Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu, bir yanda Gazeteci Merdan Yanardağ’a yönelik ilk açıklamalarını savundu bir yandan da TELE 1 televizyonunun kapatılması için yürütülen girişimlere tepki gösterdi. Alevi Kurumları, Gazeteci Merdan Yanardağ’ın açıklamaları üzerine başlayan polemiklerin Alevi toplumunu hedef gösterir biçimde kullanıldığını belirterek, “Aleviliği siyasi hesapların aparatı yapmanıza izin vermeyeceğiz” dedi. Açıklamada TELE 1’in kapatılması yönündeki girişimlerin halkın haber alma hakkına açık saldırı olduğu da belirtildi.
Merdan Yanardağ ise TELE 1 yayında ikinci açıklamaya da “Alevi Kurumları olarak, yayınladığımız bildiride yazan her bir kelimenin arkasında olduğumuzu belirtmek isteriz” ifadesi nedeniyle sert tepki gösterdi. Yanardağ, Alevi kurumlarının ilk açıklamasında kendisine yönelik dört ayrı iftira ve yalan ifadeler yer aldığını söyledi. Yanardağ, Alevi kurumlarının bildirileriyle Saray çevresinin TELE 1’e yönelik kampanyalarına meydan hazırladığını da belirtti.
Bildirici: Cümlenin sadece ilk yarısını almak gerçeği saptırmaktır
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici de TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın hedef alınmasına ilişkin kalem aldığı yazıda “Böyle bir cümlenin ilk yarısını alıp sadece Aleviler için söylenmiş gibi aktarmak gerçeği saptırmaktır” sözlerini kullandı. Bildirici yazısında “Merdan Yanardağ’ın, “Alevilerin haini çoktur” dediği yazılıp çiziliyor. Halbuki bu, cümlenin ilk yarısı. Bir sözü değerlendirirken cümlenin ilk yarısını alıp, o bölüm üzerinde tepinmek doğru değil. Çok konuşulan, eleştirilen o cümlesinin tamamı aynen şöyleydi” diyerek, Yanardağ’ın kullandığı ifadelerin tamamına yer verdi.
Alevi kurumlarının konuyla ilgili ikinci açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
”Gazeteci Merdan Yanardağ’ın açıklamaları üzerine, Alevi Kurumları olarak 15 Eylül 2025’te yaptığımız ortak bildirinin yayınlanmasının ardından başlayan tartışmalar nedeni ile, yeni bir açıklama kaleme alma ihtiyacı doğmuştur.
Öncelikle; Alevi Kurumları olarak, yayınladığımız bildiride yazan her bir kelimenin arkasında olduğumuzu belirtmek isteriz.
Meramımız yeteri kadar anlaşılmamış olabilir.
Buna itirazımız yoktur.
Ancak; bile bile tartışmayı farklı mecralara çekmek isteyenlerin de farkındayız.
Alevilik Siyasi Tartışmaların Aparatı Yapılamaz
İtirazımız ve talebimiz nettir.
Hiç kimse, Aleviliği ve Alevileri, siyasi tartışmalarının, siyasi rekabetlerinin, suni kavgalarının ve iktidar çekişmelerinin aparatı yapamaz.
Sadece Aleviliği veya Alevileri değil, hiçbir kimliği, kişisel hesaplarına malzeme yapamaz.
Sayın Yanardağ’a itirazımız, siyaset yapanlara yönelik eleştirilerine değil, bunları inançsal kimlikleri ile eşleştirmesine idi.
Kendisinden kamuoyu önünde özür dilemesini istedik ve kendisi de zaten gereğini yapıp özür diledi.
Siyasi Tartışmalar Kimlikleri Rencide Etmemeli
Siyasi tartışmaların, siyasi bir dille yapılması gerektiğini, Alevi, Kürt, Zaza, Arap, Abdal, Roman vb. kimlikleri rencide edecek ifadelerle siyaset yapılamayacağını, bugüne kadar her fırsatta dile getirdik. Bugün aynı noktadayız.
Son dönemde ne yazık ki, her siyasi tartışmanın odağına Alevi toplumu yerleştirilmekte, asıl sorunların üzeri bununla örtülmeye çalışılmaktadır. Bu yolla da toplumsal muhalefetin kendi içinde bölünmesi amaçlanmaktadır.
Erdoğan’ın Açıklamaları İnandırıcı Değil
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Alevilerle ilgili yaptığı son açıklamalar ise, inandırıcılıktan uzaktır.
Çünkü; geçmişte Alevilere yönelik ayrıştırıcı, ötekileştirici ve hedef gösterici birçok söylem, bizzat kendisi ve siyasi temsilcileri tarafından dile getirilmiştir.
Bugün ise, siyasi çıkarlar doğrultusunda, seçim hesaplarıyla farklı bir dil kullanılmaktadır.
