Yatakta değildim… Koltukta hafifçe kaykılmış, ayaklarımı pufa uzatmıştım. Uyumadığıma ne kadar emin olsam da gördüğüm rüyalara verecek cevap, yükleyecek anlam bulamıyordum.
Narkolepsi değildim ki rem uykusunda boğuşayım! Peki… bu halüsinasyonlar neyin nesiydi? Bilincim yerindeyken bu gördüklerim, duyduklarım rüya olamazdı… Kesinlikle halüsinasyondu ve ben halüsinasyon girdabında nefes almakta zorlanıyordum…
Bir nevi konar göçer olarak, dünyada ve bulunduğumuz coğrafyadaki misafirliğim ne kadar da fırtınalıydı. Her tür yokluğu, yoksunluğu, refahı, konforu, inanılmaz süratteki gelişimi ve değişimi yaşamış bir insan olarak…
“Bu devirde bunu da mı duyacak, bunuda mı yaşayacaktık!” açmazı, halüsinasyonlarımı çoğaltıyordu.
Ülke insanını parça pinçik yapma çabası halüsinasyon ya da rüya değilse başka ne olabilirdi?
Alnı secdeye değenlerle, şampanya içenler…
Erkek erkeğe evlenenlerle, dört kadın alanlar…
Değişimi darbe olarak görenlerle, huzur ve rahatlama olarak görenler…
Eşini çocuğunu reislerine emanet edenlerle, birilerine emanet edilecek yükümüz yok diyenler…
Bu denli zırva… Bu denli akıl tutulması… Bu denli deli saçması gerçek olabilir miydi?
Bitmiyor ki;
“Faşist Kürt” söylemiyle ırkçılığa… “Alevi’den cumhurbaşkanı olmaz!” söylemiyle ayrımcılığa selam çakanları duyuyordu bu kulaklar…
Peki… Kendini sosyalist olarak lanse eden bir insanın bu söylemleri gerçek olabilir miydi?
Nereye düştük biz anam babam, nereye? Bu ne yaman bir misafirlikti!
Uyur uyanık duyuyor, görüyorudum:
Başbakanlık yapmış, ülkenin 20 yılını işgal etmiş bir zat; “Ülkeyi işgalcilerden kurtaracağız!”diye bağırıyordu!
Bu da mı halüsinasyon değil?
Bu söylem de gerçek olabilir mi ya?
Kalkıyorum koltuktan, uyku sersemi bahçeye atıyorum kendimi.
Güllerim çıngıl çıngıl… Begonvillerim coşmuş… Denize doğru yürüyeyim diyorum, “sarı” kedim kendini köpek zannediyor… zıplaya sürtüne yanımda yürüyor.
Yan komşum Alman. Çaprazım Kürt. İki altta ülkücü eski milletvekili. Alt komşum Kılıçdaroğlu ile çalışmış, toz kondurmuyor. Bir Akepeli Ahmet var ki… şahsıma saygıdan başka birşey görmedim adamdan. Ona selam buna selam yürüyorum.
Deniz kenarı yerli yabancı turist kaynıyor.
“Günaydın” diyorum…
“Good morning…
Guten morgen…
Beyani Baş…
Hello…”
“Selamın aleyküm” diyene, “tek başımayım” ukalalığına girmeden içtenlikle “aleyküm selam” diyorum.
Biz sıradan insanlar böyle basit ve anlamlı yaşarken, bunu anlayacak zekaya sahip yöneticiler, bakanlar, vekiller istiyorum.
Siyaset konuşmak, halüsinasyon görmek, kuyuya atılan taşın peşinden balıklama dalmak istemiyorum…
Sade bir vatandaş olarak, kimsenin bana hakaret etmediği, kimsenin beni tehdit etmediği bir ortamda mutlu olarak yaşamak ve üretmek istiyorum. Her sade vatandaş gibi…
Çok şey mi istiyoruz?
Çiftçi ekip biçmek… öğretmen, mühendis, hemşire atanmak istiyor.
Bilim adamı, doktor, teknoloji ve genetik dehaları ülkelerinde saygı ve değer görmek istiyor.
En tepeden en alta, toplasanız bin tane egosu tavan siyasetçinin “şamar oğlanı” olmak istemiyoruz kardeşim!
Halkız biz. Halklarız…
Sana ne terbiyesiz, halkın namazından, içkisinden!
Sana ne terbiyesiz, halkın mezhebinden, ırkından!
Sana ne terbiyesiz, halkın yaşam tarzından… şortundan, örtüsünden!
Sana ne?
Toplasan bin tane ukala dümbeleği… halkı biçtiği elbiseye sokmaya çalışıyor.
Dar o elbise dar… Sığmıyor insanlığımız, sığmıyor düşlerimiz.
Zorlamayın kardeşim, bir rahat bırakın, bir huzur verin ya! İsteyen istediğini seçsin, isteyen istediğini içsin, isteyen istediği gibi ibadetini yapsın. “Darlatmayın” bu milleti…
Bugün 1 Mayıs…
2008’de… Sevgili dostum, can sosyalist… Umran Ketenci ile doğum gününde omuz omuza vermiş, sloganlar eşliğinde Taksim’e girmiştik. Meşhur katliamdan 33 yıl sonra izin çıkmıştı ve kutlamalar Taksım’de yapılacaktı. Yapıldı da…
Ne muhteşem duygu, ne güzel bir gün yaşamıştık.
Bugün de Murat Ayaz’la kol kola meydanlarda olacağız.
Ve umutla haykıracağız…
“Direne direne kazanacağız.”
Emeğin, alın terinin, emekçinin günü… 1 Mayıs kutlu olsun.
Günaydın… Dayanışmanın ve örgütlü mücadelenin haftasında, tüm dostlara sağlıklar diliyorum.
Kenan Çığır
01.05.2023
Antalya