10 C
Almanya
Pazar, Mayıs 4, 2025

Sırrı Süreyya Önder’e AKM’de törenle veda

Yaşamını yitiren DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder için AKM'de tören düzenlendi. Kızı Ceren Önder Kandemir, "Artık dinlen turna kuşum, biz iyi olacağız. Çocuklara hep seni anlatacağız" dedi

Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen anma töreni düzenlendi.

Sırrı Süreyya Önder’in naaşı sloganlar ve alkışlar eşliğinde saat 10.35’te AKM’ye getirildi.

Önder’in naaşına karanfiller ve zeytin dalları koyuldu. Törene yarım saat kala dolan salona yüzlerce yurttaş giremedi.

Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan, İstanbul Valisi Davut Gül, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, DEM Parti’li Ahmet Türk, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Nuri Aslan, çeşitli partilerden çok sayıda milletvekili, sanatçılar ve yurttaşlar katıldı.

Törene Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ve bazı belediye başkanlarının ve sendikaların arasında bulunduğu pek çok isim ve kurum da çelenk gönderdi.

TÖREN SAYGI DURUŞUNUN ARDINDAN BAŞLADI

Tören saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimiyle devam etti. Gösterimde Önder’in barışa dair sözlerine, mücadelesine vurgu yapıldı.

“BABA, HAYATIN BÜTÜN RENGİ GİTTİ”

İlk konuşmayı yapan Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, “Onunla tek bir kişi gibiydik. Onu okurken hatalarımı görürdüm” ifadelerini kullandı. Kandemir, gözyaşlarıyla babasına geçtiğimiz hafta yazdığı mektubu okudu:

“Baba hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi. Ürkütücü bilinmezliklerle dolu. Daha önce hiç duymadığım birşeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu, mavarasız. Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı, yutağımdaki yumdur, karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim. Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun ses, bir çırpıda ezberde okuduğun şiirler, günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi heyecanla çıktığımız kahveler. Evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmeyen, kimseye gücenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan… Baba kalbim kırık diye arardım. Baba grip oldum, öksürüğüm geçmiyor, kedim öldü, aşık oldum, baba uyku tutmadı… Ben babalığına çok doydum şimdiye kadar verdiğin tek bana değil oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu? Şimdi öfkelenmek istiyorum. İki hafta sonra barış protokolü imzalanacak sonra rahatız, ameliyatta olacağım. İki haftada ne olacak demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere… Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum, yapamıyorum. Bana Kandıra Cezaevi’nden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum.

“SEN ÖFKENİ NEREYE SAKLADIN, HİÇ GÖRMEDİM”

‘Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan ama hep yanında olmayan bir babayı sen istemezdin’ demiştin. Şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim. Sana öfke duyanlar için ‘yoksulluğun ve yoksunluğun öfkesi bu sakın içinde nefret biriktirme’ diyordun. Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın ben hiç görmedim. Herhalde kalbine. Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kaza almadan, kimseden bir şey istemeden borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba. Giderken neşemin birazını Can ve Yasinê bırakarak ama rengin tamamını alarak, sana doyuncana kadar sevgi verebildim. Her gün söyledim sevdiğimi, doyuncana öptüm kokladım. Şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen oradada dostlarını bulursun.

“ARTIK DİNLEN TURNA KUŞUM BİZ İYİ OLACAĞIZ”

Artık dinlen turna kuşum biz iyi olacağız. Çocuklara hep seni anlatacağız. Şakaların ağzımızda eğreti dursa bile taklit etmeye çalışacağız. İçimde tam tarif edemediğim bir huzur var şimdi. Artık mücadele etmek zorunda olmamanın verdiği huzuru. Seni ayakta son gördüğümüz gün bize bir poşet portakal ve bir kutu yumurta vermiştin. Can için daima bir tane mandalin ve bir cebinde fıstık ezmesi taşımanı. Teneke kutulardaki ballara ve dinlenme tesislerine olan özel ilgini hiç unutmayacağım. Seni ayakta gördüğümüz son gün arabaya binmeden önce bize söylediğin son cümle kulağımı tırmalıyor şimdi. ‘Cano’nun düğünün görmeden gitmeyeceğim’ demiştin. Tutmadığın sözün yoktu. Gittin mi? Barışı görmek istiyordun. Çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu. Sütten de ağzın hiç yanmıyordu. Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorundaki sınıfsız, bayraksız, umutlu kalabalıkta barışa benzer birşey gördüm ben. Gözün arkada, aklın bizde kalmasın. Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle…

