletsiz durumun toplumun büyük bir kesimi tarafından kendi çıkarlarına ya da yakınlarına dokunmuyorsa sessiz sedasız kabullenilmiş olması. Bu kabulleniş ve ‘Anayasa’yı bir kere ihlal etmekle bir şey olmaz’ anlayışı bizi bu günlere getirdi. Ancak yine de şaşırma duygusunu, adalete olan inanç ve güveni hala kaybetmemiş olan herkese sabır diliyorum.

Yeni yılda mesleki ve insan etik değerleri nedeniyle 18 yıl hapse ki bu benim için müebbet demektir mahkum olan ancak yüzüm kızarmadan ve kendimden razı olarak çocuklarımın ve dostlarımın yüzüne bakabilen biri olarak bu onur ve huzuru yargı mensuplarına diliyorum. Biz hepimiz biliyoruz ki mücadele edebilen halkları hiçbir güç yenemez, yeter ki gönüllü köle olunmasın. Yeni yıl umudun ve dayanışmanın örgütlenebildiği, sözde hukukla inşa edilmeye çalışılan korku duvarını birlikte yıkacağımız bir dönemin başlangıcı olsun, esen kalın ve lütfen gülün. Gülmek devrimci bir eylemdir.” İLERİ HABER

Son Haberler

İlgili Haberler