5.5 C
Almanya
Pazartesi, Kasım 18, 2024

Diyanet’in LGBTİ+ nefretini eleştirmek, ‘dini değerleri aşağılamak’ sayıldı

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın salgınların eşcinsellerden kaynaklandığını iddia ettiği hutbesini eleştiren İzmir Barosu'nun yönetimi 'dini değerleri aşağılamak' suçundan yargılanacak

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 24 Nisan 2020’deki hutbesinde LGBTİ+’ların HIV ve diğer salgın hastalıkların kaynağı olduğu iddia edildi ve İslam’ın bu nedenle eşcinselliği lanetlediği ifade edildi. İzmir Barosu ise Diyanet’in bu hutbetsinin ardından “Nefrete inat, yaşasın hayat” diyerek bir açıklama yaptı ve Diyanet’in ayrımcı söylemine tepki gösterdi.

Diyanet’in ayrımcı hutbesi herhangib bir soruşturmanın konusu olmazken İzmir Barosu’nun açıklaması hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma merciinin “Suç işlendiğini gösteren delil yok, o nedenle kovuşturma gerekmez” diyerek gönderdiği evrak, bakanlığın kovuşturma izni vermesi üzerine iddianameye dönüştü. İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel ve on yönetim kurulu üyesi “dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla yargılanacak.

İzmir Barosu: “Kayıp savcılar bulundu”

İzmir Barosu, Peker’in iddialarının ardından kamuoyunda sıklıkla telaffuz edilen “Bunları soruşturacak savcı yok mu?” sözlerine gönderme yaparak “Kayıp savcılar bulundu” dedi. İzmir Barosu’nun açıklaması şöyle: Bir devlet görevlisi şahsın, yurttaşların bir kesimini hedef gösterici, şiddeti meşrulaştırıcı, ayrımcılığı doğallaştırıcı söylemi açıkça dile getirmekten çekinmediği yerde, baroların savunmasız kalan yurttaşların haklarını korunmak için öne çıkması, kanundan kaynaklanan görevleridir.Baromuzun bugün yargılama konusu yapılmak istenen açıklaması, tam da bu amaçla hazırlanmış bir metindir ve hiçbir şekilde bir suç unsuru taşımamaktadır.Biliyoruz ki yurttaşlarımız haftalardır yürütmenin her basamağından insanların karıştığı rüşvet ve yolsuzluk iddialarına karşı sessiz kalan savcılar nerede diye haykırıyorlar.Mazisi 114 yıl geriye giden İzmir Barosu olarak açıklıyoruz, kayıp savcılar bulunmuştur.Çevre katliamlarında, kadın cinayetlerinde, çocuk istismarlarında, rüşvet ve yolsuzluk iddialarında ortadan kaybolan savcılar, bugün adlarının başındaki “cumhuriyet” sıfatının manasını unutmuş, öğretmenlerin, sendikacıların, akademisyenlerin, öğrencilerin, sanatçıların ve şimdi de İzmir Barosu yönetiminin peşine düşmüştür.Bütünüyle siyasallaşmış, talimatsız iş göremez hale gelmiş yargıyı yeniden inşa edecek, Cumhuriyetin liyakatli savcılarını ve yargıçlarını yetiştirecek güç, ülkemiz hukukçularında mevcuttur.Geldiğimiz bu noktada yargının bağımsız kalmış tek unsuru olan savunmanın temsilcileri sıfatıyla bir kez daha yüksek sesle ifade ediyoruz: Bedeli ne olursa olsun, yurttaşlarımızın haklarını, demokratik ve laik Cumhuriyeti korumaya devam edeceğiz.Bize parmak sallamayın. Korkutamazsınız!Sendika.Org, Foto: Murat Karabulut, Public domain, via Wikimedia Commons

Son Haberler

İlgili Haberler