SENİNLE GURUR DUYUYORUM BABA”

‘Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden. Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden. Acımaz olur, silinir gider izi bıçağın. Ama hiçbir rüzgar doldururamaz boş kalan yerini, bir yaşamdan ötekine birlikte uçan turnaların yerini gökyüzünde.’ Seninle gurur duyuyorum.”

‘SEVENE DE SÖVENE DE SELAM OLSUN’ DERDİ

Ardından konuşan Sırrı Süreyya Önder’in kardeşi Ali Önder, “Değerli dostlar, abimin deyişiyle merhaba yoldaşlar, 2011 yılında gazete, radyo, televizyon ve sinemayla yoğun bir şekilde meşgulken bir gün bir süpriz yaparak, siyasete girebileceğini bize söyledi. Ben şaşırmıştım. Nedenini sordum ki benim o 59 yıllık abimdir. Ruhunu, iliğini, kemiğini, samimiyetini, ciddiyetini herkesten çok iyi bilirim. Şunu yapmak istiyorum: ‘Bu ülkede bu kanın, bu acının durması gerekiyor. Hiçbir malım mülküm yok, Ceren’e yaşanılabilir bir ülke bırakmak istiyorum. 2Siyasete giriş gerekçesi bu oldu. Malı ve mülkü yok ama arkada dağlar gibi sizleri bize bıraktı. Bir muradı vardı o da barış. Gözünde kalacağını düşünmüyorum, sizleri gördükten sonra bunun bir şekilde vücut bulacağına, hayata geçeceğine inancım sonsuz. Son olarak bir şey söylemek istiyorum. Kendisi şu an burada olsaydı. Size şöyle bir veda ederdi: ‘Sevene de sövene de selam olsun derdi” dedi. “BU SEFER

BARIŞ MUTLAKA OLACAK”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, konuşmasında “Her düşünceden, fikirden, dilden insanın barış elçisi olan sevgili Sırrı Süreyya Önder’i sonsuzluğa uğurlayacağız. Türkiye’de bütün halklar bir şifa nöbetindeydi. Kimi hastanede, kimi evinde ama herkesin duası Önder’in bu hastalığı atlatması ve aramızda olmasıydı, ne yazık ki olmadı. Senin hayat hikayen bu coğrafyada yaşayan işçilerin, emekçilerin, kadınların hikayesiydi. İşte ondan bu kadar derindir yürek acısı. Bu topraklarda bedel ödeyen herkese sözümüz, bu sefer barış mutlaka olacak. Güle güle değerli yoldaşımız, seni asla unutmayacağız” dedi.

“SEN BİR TEK İNSAN ACI ÇEKMESİN DİYE KENDİNİ BARIŞA ADADIN”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, törende şunları söyledi: “Sırrı barış mücadelesi yürütüyordu ama artık barışın simgesidir. Sırrı başkan gibi bir söz ustasında konuşmak çok zor, affınıza sığınıyorum. Yetiştiğin toprak ve anlattığın hikayeler kadar köklüydü mücadelen. Sen bir tek insan acı çekmesin diye kendini barışa adadın. Barışa ulaşmak için adaları, dağları, kentleri aştın. Sana söz Sırrı, barış kazanacak. Sen şimdi gözlerini kapattın ama biz bu ülke insanına senin gözlerinden bakacağız. Uğurlar olsun yoldaşım. Sana söz biz bu ülkeyi yarım bırakmayacağız.”

