İki kardeşin telefon konuşmasını yazdım bugün. Biraz eğlenelim istedim. Biri alabildiğine cimri, diğeri alabildiğine bencil… Bakalım hangisi baskın çıkacak?
– Osman abi, nasılsın, iyi misin?
-Elektrik faturası geldi, sinirim bozuk.
-Yapma öyle, evde herkesin suratına tükürmüşsün!
-Gavur malı gibi kullanmasın onlar da.
-Neyse abi, yarın dersin yoksa benim dükkanda durur musun biraz?
-Dersim var Ayten.
-Lütfiye’ye sordum, boş günü demişti.
-İşini sağlama aldın yani.
-Abi n’olur dursan… En azından iki saat…
-Daha üç gün önce oğlanın veli toplantısı dedin, geldim. Yol parası çok tutar şimdi.
-O gün verdim ya zaten yol paranı! Yok yoksul değilsin üstelik. Dünyayı kazanıyorsun özel derslerden.
-Yetmiyor ki para, gelen gidiyor.
-Lütfiye öyle söylemiyor. Evi kendi maaşıyla çekip çeviriyormuş.
-Tamam Ayten. Kapatalım bu konuyu.
-Canım abim, gelecek misin yarın? Bak yeğenlerinle de ilgilenmiyorsun hiç. Ağzımı açıp bir şey söylüyor muyum?
-Esnaflık yapmak istesem kendi iş yerimi açardım. Olmuyor yaptığın böyle zırt pırt.
-Haydi abi, kırma beni, kimim var ki senden başka?
-Birini al yanına, yokluğunda o baksın.
-Tanımadığım insanlara nasıl güveneyim? Hem babam ölürken sana emanet etmedi mi beni?
-Bırak duygu sömürüsü yapmayı! Bir sürü işim gücüm var zaten.
-E gelmezsen ben yarın n’aparım?
-N’parsan yap kızım, dükkanı açarken bana mı sordun?
-Peki geldiğin günler için yevmiye versem?
-O olur bak. Ama işe yarar bir para olsun ki, değsin geldiğime.
-Yarın sabah dükkanda ol. Para işini yüz yüze konuşalım.
-Tamam kızım. Yarın erkenden gelirim.