Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı çeteler, Suriye ordusuna karşı 27 Kasım’da başlattıkları saldırıda Halep, Hama ve Humus’un ardından başkent Şam’ı da ele geçirdi. Cihtçılar, Lazkiye ve Tartus’ta da kontrolü ele geçirdi.
Suriye Başbakanı Muhammed Gazi el-Celali “ülkeyi terk etmeyeceğini” belirterek “Suriye’de halkın seçeceği bir hükümetle çalışmaya ve her türlü desteği sağlamaya hazır olduklarını” kaydetti.
‘ŞAM ESAD’DAN KURTULDU’
HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani ise “Esad rejiminin devrildiğini” belirterek Suriye’de yeni bir dönemin başladığını duyurdu. Cihatçı çetelerin militanlarına çağrı yapan Colani “Kamu kurumlarına yaklaşmak kesinlikle yasak. Bu kurumlar, resmen devredilene kadar eski Başbakanın gözetimi altında kalacak. Havaya ateş açılması da yasak” dedi. Colani, yurtdışındaki Suriyelilere de “Özgür Suriye’ye dönmeleri” için çağrıda bulunuldu.
CİHATÇILAR KUTLUYOR
Şam’dan Esad ailesinin memleketi Lazkiye’ye, Halep ve Hama’dan diğer pek çok kente Esad yönetiminin sembolü olan tüm simgeler indirilirken heykeller yıkıldı. Cihatçılar Şam’daki Devlet Başkanlığı Sarayı’nı bastı. Suriye devlet televizyonuna giren cihatçılar “Esad rejiminin devrildiğini ve tüm tutsakların serbest bırakıldığını” duyurdu.
‘ESAD ÜLKEYİ TERK ETTİ’
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ailesiyle ülkeyi terk ettiği belirtilirken nerede olduğuna dair net bir bilgi yok. Reuters’a konuşan kaynaklar ise cihatçıların Şam’a girdiği saatlerde Şam Havalimanı’ndan kalkan ve Esad’ı taşıyor olabileceği belirtilen bir uçak ile Humus semalarında iletişimin koptuğunu söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Beşar Esad’ın görevden ayrılma kararı alarak ülkeyi terk ettiğini bildirdi. Esad’ın iktidarı barışçıl yolla devredilmesi talimatı verdiğini kaydeden Bakanlık, Rusya’nın, Suriye’deki tüm gruplarla temas halinde olduğunu da bildirdi.
HTŞ liderliğindeki muhalif militanların operasyonlarına yakın bir kaynak, CNN International’a yaptığı açıklamada, Esad’ı bulmak için aktif bir arama çalışması yürütüldüğünü söyledi.
∗∗∗
SMO’DAN YOĞUN SALDIRI
HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesinin ardından Ankara’nın desteklediği Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı cihatçı gruplar da ülkenin kuzeyindeki Münbiç’te SDG’ye karşı operasyon başlattı. Ankara’daki güvenlik kaynakları SMO’nun “Özgürlük Şafağı Operasyonu” ile Menbiç’in yüzde 80’ni kontrol altına aldığını iddia etti.
Münbiç Askeri Konseyi ise kentin üç cephesinde şiddetli çatışmalar yaşandığını duyurarak SMO’nun şehrin güney girişine ilerlediğini açıkladı. Kent merkezinde güvenlik önlemlerinin artırıldığı belirtildi. Hafta içinde SDG’nin Fırat’ın batısında kontrol ettiği son iki bölgeden Tel Rıfat’ı ele geçiren SMO, yönünü Münbiç’e çevirmişti.
∗∗∗
HİZBULLAH GERİ ÇEKİLDİ
HTŞ öncülüğündeki cihatçı çetelerin başkent Şam’da kontrolü ele geçirmesiyle Lübnan Hizbullahı’nın da Suriye’den çekildiği öne sürüldü. Reuters’a konuşan Hizbullah’a yakın iki güvenlik kaynağı, örgütün Suriye’deki tüm güçlerini geri çektiğini bildirdi. Kaynaklardan biri, Hizbullah’ın perşembe ile cuma geceleri boyunca Suriye’ye konuşlandırdığı gözetmen güçlerinin geri çekilmeyi denetlemek için gönderildiğini söyledi.
∗∗∗
11 GÜNDE NELER YAŞANDI?
• Halep’e saldırı
Suriye’de 27 Kasım’da, El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra bağlantılı HTŞ, Suriye ordusuna karşı saldırı başlattı. 30 Kasım’da Halep’in merkezinin büyük bölümünü Suriye ordusundan alan cihatçılar, aynı gün tüm İdlib genelinde hâkimiyet sağladı.
• Hama’ya yöneldiler
Cihatçılar, Halep’te kontrolü ele geçirdikten sonra Hama’ya yöneldi.
• SDG, Tel Rıfat’ı kaybetti
Ankara destekli SMO, 2016’dan beri YPG’nin kontrolündeki Tel Rıfat’ı ele geçirdi.