Bu yaklaşım, Alevi toplumunun yıllardır süren eşit yurttaşlık mücadelesini gölgelemekte, samimi bir çözüm iradesi olmadığını göstermektedir.
Sivas Madımak katillerini serbest bırakan, davayı zaman aşımına uğratan, Suriye’de süren Alevi Soykırımı’na sessiz kalıp katillerin sırtını sıvazlayan, Berkin Elvan’ın annesini miting meydanlarında yuhalatan, çeyrek asırlık iktidarları boyunca tek bir talebimizi karşılamayan bir anlayış, inandırıcılığını çoktan yitirmiştir.
Tele 1’in Kapatılmasına İzin Vermeyeceğiz
Bizim bildirimizde ifade ettiğimiz eleştiriye yaslanıp, bunu kötü emellerine malzeme yapmalarına da müsaade etmeyiz.
TELE 1 televizyonunun kapatılması için fırsat kollayan RTÜK ve siyasal iktidarın, bizi bahane etmesine izin vermeyeceğiz.
Bugüne kadar, büyük bir çürümüşlüğün parçası olan televizyon programlarına, dizi filmlere, bizlere alenen hakaret eden kanallara ve programcılara en ufak bir işlem yapmayan, hiçbir talebimizi görmeyen RTÜK, şimdi böyle davranamaz.
Basın özgürlüğü, demokrasinin temel şartıdır. Farklı düşünceleri susturmak, ekranları karartmak, topluma tek ses dayatmak hiçbir şekilde meşru değildir.
TELE 1 televizyonunun kapatılması, halkın haber alma özgürlüğüne yönelik açık bir saldırıdır.
Eşit Yurttaşlık Taleplerinden Vazgeçilmeyecek
Biz Aleviler, inancımız ve kimliğimiz üzerinden yürütülen ayrıştırıcı politikaları reddediyoruz!
İnancımızın ve kimliğimizin, siyasete kurban edilmesini kabul etmiyoruz!
Laik, Demokratik bir Cumhuriyet, Özgür ve İnsanca bir Yaşam, Eşit Yurttaşlık taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz!
Ne inancımıza yönelik saldırılara ne de antidemokratik uygulamalara sessiz kalmayacağız!”
Ne olmuştu?
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ 4 Soru 4 Yanıt programında Kemal Kılıçdaroğlu’nun mutlak butlan ile geri geleceği iddialarını yorumlamış, Kılıçdaroğlu’nun geri gelmesi için “Alevi” kimliğini öne çıkaran bazı trollere değinmişi.
Yanardağ’ın sözleri sosyal medyada kırpılarak hedef gösterildi. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise algı operasyonunun üzerine “Gereği yapılacaktır” açıklaması yaptı.
Merdan Yanardağ bugün sözlerine 4 Soru 4 Yanıt programında bir kez daha değinerek algı operasyonunu ifşa etti. Programda görüntülerin tamamı yayınlandı.
Yanardağ, konuya ilişkin, “Kimse kimseden daha iyi ve daha büyük, daha erdemli Alevi olduğunu iddia etmesin. Hiç kimse. Herkes inançları temelinde en iyi Alevidir. En erdemli Alevidir. En doğru Alevidir. Şunu çok net bir şekilde söylemek lazım. Bir millete, bir inanç grubuna, bir topluma topyekün tamamını kapsayacak bir genelleme içinde hain demek, onursuz demek ya da başka bir nitelemeyle hitap etmek son derece yanlış. Ya bunu yapmak için aptal olmak lazım” dedi.
“ORTADA BİR SARAY OPERASYONU VAR”
Provokasyonu anlatan Yanardağ şunları söyledi:
“Beni asıl üzen şey şu; bazı Alevi yurttaşlarımızın, bazı Alevi kardeşlerimin ve bazı Alevi kurumlarının benim böyle bir şeyi söyleyebileceğimi varsayıp yani Alevilerin sanki tümü hainmiş dediğimi varsayıp bana karşı yürütülen saray operasyonunun ve RTÜK’ün, Tele1’in lisansını iptal girişimine malzeme olmalarıdır. Destek olmalarıdır. Tutun ki söz maksadını aştı. Söz maksadını aştı. Bir kazayla çıktı. Bakın ben sözlerimin tamamen arkasındayım. Hiçbir yanlış yok. Yani neden söylediğimi belirttim ama tutun ki söz maksadını açtı. Ortada bir saray operasyonu var ya.
Zaten bizim sesimizi kesmeye çalışıyorlar. Ne zamandan beri RTÜK Alevilerin sözcüsü ve savunucusu oldu da bu arkadaşlar yan yana düştüler? Şimdi o Alevi kuruluşlarının ortak imzayla yayınladıkları bildiriyi RTÜK kendi kararına gerekçe yapacak ve belki de bizim lisansımızın iptaline giden süreci başlatacak.”
Alevi Haber Ağı / TELE 1 / EGAZETE.DE