FRANKFURT
Frankfurt Türk Halkevi’nde “Şiir ve sohbet buluşması”na katılan ünlü şair Ataol Behramoğlu, Türkiye Türkçesi’nin, edebiyatının, şiirinin Cumhuriyetle varolduğunu savundu. Behramoğlu, “Cumhuriyet olmasaydı Sevr olurdu. Sevr’e göre Türkiye işgal edilecekti. Mustafa Kemal, Samsun’a çıktığında zaten bu kısmen gerçekleşmişti. Türkiye sözcüğünü Bizans, Orta Asya için kullanmış. Osmanlı Türkü kendinden saymıyor. İşgal edilen yerlerde insanlar yüzyıl sonra dillerini, kimliklerini unutacaklardı. Sömürgeleşmiş ülkelerde olduğu gibi işgal eden ülkenin dilini konuşacaklardı. Türkler, göstermelik şekilde Orta Anadolu’nun birkaç şehrinde kalacaklardı. Ben yurtsever bir insanım. Bütün milletler değerlidir. Ama biz de değerliyiz. Ne fazla ne eksik. Türklerin kaybolması Avrupa’nın umrunda olmazdı. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Türkiye’yi kurtarmadı yarattı. Anadolu’da yaşayan halkı bir millet haline getirdi. Osmanlı tarihini, doğru yorumunu, onu inceleyen tarihçilerimizi Cumhuriyete borçluyuz. Osmanlı tarihi başka ülkelerin tarihçilerinin elinde oyuncak olacaktı. Cumhuriyet olmasaydı edebiyat da olmayacaktı. Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Nazım Hikmet, Yahya Kemal aklınıza kim gelirse gelsin varlığımızı Cumhuriyete borçluyuz” diye konuştu.
“Türkiye’nin demografisini bozmak istiyorlar”
“Bugün vatan elden gidiyor” iddiasında bulunan Behramoğlu, “Güçlü bir Türkiye, emperyalizmin işine gelmez. ABD güdebileceği bir Türkiye istiyor. Adamlarını buldular. Türkiye Orta Doğu’ya doğru kayıyor. Milyonlarca Orta Doğulu’nun Türkiye göçü bir proje. Türkiye’nin demografisini bozmak istiyorlar. Her halk kendi özelliğini, özgürlüğünü, bağımsızlığını korumak zorunda” dedi.
“100. Yıl Marşı ve Lozan oyununa sahip çıkmadılar”
“Eşkıya dünyaya hükümdar olur / Zulümle, yalanla, bin bir tuzakla; / Ama yoz tohum gibidir kötülük / Uyuşmaz toprakla” dizeleriyle güncel siyasi duruma göndermede bulunan Behramoğlu, “Örgütlü olmak siyasi bir terim. Örgütlü iyilik, şiirin siyasete bir katkısı oluyor. Bu kavramın kullanılması ile şair olarak kendimi mutlu hissederim. Burada da örgütlü iyilik var. Bunların çoğalması gerekiyor” dedi. Yazdığı “100. Yıl Marşı” ve Lozan” adlı oyuna sahip çıkılmadığını kaydeden Behramoğlu, “Sahip çıkması gerekenler var. İzmir sahip çıktı. 900 kadar temsil yapıldı. Çok güzel de bir oyun oldu. Ama İstanbul BB ve Ankara sahip çıkmadı. Halbuki İstanbul Şehir Tiyatrosu sahip çıksa bir yıl boyunca oynar, yurt dışına gelirdi. Bir görmezlik var. Gönül isterdim ki böyle olmasın. İsterdim” diye yakındı.
“Özgür Özel’in bizden yararlanması lazım”
Dernekler, farklı kurumlar ile partilerin insanlara doğruyu anlatmakta önemli rol oynabileceğini kaydeden Ataol Behramoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Eğitim Bakanlığı elimizde değil. Mesele sadece ekonomi değil. Bizim halkımız vatansever halktır. Buna inanın. Mustafa Kemal, “Zekidir, çalışkandır” derken kafadan atmıyor. Zeki, vicdanlı, ama cahil. Nereye çeksen oraya gidiyor. Doğruyu anlat ona. Sadece ekonomiyle olmuyor. Siyaset iyi anlatırsa halk anlar. Ben, biz meselesini de anlat. Çünkü onun, Anadolu’nun kültüründe biz var. Yunus Emre ‘biz’ diyen en büyük şair. Kavramları iyi bulmak lazım ve söylemek lazım. Siyasete çok büyük görev düşüyor. Siyasetin insanın ruhunu iyi anlaması lazım. Siyaset anlamayı bıraktı. Özgür (CHP Genel Başkanı Özgür Özel) de çevresindekiler de daha farklı birileri. Bizden yararlanmaları lazım. Siyasetin yazarlardan, sanatçılardan yararlanması lazım ” dedi. Türkiye’de herhangi bir terzide, kasapta, bakkalda, tamircide Mustafa Kemal’in asılı resminin görülebileceğini ancak Cumhurbaşkanının bir resminin olmadığını kaydeden Behramoğlu, “Hiç kimse onları zorlamıyor. Mustafa Kemal halkın içine işlemiş. İşte bu bizim gücümüz. Bu kolay kolay silinecek bir durum değil. Cumhuriyeti yapabilselerdi ayaklar altına alırlardı.”