Ankara’da DİSK, KESK, TTB VE TMMOB’un çağrısıyla düzenlenen barış mitinginin iki canlı bombayla kan gölüne çevrilmesine tepkiler yurtdışında da sürüyor.
Frankfurt’ta Hauptwache meydanında DİDF’in düzenlediği protesto mitinginde konuşan Sol Parti Frankfurt Meclisi Üyesi Merve Ayyıldız, “Barış için yürümek isteyen arkadaşlarımıza, dostlarımıza, gençlere, kadınlara yönelik saldırı bizi derinden sarstı, soluk aldıramaz hale getirdi. Bu saldırının sorumlularının kim olduğunu biliyoruz. Türkiye hükümeti kirli parmağıyla pimi çekti. Geçtiğimiz aylarda da pek çok devlet tarafından organize edilen saldırıya katlanmak zorunda kaldık. Bu miting sendikaların, partilerin barış için yürüyüşü idi. Yeter artık kan dökmeyin. AKP’yi ne pahasına olursa olsun iktidarda tutma girişimleri son bulsun. Biz sessiz kalmayacağız. Bir görmemezlikten gelmeyeceğiz. Affetmeyeceğiz, unutturmayacağız” diye konuştu. Federal Hükümet’e çağrıda bulunan Sol Partili Anette Ludwig de “Erdoğan’ın korku politikasını sürdürülmesine izin vermeyin. AKP Hükümeti katliamların açıklığa kavuşturulmasını istemiyor. Birleşmiş Milletler gözetiminde bütün katliamların açıklığa kavuşması için girişimde bulunun. Suriye’de savaşı ve terörü körükleyen Erdoğan ile mültecilerin durdurulması konusunda da işbirliği yapılamaz” dedi.
‘Parçalanan yalnızca bedenler değil..’
Mitingte 97 kişinin hayatını kaybettiği, Türkiye’nin en kanlı saldırısıyla ilgili yapılan açıklamada da “Parçalanan sadece bedenler değil, insanlıktı, barış ve halkların kardeşliği idi. “Savaş değil barış istiyoruz. Halklar kardeş olsun” diye biraraya gelmişlerdi. “Silahlar sussun, çatışmalar dursun, artık analar ağlamasın” diyorlardı. Bu alçakça saldırı, insanlık düşmanı iki canlı bombacının üzerine yıkılarak geçiştirilemez. Çünkü bu katliam, hükümet ve sarayın, ülke içinde ve Ortadoğu’da ısrarla izlediği savaş ve çatışma politikasının son halkası olmuştur. Bu katilam savaş politikasına itiraz eden halkı korkutma, yıldırma, sindirme çabasıdır” denildi
Barış ve kardeşliğin Türkiyesi için katkı
Açıklamının devamında da “Acımız dern, yasımız büyük ama kan ve katliamların bu ülkenin ve halkın kaderi olmayacağına inancımız da o kadar açık ve nettir. Hangi yalana, hangi şiddete başvururlarsa başvursunlar bu ülke, savaşın değil barışın ülkesi olacaktır. Yeter ki acısı ve öfkesi ortak olanlar olarak bu katliamcılardan hesap sormada da hep beraber davranalım, barışa ve halkların kardeşliğine özgürlüklerimize sahip çıkmada ısrar edelim. Yeter ki halka işledikleri suçları, katliamların üstünü örtmek için dini ve milli değerleri kullanıp vicdanlarımızı ve gözlerimizi kör etmeyelerine izin vermeyelim. Bu yüzden Ankara katliamının hesabını hep beraber soralım. Saldrırıyı düzenleyenler açığa çıkartılıp yargılanmalıdır. Sevaş ve çatışma ortamı derhal sona erdirilmeli, akan kan durmalı, barış halkların kardeşliği ve demokratik halklar güvence altına alınmalıdır” ifadelerine yer verildi