Görev süresini tamamlayan Frankfurt Başkonsolosu Ufuk Ekici, rezidansında verdiği veda yemeğinde, iki dilli anaokulların yaygınlaşması gerektiğini vurguladı.
Frankfurt’a veda etmeye hazırlanan Başkonsolos Ufuk Ekici’den anadil uyarısı.
Kısa sürede kendisini Türk toplumuna sevdiren Başkonsolos Ekici veda yemeğinde, „Umarım Türkçe yakın bir zamanda ikinci veya üçüncü yabancı dil olarak okutulur. Bu konuda toplumumuzun beklentisi var“ diye konuştu. Başkonsolos Ekici’nin rezidansında verdiği veda yemeğine sivil toplum yöneticilerinin yanısıra Hessen Eyalet Milletvekilleri Turgut Yüksel (SPD), Mürvet Öztürk (Yeşiller), Frankfurt Belediye Meclisi Üyesi Hılime Arslaner (Yeşiller) de katıldı. Frankfurt Türk Sanat Müziği Sevenler Derneği Başkanı Serpil Uludağ ve Koro Şefi Orhan Mercan, Başkonsolos Ekici’ye plaketle teşekkür ettiler.
Başkonsolos Ekici 15 Eylül’de üç yıl Viyana’da birlikte çalıştığı M. Mustafa Çelik’e devredecek.
İnsanların ileriye gitmesi için
Duygusal konuşmasında Başkonsolos Ekici, „Çok güzel toplantılarımız, projelerimiz oldu. Farklı sebeplerle farklı mekanlarda biraraya geldik. görüşmelerimiz oldu. Türkiye’den bakan, sanatçı, işadamı ziyaretçilerimiz oldu, biraraya geldik. Farklı platformlarda farklı işler yapmaya çalıştık. Hangi görüşten hangi dernek olursa olsun bir kez olsun ziyaret etmeye çalıştım. Ortak konularda işbirliği yapıp buradaki insanlarımızın ileriye gitmesi için çaba gösterdik. O çabalara o güler yüzünüzle karşılık verdiniz. İşadamları Platformu, çift dilli anaokulu projesi, gençlik daireleriyle çalışma grubumu umarım devam eder“ dedi.
‘Türkçe – Almanca anaokulları yaygınlaşmalı’
Alman makamlarla görüşmelerinde Türkçe derslerinin eskiden olduğu gibi yine not verilen dersler olmasını gündeme getirdiğini kaydeden Başkonsolos Ekici, şunları söyledi: „Türkçe anadil derslerinin eskiden olduğu gibi yine not verilen bir ders haline getirilmesi konusunu gündeme getirdik. Umarım Türkçe yakın bir zamanda ikinci veya üçüncü yabancı dil olarak okutulur. Bu konuda toplumumuzun beklentisi var. Umarım dernekler de bu yönde çalışmaya devam eder. Gençlerimizin hayırlı insanlar olarak yetişmeleri, dilimizin, kültürümüzün devam etmesi. İki dilli anaokulumuzun yaygınlaşması. Derneklerimiz umarım bu projelere sahip çıkar. İki buçuk yılda çok güzel dostluklar kazandım. Sizleri Ankara’ya beklerim. Güler yüzünüz, dostluğunuz için teşekkürler. Dostlukları geride bırakmayıp beraber götürüyoruz. Çok güzel günlerimiz oldu. İnsanlarımızın seçinlerini paylaştık. Sevinçler paylaşılınca güzelleşiyor. Ama acıları da paylaşmaya çalıştık. Muhammed bebeğimiz, Tuğçe kızımız vardı. Gelecek arkadaşımız da sizlerden biri. Sağlıcakla kalın. Hakkınızı helal edin“.