• ABD, İran destekli milisleri vurdu
Cihatçılar ile Suriye ordusu arasındaki çatışmalar Hama’da kilitlendi. Bu sırada çatışmalara müdahil olan ABD, Suriye’nin doğusundaki Deyrizor’da İran destekli milislere hava saldırıları düzenledi.
• İsrail devreye girdi
İsrail de Suriye’de Hizbullah bağlantılı hedeflere saldırı düzenledi. İsrail, başkent Şam’a düzenlediği saldırıda “Hizbullah’ın Suriye ordusuyla irtibatını sağlayan” Selman Nemer Cema isimli komutanın öldüğünü ileri sürdü.
• Humus’un düşüşü
Suriye ordusu ile şiddetli çatışmalar sonrası cihatçı çeteler, 5 Aralık’ta Hama kent merkezinde kontrolü ele aldı. Suriye ordusu şehrin dışına çekilirken cihatçılar, başkent Şam’a açılan stratejik önemdeki Humus’a yöneldi.
• Şam kuşatıldı
Cihatçı çeteler, 7 Aralık’ta Humus kent merkezinde kontrolü ele geçirerek Şam sınırına dayandı. Aynı gün Dera ve Süveyda’da da kontrolü sağlamasıyla Şam kuşatıldı. Cihatçılar, Şam’ın güney banliyölerine giriş yaptı.
∗∗∗
ROJAVA’DA OHAL İLANI
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Suriye’nin birliği için barışçıl diyalog çağrısı yaparak “Suriye’deki her gruba elini uzattıklarını” açıkladı. Açıklamada, barışçıl çözüm çağrılarına yanıt vermeyen Esad’ın dışlayıcı politikalarının Suriye’deki krizin büyümesine neden olduğu belirtildi.
Öte yandan Rojava yönetimi, Fırat Nehri’nin doğusunda ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgelerde ise olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiği duyuruldu. Açıklamada “halk ve silahlı güçlerin kent ve köyleri savunma konusunda en üst seviyede dikkatli olması gerektiği” belirtildi. HTŞ’nin Humus’taki ilerleyişinin ardından Suriye ordusu, ülkenin kuzeydoğusundaki Deyrizor’dan çekilerek bölgeyi SDG’ye devretmişti.
Esad yönetiminin devrilmesine ilişkin açıklama yapan SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, “Bu değişiklik, tüm Suriyelilerin haklarını garanti altına alan, demokrasi ve adalete dayalı yeni bir Suriye’nin inşası için bir fırsattır” ifadelerini kullandı.
ABD IŞİD’İ BAHANE ETTİ
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki askeri varlığını sürdüreceğini açıkladı. Pentagon’un Ortadoğu sorumlusu Daniel Shapiro, Suriye’nin doğusundaki yaklaşık 900 Amerikan askerinin ülkede kalmaya devam edeceğini belirterek bunun temel gerekçesinin “IŞİD’in kalıcı yenilgisini garanti altına almak” olduğunu ifade etti.
***
BOP’A YENİ MEVZİ KAZANDIRDILAR
Suriye’nin parçalanması BOP’a yeni bir mevzi kazandırdı. ABD ve Batı’nın gölgesi altında gelen zafer Saray rejimi tarafından da mutlulukla karşılandı. Erdoğan, iktidarı için bölgede yeni bir rol kapma peşinde.
Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesi ve cihatçıların yönetimi ele geçirmesine ilişkin tepkiler de yükseldi.
SOL Parti: Suriye’de bugün cihatçı çetelerin ellerinde gönlere çekilen Amerikan bayrağı olmuştur. IŞİD ve El-Kaide artığı cihatçı çetelerin hâkimiyeti altında Suriye’nin etnik ve mezhepsel parçalanması, Amerika ve İsrail çıkarları etrafında yeni bir Ortadoğu düzeninin kurulmasının bir sıçrama noktası olmuştur. Büyük Orta Doğu Planı yeni bir mevzi kazanmıştır. AKP ve MHP, fetihçi bir gürültü altında ABD-İsrail hattında, Orta Çağ barbarlığının temsilcisi cihatçı karanlığın arkasına dizilmiştir. Tükenmiş rejimini sürdürebilmek için, ülkeyi ateşe atmaktan bir an olsun geri durmayacak olan iktidar, bu amaçla BOP Eş Başkanlığı görevinde yeni roller peşinde koşmaktadır. Açılımlarla başlayarak sürdürülen Erdoğan’a ömür boyu başkanlık yolu açma oyunun merkez üssü de Suriye olmuştur.
