Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
“Salgın değişim sürecini hızlandırmıştır. Koronavirüs salgını bu değişim sürecini daha da hızlandırmıştır. Yüzyılın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen salgın küresel sistemdeki açıkları ve yapısal sorunları bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Salgının sağlıkla ilgili boyutu daha da tartışırsa yansımalarını hayatımızın hemen her alanında görmek mümkün.
Ekonomiden ticarete toplumsal hareketlerden kamu güvenliğine kadar çok geniş bir yelpazede salgının artçı sarsıntılarına şahit oluyoruz.
Salgınla beraber istikrarsızlığın islam ve yabancı karşıtı ırkçı akımların dünyanın farklı köşelerinde yaygınlaştığını görüyoruz.
Demokrasi ve demokratik değerler yara alırken sorun çözme mekanizmaları işlerliklerini kaybediyor. Uluslararası toplum tarafından terkedilmiş olma düşüncesi bilhassa sistemin çeperinde yer alan yoksul ülkeleri içe kapanmaya sürüklüyor.
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere yönelik yardımların şarta bağlanması adaleti ve hakkaniyeti olan inancı da aşındırıyor. Küresel ekonominin toparlanma ihtiyacı en üst safhada iken özellikle gelişmiş ülkelerin korumacı tedbirlere başvurması salgın kaynaklı ekonomik sorunların derinleşmesine sebep oluyor.
Dünyanın içinde bulunduğu bu manzara bize NATO’nun da üzerine inşa edildiği ittifak ve dayanışma ruhunun önemini göstermiştir.
Küresel istikrarın muhafazasında NATO’nun en belirleyiciliği hem de üstlenmesi gereken sorumluluklar artmıştır.
Üye devletler kurucu ilkelerine sahip çıkmalı ve ittifakı güçlendirilmelidir. Akdeniz’den Karadeniz’e Avrupa’dan Asya’ya kadar NATO’nun sağladığı güvenlik şemsiyesine ihtiyaç duyulan her yerde ittifak aktif rol üstlenmelidir.
NATO’nun küresel sınamalar karşısında daha etkin inisiyatif alabilmesi gerekmektedir.
Özellikle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Biden ile az evvel bir araya geldik. NATO Brüksel Zirvesini küresel ölçekte kritik hadiselerin yaşandığı işte böyle bir atmosferde gerçekleştirdi. İttifakın önümüzdeki 10 yıllık yol haritasına eşlik edecek NATO 2030 sürecine ilişkin önemli kararların alındığı zirvemizi tamamladık.
Zirve toplantımızda NATO’nun güvenliğine yönelik tehditleri görüştük.
Dayanışma ve beraberlik başta olmak üzere temel ilkelerinden taviz vermemesi gerektiğini vurguladık. Terörle mücadele başta olmak üzere Türkiye’nin önceliklerini hassasiyetlerini ve haklı beklentilerini müttefiklerimizin dikkatine sunduk ancak burada üzülerek bir hususun altını çizmek istiyorum. Örgütler arasında ayrım yapan iyi terörist kötü terörist sınıflamasına giden çarpık anlayış mevcudiyetini ne yazık ki böyle ikircikli bir tavrın terörün yok edemeyeceği bilakis terör örgütlerini cesaret verici açıktır.
Bir terör örgütünün diğerinin yok edilemeyeceği de ortaya çıkmıştır; işte yeni isimler altında varlığını sürdürmesi terörle mücadelede rehavet ve çifte standardın yeri olmadığını göstermiştir.
Türkiye DEAŞ belasına karşı göğüs göğüse mücadele etmiş Suriye’nin güneyinden bu örgütün sökülüp atılmasını sağlamış tek NATO müttefik sınır ötesi operasyonlarının sayesinde 8200 kilometrekareden fazla alanı terörden arındırıldı. Tesis ettiğimiz güven atmosferiyle yeni bir insani trajedinin ve büyük bir göç dalgasının önüne geçmiştir.
