Devrimci mücadelenin önderlerinden THKO kurucuları Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edilmelerinin 48. yıldönümünde Ankara’da Karşıyaka Mezarlığı’nda anıldı. Her yıl binlerce kişinin akın ettiği Karşıyaka Mezarlığı’nda bu yıl salgın nedeniyle sembolik anmalar gerçekleşti. Ancak Ankaralılar sabahın erken saatlerinde bireysel olarak mezarları ziyaret etti.
Polis, Karşıyaka Mezarlığı 2 Nolu kapı önünde bir araya gelen gençlerin toplu şekilde, pankart, flama ve Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın fotoğraflarını mezarlığa girmesine izin vermedi. Sosyal mesafe gerekçesiyle gelen kişileri gruplar halinde içeriye alan polis, mezarlığa sadece çiçek alınmasına izin verdi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre polis, mezarlığa flama soktukları gerekçesiyle gençlere saldırdı. Saldırıda gazetecilerin çekim yapması engellenirken, iki kişi gözaltına alındı.
Devrim yürüyüşümüzü sürdüreceğiz
Öğrenci Kolektifleri tarafından, denizlerin mezarı başında yapılan anmada, “Zap suyuna kurulan Devrimci Gençlik Köprüsü, bugün güvencesiz çalışmak zorunda bırakılan işçilerle, kapitalizmin mağdur ettiği halkla aramızda köprü oluyor. Dayanışma bağlarıyla bir araya gelen örgütlü bir halkın karşısında durabilecek hiç bir kuvvet yoktur. sosyalizm sanıldığı gibi uzaklarda, ulaşılmaz değildir. Kampüslerde, sokaklarda, evlerde, iş yerlerinde, kısacası bulunduğumuz bütün alanlarda örgütlü gücümüzde sosyalizmi kendi ellerimizle inşa edeceğiz. Fırtınalı denizlerin dalgaları olup, mahir yüreklerimizle sosyalizmi göklerden indireceğiz. Yaşasın akıl, bilim, sosyalizm mücadelemiz” ifadelerine yer verildi.
“Emperyalizme karşı mücadelenin tohumlarını ektiler”
Halkevleri de sınırlı bir katılımla Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için mezarları başında anma programı düzenledi. Halkevleri adına konuşan Tankut Serttaş konuşmasında şunları söyledi:
“Denizler bu topraklarda emperyalizme karşı mücadelenin tohumlarını ektiler. Öyle bir ektiler ki, kendi ölümlerinden sonra bile yarım asırdır süren bir mücadelenin ilham kaynağı olmaya devam ediyorlar. Denizler Amerikan emperyalizminin bu topraklarda ve dünyanın her yerinde tek belirleyen olmadığını; direnişin, itirazın bir belirleyen olabileceğini gösterdiler. 6. Filoyu denize dökmek tam da böyle bir eylem değil miydi? Tam da direnişçilerin gücünü gösteren, tam da emperyalizmin her istediğini gösteren bir eylem değil miydi? Denizler başka bir gerçekliği arıyorlardı. Emperyalizmin yer yüzündeki bütün kaynakları, sermayenin hizmetine sunduğu yerde başka bir gerçekliğin, başka bir dünyanın mümkünlüğünü aradılar. Tek yol emekçilere, kadınlara, gençlere yani bütün bir halka cehenneme çevrilmiş bir hayat olmamalıydı, başka bir hayat mümkündü ve denizler bu hakikatın peşindeydi. Bugün o diğer gerçekliği arayanlar, başka bir dünya mümkün diyenleri yani bizler, devrimciler, bugün yarım asır öncesine baktığımız da alacak dersimiz yok mu?” sendika.org