Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV – Verfassungsschutz), AfD ile ilgili, “bir bütün olarak insan onurunu hiçe sayan aşırılıkçı eğilimleri sebebiyle ‘kesinleşmiş şekilde aşırı sağcı’ olarak sınıflandırdığını kaydetti.
BfV’nin yazılı açıklamasında, Köln İdare Mahkemesi ile Kuzey-Ren Vestfalya Yüksek İdare Mahkemesinin 2022 ve 2024 yıllarında verdikleri kararlarda, AfD’nin özgürlükçü demokratik düzene karşı çaba gösterdiğine dair çok sayıda emare bulunduğu için partinin “şüpheli vaka” olarak sınıflandırılmasını onayladığı hatırlatıldı.
Federal Meclis SPD Milletvekili Macit Karaahmetoğlu da aşırı sağcı partinin yasaklama süreci için gerekli adımların atılması çağrısını yaptı. Karaahmetoğlu, “Partinin (AfD’nin) tamamının kesinleşmiş biçimde aşırı sağcı olarak sınıflandırılmasına dayanarak, artık bir yasaklama sürecinin gözden geçirilmesi için acil ve zorunlu adımlar atılmalıdır. Görünüşe göre artık yeterli kanıt mevcuttur” dedi.
Milletvekili Macit Karaahmetoğlu açıklamasında şu ifadelere de yer verdi:
“AfD’nin kesinleşmiş şekilde aşırı sağcı bir parti olarak sınıflandırılması, hukuk devletimiz açısından hem iyi hem de kötü bir haberdir. İyi olan, dışarıdan gelen ‘şunu yapın, bunu yapın’ seslerinden bağımsız olarak tehlikeleri tanıyan, dikkatlice inceleyen ve değerlendiren bir Anayasayı Koruma Teşkilatımızın (Verfassungsschutz) olmasıdır. Bugünkü net açıklamanın olumsuz tarafı ise, yalanlara, insan düşmanı görüşlere ve devlete düşman bir anlatıya dayanarak bunu yapan anayasaya düşmanlığı kesinleşmiş bir örgütün, kışkırtıcı politikalarıyla toplumumuzun ve seçmen kitlesinin merkezine kadar ilerleyebilmiş olmasıdır.
Partinin tamamının kesinleşmiş biçimde aşırı sağcı olarak sınıflandırılmasına dayanarak, artık bir yasaklama sürecinin gözden geçirilmesi için acil ve zorunlu adımlar atılmalıdır. Görünüşe göre artık yeterli kanıt mevcuttur. Bu kanıtların beklenmesi ve aceleci davranılmaması önemliydi. Şimdi bu demokrasi düşmanı partiye karşı hukuki yollara başvurulmasını doğru bir yol olarak görüyorum.“
“ETNİK VE SOYA DAYALI HALK ANLAYIŞI VAR”
BfV’nin “Bu bulgular, yapılan başka incelemelerde doğrulanmış ve büyük ölçüde kesinlik kazanmıştır” bilgisine yer verilen açıklamasında, bugünden itibaren AfD’yi bir bütün olarak insan onurunu hiçe sayan aşırılıkçı eğilimleri sebebiyle “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak sınıflandırıldığı kaydedildi.
Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın açıklamasında, yapılan incelemelerde partide hakim olan etnik ve soya dayalı halk anlayışının özgür demokratik temel düzenle bağdaşmadığının tespit edildiği belirtildi.
Partinin, belirli halk gruplarına değersiz statü vermeyi hedeflediği aktarılan açılamada, “Örneğin AfD, Müslüman ülkelerden gelen göçmen kökenli Alman vatandaşlarını parti tarafından etnik temelde tanımlanan Alman halkının eşit üyeleri olarak görmemektedir” ifadesi kullanıldı.
Belirli kişi ya da gruplara yönelik bu dışlayıcı halk anlayışının sistematik karalama ve küçümsemenin ideolojik temelini oluşturduğu aktarılan açıklamada, bunun parti yöneticilerinin sürekli dile getirdiği yabancı düşmanı, azınlık karşıtı, İslam ve Müslüman karşıtı söylemlerinde açıkça görüldüğü kaydedildi.
Daha önceki yıllarda Thüringen, Saksonya ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinin anayasayı koruma teşkilatları, bu eyaletlerdeki AfD parti teşkilatlarını “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak tanımlamıştı.
AfD, 23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimde yüzde 20,8 oranında oy alarak Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin ardından sandıktan ikinci parti olarak çıkmıştı.