FRANKFURT
Tiyatro Frankfurt’un Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hessen Eyaleti Bilim ve Sanat Bakanlığı, Frankfurt Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) , Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ve Frankfurt Başkonsolosluğu’nun desteğiyle düzenlediği 10. Türk Tiyatro Festivali başladı. Festivalin açılışı sırasında onursal başkanı Tamer Levent izleyicilerle birlikte “Sanata Evet” dedi. Tamer Levent, “Festivalin 10 yılında sanat, kültür kavramlarıyla gerçekleştireceğimiz buluşmalar yapalım. Almanya bunun için çok uygun” diye konuştu. Frankfurt Gallus Tiyatrosu’nda gerçekleşen açılışa ünlü sanatçılar Tamer Levent ve Zihni Göktay ile İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever, Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer, Kültür ve Turizm Ataşesi Ahmet Alemdar, Hessen Bilim ve Sanat Bakanlığı Müsteşarı Ayşe Asar, Franfurt İl Meclisi Başkanı Hilime Arslaner, Frankfurt Büyükşehir Belediye Başkanı Mike Josef’in (SPD), Hessen Milletvekili Turgut Yüksel ile Frankfurt Meclisi Üyesi Hüseyin Sıtkı’nın aralarında olduğu konuklar katıldı.
Festivalin açılış oyunu Savaş Dinçel’in yazıp Barış Dinçel’in yönettiği Ali Yoğurtçuoğlu ve Gün Koper’in rol aldığı “Uçurtmanın Kuyruğu” oldu. Festival kapsamında Devlet Tiyatroları, İBB Şehir Tiyatroları ile özel tiyatroların 10 oyun gösteriminin yanısıra söyleşiler ve atölye çalışmaları gibi 25 farklı etkinlik gerçekleşecek.
Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer festivalin Hessen eyaletinin kültür ve sanatına ciddi bir katkıda bulunduğunu, bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Başkonsolos Tunçer, festivale desteği için verilen teşekkür plaketini Zihni Göktay’dan aldı.
İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Yayın Yönetmeni Ayşegül İşsever de destekledikleri festivalin sanatın birleştirici ve iyileştirici gücü cümlesinin rutin hale gelmesi olduğunu savundu.
Festival rüştünü ispatladı
Festivallerin rüştünü istaplaması için beş yıla ihtiyaç duyduğunu vurgulayan festivalin Frankfurt Türk Tiyatro Festivali Onursal Başkanı Tamer Levent “Bu festival rüştünü ispatladı. Bu festival herkese iyi gelecek. Pandemi, Türkiye’de deprem, dünyada kaotik bir yapı, acaba tiyatro bunları işleyecek mi? ABD eski Cumhurbaşkanı bir gazeticinin “Siz hep yalan söylüyorsunuz” ifadesi üzerine “Evet, ben politikacıyım yalan söylerim, halk inanmasın” diyor. Bir devlet başkanından böylesini ilk defa duyuyorum. Mecliste de ‘Tiyatro yapma’ diyorlar. Oysa tiyatro o değil. Bir oyuncu rolüne hazırlanırken, müthiş bir titizlikle hazırlanır. Anlatmak istediğini, rolünü o karakteri de tanıyarak bütünselleştirip dürüstçe yapmalıdır ki onu iyi anlatabilsin. Dürüstçe rol yapmamak kötü birşey. ‘Tiyatro yapma’ sözü doğru değil. Tiyatro yaşama aktarmak, birlikte düşünerek yaşamı geliştirmektir. Frankfurt Okulu, sanat kavramının yaşamda ne kadar önemli , kültürün insanları birleştirici kavram olduğunu anlatmak istediler. 10 yılında biz de sanat, kültür kavramlarıyla gerçekleştireceğimiz buluşmalar da yapalım. Almanya bunun için çok uygun” dedi.
‘Tiyatronun sihirli dokunuşunu yaşayalım’
Hessen Bilim ve Sanat Bakanlığı Müsteşarı Ayşe Asar ise Solingen Katliamı’nın 30. yıl dönümü olduğunu anımsatıp, “Sanatın acıları unutturmasa bile hafifletme gücü var. Nefretin, ayrımcılığın olduğu bir dönemde hümanizm, anlayış ve empatiyi daha çok öne çıkarmalıyız. Bütün insanların nereden geldiğinden, inancından, cinsiyetinden ve sosyal statüsünden bağımsız olarak aynı haklara ve şansa sahip olduğu bir dünya yaratmalıyız. Eşitlik, hoşgörü ve saygı için mücadele etmeliyiz. Hümanizmin önemli bir özelliği de kültürel çeşitliliği kabul etmek, kültürel alışverişi desteklemektir. İşte festival bunu on yıldan beri yapıyor. Frankfurt ve Hessen kültür alanından artık olmaması asla düşünülemez. Festivalde tiyatronun sihirli dokunuşunu yaşayalım” diye konuştu.
Frankfurt İl Genel Meclisi Başkanı Hilime Arsalener de Türk Tiyatro Festivali’nin bölgenin çok kültürlü yapısının ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirterek, “Anadili Türkçe olanlar bu yolla dille, Türkiye’deki toplumsal gelişmelerle bağlarını koparmıyor. Festival, Türkçe’nin aynı zamanda entellektüel bir dil olduğunu da gösteriyor. Anadili Türkçe olmayanların da festivale katılması bizi çok sevindirdi. Onlar da üst yazı çevirisiyle ne anlatıldığını anlayacaklar” dedi.