6.1 C
Almanya
Pazartesi, Ekim 27, 2025

Frankfurt’ta üçüncü sağlık turizmi fuarı

Türkiye ilk 10 ülke arasında

GÜRSEL KÖKSAL

Türkiye’nin öncülüğünde Frankfurt’ta üçüncü kez gerçekleştirilen iki günlük Sağlık Turizmi Fuarı’na sadece Türkiye’den değil, Almanya, Yunanistan, Azerbaycan, İngiltere, Brezilya, İspanya, Sırbistan, Karadağ ve Romanya gibi çeşitli ülkelerden de hastane ve kliniklerle, sağlık turizmi acenteleri katıldı.

“Uluslararası Frankfurt Fuarı” bünyesindeki “Kongre Merkezi”nde düzenlenen fuarda hem tek tek bireyler katılımcı uzmanlar ve sağlık kuruluşu temsilcileriyle doğrudan görüşüp, sunulan hizmetleri hakkında bilgi edinebildiler, hem de Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde bu alanda faaliyet gösteren profesyonellerin buluştuğu bir platform gerçekleştirildi.

Uluslararası fuar, kongre ve danışmanlık şirketi “ALZ Grup” tarafından Ticaret Bakanlığı, TOBB (Türkiye Odalara ve Borsalar Birliği), DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu), HİB (Hizmet İhracatçıları Birliği), TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) ve GHA (Küresel Sağlık Hizmetleri Akreditasyonu) işbirliğiyle gerçekleştirilen fuar, son yıllarda Türkiye’nin sağlık hizmetleri alanında tüm dünya için çekici ve iddialı bir adres olduğunu bir kez daha gösterdi.

Yıllardır başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelerde “sağlık turizmi” fuarlarının organizasyonunu gerçekleştiren “ALZ Group”un Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Alagöz’ün verdiği bilgilere göre Frankfurt’taki fuara Türkiye’den aralarında uzman hekimlerin de yer aldığı 200 sağlık kurumu temsilcisiyle, 80 hastane ve klinik kendi stantlarıyla katıldı. Avrupa’da bu yıl Berlin ve Amsterdam’dan sonra üçüncü fuarı gerçekleştirdiklerini kaydeden Alagöz, fuarın sadece Almanya’da yaşayan Türklerce değil, Almanlar ve diğer uluslardan göçmenlerce de ziyaret edildiğine işaret etti. Bir yandan Türkiye’deki üstün kaliteli sağlık hizmetlerini Alman kamuoyuna tanıtmayı, diğer yandan da Türkiye’deki hastane ve kliniklerin Avrupa pazarında daha düzenli ilişkiler kurabilmesi için aracı kuruluşlarla buluşturmayı hedeflediklerini belirten Alagöz, “Göle atılan maya tuttu. Türkiye artık dünya sağlık turizmi ve pazarı için çok ciddi bir aktör olmuştur” dedi. Alagöz, bu yılki fuarda Türkiye’nin yanısıra başka ülkelerden de sağlık kurumlarının ve sağlık turizmi ajanslarının katılımıyla bir ilkin gerçekleştirildiğini vurguladı.

Türkiye’den DEİK Sağlık İş Konseyi Başkanı Mehmet Altuğ, TÜRSAB Yönetim Kurulu’ndan Elif Ural, Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut ve Meclis Başkanı Hüseyin Gezer, Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosu İlknur Akdevelioğlu, Ticaret Müşaviri Murat Muştu, Kültür ve Tanıtma Ataşesi Ferruh Parmaksız ile Hazine ve Maliye Müşaviri Mücahit Civriz’in katıldığı açılışta Yunanistan’dan Larissa Ticaret Odası Başkanı Christos Guakouvis de bulundu.

Almanya’nın sağlık turizmi açısından Türkiye’nin en önemli hedef ülkeleri arasında yer aldığına dikkat çeken Başkonsolos Akdevelioğlu, son yıllarda bu ülkeye göç edenler arasında Türkiye’den çok sayıda doktor ve sağlık profesyonelinin de yer aldığına işaret ettiği açış konuşmasında şunları söyledi:
“Türkiye, dünyanın dört bir yanından en fazla yabancı hasta kabul eden ilk 10 ülke arasına girmiştir. Türkiye’nin turizm altyapısı sayesinde, sağlık turizminin yükselişinde aktif rol oynayan hastaneler, tıp merkezleri, doktorlar, sağlık personeli ve seyahat acentelerinin sayısı da hızla artmaktadır.

Almanya, sağlık turizmi açısından hedef ülkelerimiz arasında yer almaktadır. Bu elbette bir tesadüf değildir. Türkiye ve Almanya arasında köklü ve uzun soluklu siyasi, ekonomik, ticari, kültürel ve insani bağlar bulunmaktadır. Bugün, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 50 milyar doları aşmaktadır. Almanya, ülkemizin en önemli ticaret ortağıyken, Türkiye de Almanya’nın dış ticaretinde önde gelen aktörlerden biridir.

