Araştırmacı, gazeteci yazarTunca Arslan, 15. Frankfurt Türk Film Festivali kapsamında düzenlenen „Türk sinemasında Alman imajı“ konulu panelde, Yeşilçam’ın göçün ilk yıllarındanz itibaren Türk işçisini değişen, Almanlar’a kafa tutan imajla verdiğini söyledi. Panelde, matbaa ülkemizde 300 yıl gecikmeyle sinema tekniğinin ise aynı yıl kabul gördüğünü kaydeden Arslan, „Sinema tekniği Almanlar’dan geldi. Bunda Almanlarla gerçekleşen askeri ve politik işbirliğinin de büyük etkisi var. Sinamanın teslim edildiği Muhsin Ertuğrul da Almanya bağlantılı çalıştı. 1940’lı yıllarda da Almanya sinema ülkesi olarak cazibe ve eğitim merkezi oluyor. Teknik ve eğitim konusunda kan akışı sağlanıyor. 1961’de başlayan işçi göçüyle birlikte Yeşilçam Almanya’yı umut, kurtuluş kapısı olarak veriyor. Kısa süre sonra filmlerde psikolojik gerilim var. Türk işçisi bir yandan feodalizmden kurtulmaya çalışıyor, diğer yandan bu ilişkilerini Almanya’ya taşıyor. Filmlerde Almanya baştan çıkarıcı olduğu kadar karakter değiştirten ülke olarak karşımıza çıkıyor“ dedi. Paneli festivalin Türkiye temsilcisi Serap Gedik ile sanatçı Nilüfer Açıkalın da izledi
Türk işçisi papuç bırakmıyor
Yılmaz Güney’in ‚Baba‘ filminde at pazarında hayvanların ağzına ve dişlerine bakar gibi Alman doktorları işçilerin ağzına ve cinsel organlarına bakarken gösterdiğini kaydeden Arslan, pek çok filmde eleştirelerin sürdüğünü ifade etti. Ahmet Yüzüak’ın ‚Kırmızı Fistan Mor Kadife’nin başını çektiği filmlerde ise Almanya’nın dakik, çok düzenli bir ülke olarak yansıtıldığını kaydeden Tunca Arslan, Kemal Sunal filmlerinde ise Türk işçisine hiç kimseye papuç bırakmayan, alttan almayan, gücünü göstermekten zevk alan bir imaj çizildiğini kaydetti. Arslan, filmlerde kadınların değişena, ski kalıplara asla girmeyen yönüyle yansıtıldığını belirtti. Arslan „Türk kadınları filmlerde özgürleşiyor“ dedi. Tunca Arslan, filmlerinde kadın sorunlarını irdeleyen Teyfik Başar’ın ‚40 Metrekare Almanya‘ ve daha sonra çektiği ‚Cennete Veda‘ eserinde Almanlar’ı gerçeklerle yüzyüze getirmeyi amaçladığını söyledi.