Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TRT World Forum etkinliğindeki konuşması sırasında Türkiye’nin İsrail ile ticaretini protesto eden altısı kadın, üçü erkek, dokuz genç tutuklanmıştı. Gençler gözaltında çıplak arama, şiddet ve işkenceye maruz bırakıldıklarını iddia ettiler. Gözaltına alınanlar, ‘İşkence, Nitelikli Kasten Yaralama, Cinsel Taciz, Hakaret, Tehdit, Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi, Görevi Kötüye Kullanma’ suçlamalarıyla suç duyurusunda bulundular.
Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum etkinliğinde konuşurken Türkiye’nin Filistin’le ticarete devam ettiğini söyledikten sonra güvenlik tarafından derdest edilerek gözaltına alınan ve günlerdir gözaltında tutulan 9 kişi hakkında tutuklu yargılanmaları kararı verilmişti. 9 genç hakkında 6 Aralık tarihinde tahliye kararı verildi.
Gazeteci İsmail Saymaz, gençlerin yargıya başvurusunu ve gözaltı süreçlerinde yaşadıklarının anlatımlarını HalkTV’deki köşesine taşıdı:
Bu kadarı İsrail’de bile olmazdı
Dokuz genç İsrail’i Telaviv’de protesto etselerdi gözaltına bile alınmazlardı.
Fakat Türkiye’de beş gün cezaevinde yattılar.
Göreve yeni atanan genç ve başörtülü hakim, “Sayın cumhurbaşkanımızın konuşmaları esnasında” pankart açıp slogan atarak, İsrail’le ticarete karşı çıktıkları için altısı kadın, üçü erkek, dokuz genci tutukladı.
Tuttukları pankartlar ve attıkları sloganlarda Erdoğan’a yönelik bir eleştiri olmadığı halde cumhurbaşkanına hakaretten içeri atıldılar.
İtirazlar yükseldi de beş gün sonra salıverdiler.
Ayrıca üç kadın protestocunun Silivri F Tipi Cezaevi’ne girerken şallarını kesen üç infaz koruma memuru görevden uzaklaştırıldı.
Şimdi öğreniyoruz ki, gözaltında ve cezaevinde uğradıkları tek kötü muamele bu değilmiş. Kadınlar Emniyet ve cezaevinde tacize varan çıplak aramaya, ‘Çukur araması’ denilen çökertilip öksürtülmeye maruz bırakılmış. İki erkek protestocu cumhurbaşkanlığının korumaları ve polisler tarafından yumruk ve tekmeli şiddete uğramış.
Emniyet çıplak ve elle arama
Dokuz protestocu bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda şikayetçi oluyor. Avukatların sunacağı suç duyurusuna üç tutanak eklenecek.
İlki, 6 Aralık 2024 tarihli.
Altı kadın protestocu ile dört avukatın imzası var.
Aynı gün Silivri F Tipi Cezaevi’ndeki görüşte kaleme alınmış.
Kadın protestoculara Emniyet’te, iç çamaşırları kalacak şekilde arama yapıldığı iddiasının dile getirildiği tutanakta şöyle deniyor:
“Müvekkiller İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’de 29 Kasım 2024’te nezarethanede ufak bir odada hafif kilolu, 1.65-1.68 boylarında, saçı omuzlarına uzanan sarışın polisin başörtüsü, kaban, tişört ve atleti çıkarttırdıklarını, sadece iç çamaşırlarının bırakıldığını beyan etmişlerdir. Polisin iç çamaşırlarının içine elini sokmak suretiyle üstlerini aradığını, itiraz ettiklerini ama itirazlarının karşılıksız kaldığını beyan etmişlerdir.”
“2 Aralık 2024’te cezaevinde kayıt öncesi kıyafetleri tamamen çıkarılmak suretiyle üst aralamaları yapıldığını, yere çökerek öksürmelerinin istendiğini, zorla çıplak aramaya maruz kaldıklarını beyan etmişlerdir.”
‘Cumhurbaşkanı koruması gözüme yumruk attı’
Metris 1 No’lu T Tipi Cezaevine konan Mücahit Özel ve Emre Tekinkaya da avukatlar tarafından ziyaret edildi.
Görüşmelerde ayrı ayrı tutanak tutuldu.
Özel, protestodan sonra şiddet gördüğünü iddia etti.
Tutanaktan:
“Sol gözünün alt ve üst kısmında kırmızı renkte 4-5 milimetre çapında yoğun bir lekenin olduğu görülmüş, sebebi sorulduğunda, cumhurbaşkanına sesini duyurmaya çalışırken 5-6 kişinin müdahale ettiğini, şiddete uğradığını, yere düşürüldüğünü, sürüklendiğini ve bir odaya götürüldüğünü…”
Tutanağa göre burada, gözaltına alınan diğer protestocular da vardı.
Özel, cumhurbaşkanlığı korumalarını suçluyor.
Tutanaktan:
“Şiddet uygulayanların sivil koruma olduklarını, kollarında CD amblemi olduğunu, sivil bir polisin üst araması yaparken hırpalayarak darp ettiğini, salonda ve devamında sağ üst vücut bölgelerine ve bacaklarına vurulduğunu, sağ ayağını burktuklarını, bir CB korumasının sol göz izasında yumruk attığını, gözünde yoğun ağrı olduğunu beyan etmiştir. İki gündür ağrının arttığını, lekenin göründüğünü, bulanık gördüğünü, görme yetisinde ve uyumakta sorun yaşadığını, hastaneye gitmek istediğini söylemiştir.”
Özel, tutuklama çıktıktan sonra adliyenin asansöründe bir polis tarafından elleri arkadan bağlanarak tekmelendiğini ileri sürüyor. Özel, gözaltında yemek ve su ihtiyaçları ile namaz ve abdestte sorun çıkarıldığını, 18 saat boyunca aç ve susuz bırakıldıklarını savunuyor.
Özel’in sağlık raporunda “Birkaç polis tarafından darp edildiğini beyan ediyor. Sol gözde konjonktival kanama. Hasta gözüne yumruk darbesi aldığını beyan ediyor” diye not düşülmüş.
‘Valinin önünde dövüldüm’
Emre Tekinkaya, tutanağa göre, protestodan sonra götürüldüğü odaya İstanbul Valisi Davut Gül’ün gelerek, kendisine bağırdığını iddia ediyor. Tekinkaya, Gül’ün önünde şiddete uğradığını ileri sürüyor.
Tutanaktan:
“Göstermiş olduğu tepkiden sonra kollarında cumhurbaşkanlığı amblemi olan koruma kıyafetli onlarca erkek tarafından darp edildiğini, diz ve bacaklarına sert ve çok sayıda darbede bulunulduğunu, bir odaya alındığını, darp edilmeye devam edildiğini, İstanbul Valisi Davut Gül’ün gelip bağırıp çağırdığını, korumaların kendisini yere düşürdüğünü, valiye kendisine neden böyle davranıldığını sorduğunu, valinin engel olmadığını, korumaların kendisini öldürmekle tehdit ettiğini, ‘Protesto ne demek, senin böyle bir hakkın yok’ dediklerini…”
Yargılanacaklar mı?
İhtimal, bu dokuz protestocuya cumhurbaşkanına hakaretten ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten dava açılacak.
Onlara kötü muamelede bulundukları iddia edilen cumhurbaşkanlığı korumaları, polisler ve cezaevindeki görevliler yargılanacak mı, göreceğiz.