SEVİNÇ NARALARI UNUTULMAYACAK
İktidar yandaşları ve medyası mezhepçilikle malul bir heyecanla kutlamalara katılıyorlar! Yeşil Kuşak’lardan BOP’a aynı tezgahta yetiştirilmiş olan siyasal İslamcıların, bir kez daha Amerikan emperyalizminin saflarında sevinç naraları atıyor olmaları da tarih önünde unutulmayacaktır! Bugün emperyalizmin Afganistan’da başlattığı orta çağ Suriye’yi de yuttu. Bölgemizi bitmek bilmez kimlik çatışmaları için adım adım parçalayan Amerikancı yıkımdan ülkemizi kurtarmak, iktidarda kalabilmek için Türkiye’yi Amerika’nın yol açtığı karanlığa ortak etmeye hevesli işbirlikçi iktidara son vermekle başlayacaktır. SOL Parti, ABD ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda kurulmaya çalışılan yeni düzene karşı mücadele eden ve etmeye devam edecek halklarla omuz omuza kavgayı sürdürecektir.”
TKP: Suriye’de İsrail ve ABD cihatçıları kullanarak geçici bir zafer kazandı. İsrail, ABD ve cihatçılık Türkiye’de yenilmelidir. Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz. Bu bir oyun değil. Ülkemizi, geleceğimizi önemsiyorsak, nasıl ayağa kalkıp bu barbarlıktan kurtulacağımızı konuşmamız ve gereğini yapmamız gerekiyor. Suriye’de yaşananlar, mezhepçiliğin, dinciliğin, milliyetçiliğin, sırtını yabancı güçlere dayamanın nelere yol açacağının kanıtıdır. Sömürünün, eşitsizliğin, adaletsizliğin kol gezdiği bir ülkede birlik olmaz. Suriye’deki gelişmelerden sonra “genişleme”yi düşleyen Yeni Osmanlıcı çevrelerde yaşanan sevincin dizginlenmesi zorunludur. Ya bu ülkeyi uçurumun eşiğine getiren sömürücü, dinci, Amerikancı zihniyeti yeneceğiz ya da o uçuruma yuvarlanacağız. Biz kendimize, halkımıza, insanlığa güveniyoruz. İsrailcilerin sevinci yarım kalacak.”
TKH: Suriye’de “BAAS rejiminin” devrilmesine sevinenler, başını HTŞ’nin çektiği cihatçı çetelerin kuracağı şeriatçı rejimin ve emperyalizme bağımlı bir Suriye’nin daha özgür olacağını yalanını uyduruyorlar! Emperyalizme bağımlılıktan ve dinci karanlıktan özgürlük geleceğini propaganda etmek büyük bir aldatmacadır. Suriye’de yaşanan gelişmeler ülkemizin karşı karşıya kalacağı potansiyel tehlikelere de örnek teşkil etmektedir. C Ülkemizin emperyalizme, gericiliğe ve sömürüye karşı laiklik, bağımsızlık ve sosyalizm mücadelesi artık daha fazla önem kazanmıştır.”
TİP: “Suriye’de oluşan yeni durum, ABD’nin Ortadoğu için öngördüğü İsrail’i ve kendi ticaret sahalarını, yollarını koruma merkezli uzun erimli politikası için de bir kazanım anlamına geliyor. AKP iktidarı ABD’nin bu kapsamlı politikasının hep yanında oldu. Irak’ın işgaline destek verdi, Suriye operasyonunun ana yürütücülerinden biri oldu, İsrail’le ilişkilerini sürdürdü. Ilımlı İslamcılığın hamisi, cihatçı örgütlerin destekçisi AKP iktidarının bu tavrı şaşırtıcı değil. AKP ve onun yandaşları, ülkemizi de giderek laiklikten uzaklaştıran, cihatçıların, tarikatların ve cemaatlerin cirit attığı bir yer haline getirdi. AKP iktidarı başta olmak üzere gerici ve emperyalizmin güdümündeki aktörlerden ülkemizi ve bölgemizi kurtarmak için mücadeleye daha kararlı bir şekilde devam edeceğiz.”
EMEP: Emperyalist güçler ve işbirlikçileri Ortadoğu’yu yıllardır savaş, göç ve yoksulluk batağına mahkum etmiştir. Ortadoğu halkları birbirleriyle ve kendi içlerinde savaşmak yerine emperyalist güçlere karşı birleşip mücadele etmelidir. Ortadoğu’nun ve bölgenin giderek daha fazla savaş bataklığına çekildiği koşullarda tüm emek ve demokrasi güçlerine düşen görev daha fazla birleşmek ve mücadeleyi ortaklaştırmaktır.
DEM Parti: 2011’den bu yana Suriye’de devam eden iç savaşın, küresel bloklar arasındaki güç mücadelesinin arenasına dönüşmekle birlikte bölgedeki devletlerin de müdahalesine açık hale gelerek vekâlet savaşları biçiminde kanlı ve yıkıcı bir süreç ile devam ettiğine tanıklık ettik. Bölgesel güçlerin dışarıdan müdahalelerinin Suriye’nin demokratik geleceğine darbeler vurabileceği riskine karşı tüm tarafları bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.” birgun.net