İsrail’deki Ultra Ortodoks, aşırı sağcı Yahudiler geçtiğimiz hafta, Burak Duvarı önünde toplanıp, Mescid-i Aksa avlusu önünde bir ağaç alev aldığında dans edip, şarkı söylediler. İlerleyen günlerde aşırı sağcı Yahudi yerleşimciler Kudüs ve Lod gibi şehirlerde ”Araplara ölüm” sloganları atarak yürüyüşler düzenlediler, İsrail yurttaşı Filistinlilere saldırdılar. Tüm dünyaya yayılan bu görüntüler, şiddet yanlısı faşist çetelerin yarattığı nefret ortamı ve onların faaliyetlerine izin veren hükümete eleştirilerin daha da artmasına neden olurken, hakkındaki yolsuzluk davaları nedeniyle halkın güvenini iyice kaybeden Netanyahu, barış isteyen çoğunluğu duymamakta ısrar etmesi tepkilere neden oluyor.
Bugün İsrail’de barış isteyenlerin sayısı, savaş çığırtkanlığı yapanların sayısından çok daha fazla. Özellikle ülkedeki gençler, yıllardır akan kanın artık durmasını, işgalin son bulmasını ve daha eşit bir toplum hayali kurduklarını her fırsatta dile getirirken, sağcı hükümetin inatçı işgal politikasının bedelini ‘çoğunluğun’ ödediğinin altını çiziyor. Bölgeden gelen tüm görüntüler, yaygın medya kuruluşların inanmamızı isteyeceği gibi, İsrail ve Filistin halkının arasındaki “çatışmalar” değil, işgalci bir devletin, en üst düzey teknolojik silahlarla donatılmış askeri gücünün bir halka karşı, acımasızca kullanması olduğunun altını çiziyor.
DEVLET BÜTÇESİ SAVAŞA GİDİYOR
İsrail’de sosyalistlerin, sendikacıların ve hak savunucularının birlikte mücadele ettiği Standing Together üyesi Uri Weltmann, işgalin derhal son bulmasını ve halkların arasında barışın gelmesini talep etmek için eylemlerin organizasyonunda yer alıyor.
Weltmann, “Eğitim, sağlık, sosyal güvence, ulaşım ve diğer sosyal hizmetler için ayrılan bütçelerden savaş politikaları için kesinti yapılıyor. Netanyahu’nun savaş planlarına, askeri gücüne ve teçhizatına ayrılan ödeneğin büyük kısmı Filistinlilere ait bölgelerin işgaline harcanıyor” ifadelerini kullandı. İsrail hükümetinin sürdürmekte ısrarcı olduğu işgal olitikalarının sadece kendi çıkarına olduğunun altını çizen Weltmann, “OECD ülkeleri arasındaki en yüksek gelir
eşitsizliğine sahip olan İsrail’de, savaşa ayrılan bütçe eğer kamu yararına harcanırsa daha eşit ve özgür bir toplumun önü açılacaktır” dedi. Yıllardır dökülen kanın bedelini sağcı iktidarlar değil, toplumun büyük çoğunluğunun ödediğini belirten Weltmann, “Bu savaş, Filistinli Arapların ve İsrailli Yahudilerin çıkarına değil, barış istiyoruz” ifadelerini kullandı.
ŞİDDETİN OLDUĞU YERDE KUTSALLIK YOK
Free Jerusalem’den Atalya Ben Abba da dökülen kanın artık durmasını isteyen büyük bir çoğunluktan. Abba, “Bizler burada yaşayan binlerce Arap ve Yahudi olarak birlikte, şiddete, işgale, faşist saldırılara karşı sokaklara çıktık. Yıllardır dökülen kanın artık durması, Kudüs’te yaşanan şiddetin son bulması, İsrail devletinin Filistin halkının yaşadığı
yerlerdeki işgalin sona ermesini istiyoruz. Şiddete, düşmanca yükselen sağcı söylemlere ve ırkçılığa karşı mücadele ederken söylediğimiz en büyük sözlerden biri ‘Şiddetin olduğu yerde, kutsallık yoktur’ oldu. Sivillerin, çocukların öldüğü bir yerde, insanların şiddetle, zorla evlerinden gönderildiği bir yerde sessiz kalmak mümkün değil. Birlikte, barış içinde yaşamak mümkün” ifadelerini kullandı.
FİLİSTİN İLE DAYANIŞMA EYLEMLERİ GERÇEKLEŞTİ
İsrail’in Gazze ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıları, İngiltere’nin başkenti Londra’da ve Fransa’nın başkenti Paris’te protesto edildi. Londra’da binlerce kişi yerel saatle 12.00’de Hyde Park’ta toplanarak İsrail Büyükelçiliği’ne yürüdü. “Etnik temizliğe son verin” yazılı dövizler taşıyan Londralılar, “Filistin’e özgürlük” sloganları attılar. Londra’da gerçekleşen eyleme 100 bin kişinin katıldığı tahmin ediliyor.
Eyleme katılan binlerce kişi, saldırıların durdurulmasını, Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılmasını ve işgale son verilmesini talep eden göstericiler, İngiltere hükümetinden de İsrail’e verdiği desteği kesmesini talep etti. Fransa’da da başta başkent Paris olmak üzere 15 kentte dayanışma eylemleri gerçekleşti. Binlerce kişi saldırılara derhal son verin dedi. birgun.net / Özde ÇELİKBİLEK