“YERİNİ DOLDURAMAYACAĞIZ”

Ardından oyuncu ve senarist Levent Kazak konuştu: “Tarihi ne kadar iyi bildiğini, Türkçeyi ne kadar iyi kullandığını, barışa olan inancını, kendine yetmeyen kalbini herkesle nasıl paylaştığını, mizahı birleştirici bir güç olarka nasıl kullandığını herşeyi tek tek anlatılacaklar. Ölümlerde bırakılan şeyler olur, arkada. Çok zor biliyorum ama. Bitirilmemiş davalar olur, sözümüz var olur. Senaryoları, hikayeleri, çekmek istediği filmler yarım kaldı, yapacak bir şey yok. Alışacağız, dolduramayacağız yerini. Çok özleyeceğiz, hayatımıza kattığı tüm güzellikler için ona teşekkür edeceğiz.”

“BİZE BIRAKTIĞIN EMANETİ, HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Son konuşmayı yapan ve sözlerine “Sana güle güle diyemeceğim Sırrı. Sen benim yoldaşım, yol arkadaşım, sırdaşım, kardeşim, her şeyimdin Sırrı” diyerek başlayan DEM Parti Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan, şunları söyledi:

“Birlikte baş koyduğumuz yolda beni, bizleri yalnız bıraktın. Kürtlerin kadim dostu Sırrı, sana veda etmek çok zor. Sen Türktün, Kürttün, Aleviydin. Sen yanı başımızdaki Gezi Parkı’nda ağaçtın, güldün, çiçektin. Sen kalbi atan herkese candın yoldaştın. Sen toplumsal barışı sağladın, her kültürü bir araya getirdin, gözün arkada kalmasın. Rahat uyu Sırrı. Bize bıraktığın emaneti, hayallerini gerçekleştireceğiz. Senin güzel gözlerinden, yaralı yüreğinden öpüyorum.”

Tören bittikten sonra Ceren Kandemir, “Babama 18 gün boyunca bu çok sevdiği şarkıyı dinlettim. Şimdi de dinleyeceğini biliyorum” diyerek  telefonundan Allı Turnam’ı açtı, kürsüye koydu. Tüm salon şarkıya eşlik etti.

BİNLERCE KİŞİ LEVENT’E YÜRÜYOR

Önder’in naaşı, ikindi vakti Levent’teki Barbaros Hayrettin Paşa Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda defnedilecek.

ÇOKLU ORGAN YETMEZLİĞİ SEBEBİYLA HAYATINI KAYBETTİ

Sırrı Süreyya Önder’in 18 gündür yoğun bakımda tedavi gördüğü İstanbul Florence Nightingale Hastanesi, Önder’in dün saat 16.10’da yaşamını yitirdiğini duyurmuştu.

Hastaneden yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

“Değerli Basın Mensupları,

Sayın Sırrı Süreyya ÖNDER, 15.04.2025 tarih ve saat 22:41’de şuuru kapalı, solunumu ve kardiyak arrest tablosunda ambulans ile kalp – akciğer masajı eşliğinde hastanemize getirilmiştir. Kendisine acilen “Aort Diseksiyonu” tanısıyla Bentall operasyonu (aort kapak değişimi ve çıkan aort değişimi) ve tek damar by-pass ameliyatı yapılmıştır. Hastamızın ameliyat sonrasında yoğun bakım ünitemizde ECMO (Kalp destek cihazı) ve yoğun tıbbi tedavi altında hemodinamik stabilitesi sağlanmıştır. Hayati tehlikesi giderek artan hastanın nörolojik tablosu ağırlaşmış, çoklu organ yetmezliğine girmiştir.

Sayın Sırrı Süreyya ÖNDER, yoğun bakım ünitemizdeki takip ve tedavisinin 18. gününde çoklu organ yetmezliği nedeni ile 03.05.2025 tarih ve saat 16:10’da hayatını kaybetmiştir.

Başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerinin başı sağ olsun.”

birgun.net

Son Haberler

İlgili Haberler