2.1 C
Almanya
Pazartesi, Kasım 18, 2024

Cumhurbaşkanına açık mektup yazdı

Öğretmen Tahsin Melan engelli vatandaşların yıllardan beri çözülemeyen sorununa dikkat çekmek için Cumhurbaşkanlığına açık mektup yazdı.

Öğretmen Tahsin Melan Cumhurbaşkanlığı makamına hitaben yazdığı açık mektubunda sağlık raporları ile ilgili uygulamalarda yaşanan çelişkilerle engelli vatandaşların yurt dışından getirdikleri arabaların Türkiye’de kullanımındaki sorunlara dikkat çekti. Melan, sağlık raporu konusunda “Biz burada yabancı ülkede engelliyiz, elimizde bunu gösterir doktor raporları ve belgeleri var. Buna rağmen Türkiye’ye gelince sanki her şey tozpembe oluyor ve âdeta bizlere sihirli bir değnekle dokunulmuşçasına elimizdeki belgelere rağmen sakatlığımız ortadan kaldırılıyor, görmezden geliniyor” ifadelerine yer verirken araç konusunda ise “Türkiye’de bir arabamızın olmasını istiyoruz. İstiyoruz ki tatile geldiğimizde kendi arabamızı kullanalım. Oysa karşımıza önce yaş sınırı, ardından ticarî kaygılar nedeniyle engeller çıkıyor. Bizim amacımız ticaret değil. Önümüze “Kesinlikle Türkiye’de satışı yasaktır.” kuralı konulduğunda seve seve noktası, virgülüne kadar uymaya hazırız. Yeter ki yaş sınırlaması olmaksızın her türlü bakımı, muayenesi (TÜV) yapılmış, güvenilir şartlara haiz özel arabamızı getirip Türkiye şartlarında kurallar gereğince bırakmamıza izin verilsin” dedi.

İşte o mektup: 

Cumhurbaşkanlığı Makamına

Sayın Cumhurbaşkanım!

Yaklaşık 30 yıldır Frankfurt’ta, gerek üniversitede Almanlara gerekse liselerde Türk gençlerine Türkçe öğretip kültürümüzü, dilimizi, dinimizi ve güzel hasletlerimizi öğretmeye emek harcayan emekli bir öğretim üyesi, öğretmenim. 7 yıl önce 1 hafta içinde ard arda yapılan 3 yanlış ameliyat sonunda sakat kaldım ve vücuduma yerleştirilen metallerle tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm edildim. %100 sakatlık oranıyla hayatının geri kalan kısmını bu şekilde yaşamaya çalışan, yine de “Allah beterinden korusun!” diye şükreden, sağlık sorunlarından dolayı Alman vatandaşlığına geçmiş “Mavi Kart” kimliği olan bir Türk vatandaşıyım.

Yurt dışında yaşayan bir engelli vatandaşınız olarak Türkiye’de gördüğüm, yaşadığım ve etkilendiğim olumsuzluklardan dolayı yurt dışındaki tüm engelli vatandaşlarımız adına bizim için çok önemli 2 sorunumuzu size ulaştırmak istiyorum.

  • Sağlık raporları ile ilgili uygulamalarda yaşanan çelişkiler.

  • Engelli vatandaşların yurt dışından getirdikleri arabaların Türkiye’de kullanımı hakkında.

Bugüne kadar bulunduğunuz makama ulaşamayan, sorunlarını iletemeyen bu vatandaşlarınızın sıraladığım iki konu ile ilgili yaşadıklarından belki de bihabersiniz. Bu nedenle yazmak, dile getirmek, dikkatinizi çekmek istedim. Umarım ve dilerim ki görüş ve emirleriniz doğrultusunda, biz engellilerin ortak sorunu olan bu uygulamalardaki çarpıklıkların ortadan kaldırılması ve gereğinin yapılması gündeme alınır ve gerçekleşir.