Son günlerde İdlib’e yönelik; hem PKK hem YPG kaynaklı saldırıların yoğunlaşması bu bölgeyi tekrar kaosa sürüklemeyi amaçlamaktadır. Cumartesi günü İdlip’teki Hastaneyi hedef alan YPG PYD terör örgütü 14 masumu katletmiş 32 sivili de yaralamıştır.
Bu terör eylemi bile müttefik silahları ile donatılan yöneticilerin kimi ülkelerde kırmızı halılarda ağırlanan bu örgütün kanlı kirli ve çirkin yüzünü göstermektedir.
PKK’ya verilen desteğin artık sonlandırılması gerektiğini açıkça dile getirip terör örgütleri ile mücadelemizin yanı sıra Suriye’nin bir terörist yetiştirme kampına dönüşmesinin de önüne geçmeye çalıştık . Bugüne kadar 9 bine yakın yabancı terörist savaşçı yakalayıp ülkelerine geri gönderik.
Suriye bölgesinde düzensiz göç yükünün neredeyse hepsini yalnız başına omuzlamak mecburiyetinde kalmıştır.
Suriyeli sığınmacıya sahip çıkan Türkiye’ye verilen taahhütlerin çoğu yerine getirilmemiştir.
Amerika Birleşik Devletleri Başkan Biden’la az evvel bir araya geldik. Uzun yıllara dayalı bir dostluğumuzun bulunduğu Sayın Biden’la gündemimizde yer alan konularla ilgili kapsamlı görüş alışverişinde bulundu.
İş birliği imkanlarını yapıcı bir yaklaşımla hala etkin işbirliğine ihtiyaç duyduğumuz coğrafyalarda yapacağımız ortak çalışmaları Sayın Biden ve ekibi ile görüştük.
NATO’nun sınırlarının ve müşterek çıkarlarımızın da savunucusu olmuştur. Bugün için de salgın sonrası ortaya çıkacak yeni fırsatları da dikkate alarak aramızdaki ekonomik potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilmesi için atılabilecek adımları değerlendirdik.
2 müttefike ve stratejik ortağa yakışır şekilde doğrudan diyalog kanallarını etkin ve düzenli şekilde kullanma hususunda mutabık kaldık.
İş birliği ve bölgesel istişare mekanizmalarının yeniden canlandırılması gerektiğinin altını çizdik.
Neticede son derece yararlı ve samimi bir görüşme oldu.
Her alanda karşılıklı saygı ve çıkara dayalı verimli bir işbirliği döneminin başlaması noktasında güçlü bir iradenin olduğunu görüyoruz.
Sayın Biden’la önümüzdeki dönemde bu hedefler doğrultusunda işbirliğimizi artıracağız. Türkiye Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerinde çözülemeyecek hiçbir mesele olmadığını tam tersine işbirliği alanlarımızın sorun başlıklarından daha geniş ve zengin bir görünüm sergilediğini düşünüyoruz.
Zirve bir diğer görüşmeyi de Birleşik Krallık Başbakanı Sayın Boris Johnson görüşmemizde dost müttefik ve stratejik ortak olarak ikili ve bölgesel düzeydeki iş birliğimize verdiğimiz önemi ve bunun sürdürülmesine yönelik irademizi karşılıklı olarak vurguladık.
Salgın süresince sıklıkla konuştuğum Şansölye Merkel ile bu kez yüz yüze görüşerek ikili ve bölgesel konularda kapsamlı bir fikir teatisi gerçekleştirdik.
Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis görüşmemizde yeniden canlandırdığımız diyalog mekanizmalarının sürdürülmesini kararlaştırdık.
Sayın Başbakan ile ülkelerimiz arasında pozitif gündemi destekleyecek adımların karşılıklı olarak atılması uçlarında da fikir birliğine, hatta biz görüşmelerinizi ikili olarak yapalım ve daha da ilerisi biz görüşmelerimizi gerekirse özel hattan yapmak suretiyle araya birilerini sokmama kararı aldık.
Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Makron İspanya Başbakanı Sayın Sanchez ve Hollanda Başbakanı Sayın Rutte ile bir araya geldik. Bu görüşmelerde de ikili ve bölgesel konular ile Avrupa Birliği’ndeki gelişmeleri helal kendileri ile diyalog sürdürme hususunda mutabık kaldık.
Soru 1- Biden ile görüşmenizde Türkiye’nin Afganistan da asker kalması hakkında ne görüştünüz.?
Türkiye Eğer Afganistan’dan çıkmamız istenmiyorsa özellikle orada belli bir desteğin verilmesi istenmiyorsa diplomatik lojistik bunun yanında mali konularda Amerika’nın bize vereceği destek büyük önem taşıyor.
Bir diğer konu yine Afganistan’da. Biz Pakistan’ı da yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. Macaristan’ı yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. Bütün bunlarla birlikte istiyoruz, bunları ilettik.
Soru 2-S400 konusunu
Tabii ki burada yapılacak olan böyle bir görüşmede S400’ün gündeme gelmemesi mümkün değil ama S400 de bizim düşüncemiz daha önce neyse aynı düşünceyi Sayın Başkana ifade ettim, ve bunun yanında F35 konusunu kendilerine aynı şekilde yine ifade ettim temennim odur ki savunma sanayi ile ilgili olarak müşterek yapabileceğimiz adımlar nelerdir.? Bunları ifade ettim.
Soru 3- Fransa ile ilişkileriniz ve görüşmeleriniz.?
Fransa ile de yani bugünkü görüşmemizden özellikle ikili görüşmelerimizin ciddi bir dayanışma içerisinde devamında mutabık kaldık. Macron kendisinin İslam karşıtı anlaşılmaların kendisi açısından yanlış olduğunu benim İslam’a karşı olmanın mümkün olmadığını bunu bana ısrarla söyledi. ve bu süreç içerisinde ne yazık ki bazı mahafiller bu tür şeyleri uydurdular. Ama benim İslam’a karşı olmam söz konusu değildir, ve bunu yani bir dost olarak size söylüyorum dedi. Dedim ki böyle olduğuna göre bundan sonraki süreçte de bunları yani tarziye edecek açıklamalar olursa bu tabii çok çok isabetli olur.
Soru 4 Yunanistan ile ilgil görüşmeler
Micotakis ile güzel bir görüşme geçti ve gerek Ege’de olsun gerek diğer bölgelerde olsun bundan böyle ben de kendisine şunu söyledim; yani üçüncü ülke veya kişileri bu işe karıştırmayalım. Biz bundan böyle bu tür sıkıntılı anlar olduğunda siz beni özel hattan rahatlıkla arayın. Ben de sizi özel adla rahatlıkla arayayım ve böylece herhangi bir sıkıntı yaşamadan Türkiye-Yunanistan olarak adımlarımızı atalım. Yunanistan başkanım Micotakis’in sessiz sakin bir yıl geçirme düşüncelerine katılıyorum.
Soru 5- Afganistanlı ilgili söylediğiniz mutabakatı tam netleştirebilir misiniz.?
Her şey den önce şu anda yüz yüze görüşmemiz NATO’daki bu zirveli gerçekleşiyor. Ve bu zirve ile birlikte benim şahsen tabii bu Biden ile tanışmam görüşmem yeni değil çok çok eski. Ve Türkiye-Amerika arasındaki bu süreç ve bugün bu yüz yüze yaptığımız görüşmede yaklaşık yarım saati aşkın ikili bir görüşme yaptık. Ondan sonra heyetlerarası görüşmemizi yaptık ve bu görüşmeler gerçekleşti. Amerika Patriotları vermediği için S400’leri aldık. Biden’ı Türkiye’ye davet ettim. Ve Türkiye’ye davet konusunda da şu yoğunluklarına açtıktan sonra da Türkiye’ye gelebileceğini de ayrıca söyledi.
Soru 6- Amerika Birleşik Devletleri’nin 1915 olaylarının soykırım olarak tanınması konusu ele alındı mı.?
Konuşmadık.