Türk toplumu, bir zamanlar işgücü talebini karşılamak için göç ettikleri Almanya’da bugün 500 bin kişiyi istihdam etmektedir. Eski misafir işçiler artık patronlar haline gelmiştir. Almanya’daki Türk işverenler, yıllık 52 milyar dolar ciro ve 80 binden fazla şirketle ülke ekonomisinin dinamik bir unsurudur. Son yıllarda, Türkiye’den gelen yeni göçmen dalgası ile birçok farklı sektörden yetenekli profesyoneller de Almanya’ya taşınmıştır. Onlar da Alman ekonomisine ve dinamizmine katkıda bulunmaktadır. Yeni göçmenler arasında birçok doktor ve sağlık profesyoneli bulunmaktadır.“

Fuarın ilk gününde gerçekleştirilen “Uluslararası Sağlık Turizmi Konferansı”nda da uluslararası standartlarda kaliteli ve güvenilir sağlık hizmetleri, yüksek sağlık teknolojisi ve alanında uzman deneyimli kadrolarının yanısıra, kolay ulaşım olanağı ve makul fiyatlar nedeniyle Türkiye’nin dünya sağlık sektöründeki payının büyük hızla arttığına dikkat çekildi. Türkiye ile Almanya arasında sağlık turizminin nasıl geliştirilebileceğine dair görüşler ele alındı.

KATILIMCILAR İLGİDEN MEMNUN

Fuara katılan hastane ve kliniklerin temsilcileri de hem tedavi kalitesi ve hem de maliyetler açısından dünya çapında rekabete hazır olduklarını belirtiyorlar. Bazıları üçüncü kez bazıları da ilk kez yer aldıkları fuara olan ilgiden çok memnun olduklarını açıklayan katılımcılar, Türkiye’de sağlık hizmetleri için yapılan harcamaların bir bölümünün Almanya’daki sigorta kurumlarınca üstlenebildiğine işaret ederek, buradaki sağlık sisteminin boşlukları ve eksiklerini Türkiye’nin doldurabileceğini ileri sürüyorlar.
Katılımcıların bir bölümünün Avrupa’nın çeşitli merkezlerinde de temsilcilikleri ya da partnerleri de bulunurken, bir bölümü de bu alanda işbirliği arayışında olduklarını belirttiler. Yurtdışından gelen hastalara ulaşım ve konaklama konusunda da hizmet veren hastane ve klinikler, bu alandaki harcamaların da bir bölümün üstleniyorlar.

Çeşitli alanlarda sağlık hizmeti almak üzere Türkiye’yi tercih edenlerin büyük bölümünü Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler oluşturuyor. Hem yaşadıkları ülkelerdekine göre daha düşük harcamayla daha kaliteli hizmet alırken, hem de aynı zamanda ana vatanlarını ziyaret etme fırsatı buluyorlar. Bunun ötesinde Avrupa’daki sağlık sisteminde yeterince dikkate alınmayan kültürel farklılıklardan kaynaklanan teşhis ve tedavi hatalarından büyük ölçüde kurtulmuş oluyorlar.

Düşük harcamalar ve kaliteli hizmet giderek artan sayıda Avrupalıların Türkiye’yi tercih etmesinin en önemli nedeni. Bir diğer önemli faktör ise tedavi süreci devam ederken, öncesinde ya da sonrasında ülkemizin kültürel ve turistik zenginliğini tanıma ve keyfine varma şansı bulabilmeleri. Yurtdışından tedavi için Türkiye’ye gelenlere hizmet sunan hastane ve kliniklerin bir bölümü bu alanda da iddialı.
Ancak Türkiye’de tedavinin en önemli avantajı fiyat farkları. Örneğin fuara İstanbul ve Ankara’dan katılan diş hekimleri Sevgi Savaş Akbaş, Gül Sönmez (Diş Kliniği Ankara), Ferah Mutlu Kul ve Kemal Kul (Kulvar Klinik), aynı tedavi hizmetleri için yapılan harcamanın şu anda Almanya’dakinin yaklaşık üçte biri düzeyinde olduğuna işaret ettiler.

Katılan hastane ve kliniklerin uzmanlık alanlarının çeşitliliği, “sağlık turizmi” organizasyonlarının ilk yıllarında “saç ekimi” ya da “medikal estetik” algısının artık geride kaldığını gösteriyor. Bu fuarda medikal estetik ve özellikle de diş tedavisi alanlarında hizmet veren kurumlar yine ağırlıkta, ancak bunların yanı sıra psikiyatri, organ nakli, beyin, kardiyoloji, kanser tedavisi, kalp damar cerrahisi, üroloji, tüp bebek gibi alanlarda uzmanlaşmış hastaneler de, bakım hizmeti kurumları da katılıyor

Konya ve İstanbul’da faaliyet gösteren sağlık turizmi ajansı “Rumi Pulse” bu kuruluşlardan. Kurumun Otizm Danışmanı Dr. Asena Paran, otizm ve epilepsi gibi rahatsızlıkların tedavisinde ameliyatsız ve ilaçsız “kök hücre terapisi” yoluyla çocukların potansiyelini ortaya çıkarmayı ve yaşam kalitelerini artırmayı hedeflediklerini belirtti.

Sağlık turizmi fuarları önümüzdeki yıl şubat ayından itibaren Berlin, Moskova, Londra ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden sonra yine Frankfurt’ta düzenlenecek.

Son Haberler

İlgili Haberler