Kazım DOĞAN / OFFENBACH
Offenbach’ın merkezindeki tarihi Büsing Sarayı, beş ülkeden beş grup ve yirminin üzerinde sanatçının katıldığı muhteşem bir festivale tanıklık etti. SuArt derneğinin Busing Sarayı’nın konser salonunda düzenlediği festival, Eyalet Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı, Ulaştırma, Enerji ve İskan Bakanı Tarek Al-Wazir ile Offenbach Büyükşehir Belediye Başkanı Felix Schwenke’nin himayesinde gerçekleşti. Festivale Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer de katıldı. Berthold Brecht’in “Çocuk Şarkısı” ile başlayan festivalde sanatçılar birlikte, Türkçe Pir Sultan Abdal’ın ‘Dostum Dostum”, “Baktı Geçti”, “Dün Bitti, Yarın Var” ile Almanca, Lehçe, Portekizce ve Ukraynaca şarkılar söylediler. Gruplar Waldzitherpunk (Almanya), Trio Fado (Portekiz), Dikanda (Polonya), Luiku (Ukrayna) ile Hasan Yükselir ve Vural Güler performanslarıyla ayakta alkışlandılar. Luiku grubu, performansında bağlamaya da yer verdi.
‘İfade özgürlüğünün aracı müzik, susturulamaz’
Festivalin açılış konuşmasını yapan Offenbach Büyükşehir Belediyesi Başkanı Felix Schwenke, “Müzik dünyadaki her bir insana aittir, bunun tartışması yapılmaz. Kötü olan pandemi nedeniyle konserlerin yapılamamış olmasıdır. Kültür için acı bir dönem oldu. Bu aynı zamanda demokrasi için de acı bir dönemdi. Müzik, düşüncelerin özgürleşmesi için önemli bir araç. Dünyada hala ifade özgürlüğüne bir araç olarak kullanılan müziği yasaklayan pek çok ülke var. Bu nedenle müziğin susması, demokrasinin ama aynı zamanda hayattan zevk almanın da yok edilmesi anlamına geliyor. Çok az bir destekle bu festivali düzenleyenler, geçtiğimiz yıllarda büyük iş başardılar ve dünyanın önde gelen isimlerini Offenbach’a getirdiler. Festival yöneticileri Hülya Özkaya Güler ve Hasan Yükselir’e büyük saygı duyuyorum. Festival savaşın olduğu bir Avrupa’da gerçekleşiyor. Offenbach inanılmaz kadar çok farklı ülkeden insanların barış içinde bir kent. Bununla gurur duyuyoruz. Böylesine uluslararası bir festival, kentimize tam uyuyor” dedi.
Müsteşar Asar: Bu festival farklı
Hessen Bilim ve Sanat Bakanlığı Müsteşarı Ayşe Asar da festivalin özelliğinin herkesi mutlu kılan farklılıkları öne çıkarması olduğunu söyledi. Asar, “Bu festival yalnızca bir müzik festivali değildir. Farklılıkları, çok çeşitliliği öne çıkaran bir festival. Bu festival için Offenbach, Hessen’den daha iyi bir yer olamazdı. Biz bakanlık olarak bilim, kültür ve sanatla ilgiliyiz. O nedenle hep tiyatrolarda, sanat etkinliklerindeyim. Toplumsal çeşitlilik, hem sahnede hem seyirci açısından ne yazık ki hala yansıtılmıyor. Bu nedenle sahne ve seyircide farklılığın, toplumsal çeşitliliğin olduğu bir festival bizi çok memnun ediyor. Doğu ve batının biraraya gelerek muhteşem sonuç ortaya çıkarması, bizim perpektifimizi genişletmesi olağanüstü bir durum” diye konuştu.
“Festival bir barış çağrısı olarak da algılanmalı”
Festivalin genel sanat yönetmeni, usta sanatçı Hasan Yükselir, festival orkestrasının amacını, seslendirdiği eserlerle göstermeyi tercih ettiğine dikkat çekti. Sekizinci kez düzenledikleri festivalin aynı zamanda bir barış çağrısı olduğunu kaydeden Yükselir, “Almanya çok kültürlü bir ülke olduğundan birlikte yaşama kültürünü birlikte şarkı söyleme olarak değerlendirmenin hiçbir sakıncası yok. Yan yanayı, diz dizeyiz, göz gözeyiz. Bu halklar birarada dostça, şarkılarla söyler, kardeşce, barış içinde yaşarlar. Biz de bunun bir tür örneğini gösteriyoruz. Farklı kültürlerin ortak dili müziktir. En küçük namenin kalbinde birşeyler uyandırıyorsa onun nereli olduğunun pek de önemi yok. Ortaya çıkan duygu bu ilişkilerin güzelliğini gösteriyor. Ukrayna halkının yanında olduğumuzu göstermek bağlamında da festivalimize davet ettik. Hem onların sesini buralarda duyurmak hem festivalin barış çağrısı olarak da algılanması açısından önemliydi” dedi.