İlk olarak sağlık raporları konusunu açmak istiyorum: Bizim için en önemli sorun yaşadığımız ülkelerde bize verilen sağlık, sakatlık belgelerinin Türkiye’de bir anlam ifade etmediğini görmektir. Biz burada yabancı ülkede engelliyiz, elimizde bunu gösterir doktor raporları ve belgeleri var. Buna rağmen Türkiye’ye gelince sanki her şey tozpembe oluyor ve âdeta bizlere sihirli bir değnekle dokunulmuşçasına elimizdeki belgelere rağmen sakatlığımız ortadan kaldırılıyor, görmezden geliniyor. Oysa sakatlıkların ülkelere göre değil, bedenlere göre değerlendirilmesi gerekmez mi? Engelli biri dünyanın neresine giderse gitsin engellilik durumu ondan ayrı düşünülebilir mi? Böyle bir mantık söz konusu olabilir mi?

Burada alınan belgeler öyle bir-iki günde hastane koridorlarında oradan oraya koşuşturarak pür telaş içinde laf olsun diye alınmış raporlara dayanmamaktadır. Dönem dönem, her ciddi rahatsızlık sonucu, dalında uzman olan doktorların verdiği raporlara istinaden düzenlenen belgelerdir. Hakkınız değilse ne yaparsanız yapın o raporları ve sonucunda sakatlık oranınızı gösteren belgeleri alamazsınız. Elimizde, yıllardır yaşadığımız sağlık sorunları sonucunda aşama aşama yükselen sakatlık oranımız ve bunu ibraz eden resmî belgelerin aslı ve yeminli tercümesi olmasına karşın maalesef bunlar yurdumuzdaki makam ve mevkilerce kabul görmüyor. Durum böyle iken zor şartlar altında Türkiye’de bizi yeniden heyete sokma çabasını anlayamıyoruz. Uygulanan bu eziyet ve işkence bizlere reva mıdır?

Yeri geldiğinde Avrupa, AB örnek gösteriliyor. Her konuda, her fırsatta övgülerle sözü edilen bu ülkelerin yasaları, kuralları benimseniyor ve örneklenerek, ülkemizdeki çeşitli düzenlemelerde ortak paydada buluşma, uygulama gayretleri gösteriliyor. Oysa engellilerin sorunları söz konusu olunca nedense hiçbir siyaset adamının, bürokratın ilgisini çekmiyor. Yapılan düzenlemeler, uygulanan yasalar görmezden geliniyor ve biz engellilere sağlanan haklar kendi ülkemizde tamamen yok sayılıyor. En acısı da, elin ülkesinde, elin adamının bize verdiği değeri kendi ülkemizde görememişliğin yaşattığı eziklik oluyor. İşte asıl bu, tüm rahatsızlıklarımızın üstüne tuz-biber ekerek daha da beter bir engel oluşturmaya yetiyor yüreğimizin derinliklerinde.  Böylesine dışlanmayı yaşamak gerçekten çok acı. Sözüm ona Avrupa’nın her şeyine güveniliyor, inanılıyor da sadece doktorlarının verdiği kararlara mı güvenilmiyor? Bunu anlamak gerçekten çok zor.

İkinci konuya gelince: Türkiye’de bir arabamızın olmasını istiyoruz. İstiyoruz ki tatile geldiğimizde kendi arabamızı kullanalım. Oysa karşımıza önce yaş sınırı, ardından ticarî kaygılar nedeniyle engeller çıkıyor. Bizim amacımız ticaret değil. Önümüze “Kesinlikle Türkiye’de satışı yasaktır.” kuralı konulduğunda seve seve noktası, virgülüne kadar uymaya hazırız. Yeter ki yaş sınırlaması olmaksızın her türlü bakımı, muayenesi (TÜV) yapılmış, güvenilir şartlara haiz özel arabamızı getirip Türkiye şartlarında kurallar gereğince bırakmamıza izin verilsin.

Biz sadaka istemiyoruz. Tek isteğimiz, elimizdeki kazanılmış hakların ve özel araçlarımızın kabulünü görmek ve biraz anlayış. Çalmıyoruz-çırpmıyoruz. Yalanımız-dolanımız yok. Aynı ülkenin vatandaşı olarak, ülkemizdeki sağlık yasası doğrultusunda -varsa- haklarımızdan yararlanmak istememiz en doğal beklentimiz değil midir?

Beklentilerimiz doğrultusunda gereğinin yapılmasını bilgilerinize arz ederim.

Tahsin MELAN

29.04.2023 / Frankfurt

Kaynak: Tahsinmelan.com

Son Haberler

İlgili Haberler