Kendisine karşı çıkan neredeyse her haber ve bilgiye karşı “Dezenformasyon” diyerek yalanlayan iktidar, kendi kurduğu oyuna düşüyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Haftalık Dezenformasyon Bülteni yayımlayarak haberleri ve paylaşımları yalanlarken kendi iddialarına karşı ise tepkisiz. Bunlara en büyük örnek ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun “Depremde yollar yıkılmadı” iddiası. Depremin yaşanmasının ardından çok sayıda ajansa yolların nasıl hasar aldığı ve dev yarıkların oluştuğuna ilişkin görseller yayımlandı.
Konuyu değerlendiren UMAG Genel Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Tezcan Durna ile Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, iktidarın dezenformasyona karşı savaş açmadığını aksine bariz gerçeklerin üzerini örtmeye çalıştığına değindi.
DEPREMDE İŞLEMEDİ
Deprem sürecinin feci bir dehşet olduğunu belirten Durna, “Dünyada eşi benzeri görülmemiş olmasının belki de tek nedeni iktidarın hem yağmacılığı, beceriksizliği yer yer kastı… Orada ne kadar az insan kurtulursa hesap soracak o kadar insan olur gibi bir mantalite var gibi geliyor, spekülasyon yapıyorum belki ama bu kadar açık ihmaller ancak spekülasyonla açıklanabilir gibi geliyor. Bu kadar fecaatin büyük olması insanların dilindeki bağı ve korkuyu bir yana bırakmasına yol açtı. İnsanlar can havliyle konuşmaya başladı. İktidarın ve medyasının ‘her şey yolunda, halkın yaraları sarılıyor, zamanında müdahale yapıldı’ gibi manipüle etmeye çalışsa da şimdiye kadar hep bu gerçekleri çarpıtarak iş görmeye çalışmışlardı. Depremde bu işlemedi. Susturamıyorlar insanları, gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyemez haldeler ve bunun için de daha da sertleştiler” diye konuştu.
Doç. Dr. Tezcan Durna – UMAG Genel Yayın Yönetmeni
ALTERNATİF ÇARPITMA
Seçim öncesi demokratik toplumu, muhalefet kesimini tamamen bir sessizlik içerisine boğmak üzere birtakım şeyler hazırlandığını aktaran Durna, şunları ifade etti: “Nazi iktidarına ilişkin bir yaz, şöyle bir şey yazıyordu: Aslında bunlar yalan söylemiyordu, farklı bir hakikat rejimi inşa ettiler. AKP’nin uzun zamandan beri yaptığı şey farklı bir hakikat rejimi inşa etmek. AKP gerçekten orada duran birtakım gerçekleri, gözle görünen şeyleri dahi kendi yarattığı hakikatin içerisinde onları yok ederek iş görmeye çalıştı şimdiye kadar. Aslında yalan söylemedi. Bizce yalan ama onlara göre doğru hakikatlere bu derece sadakatle, bu derece şevkle inanmalarının ve bunun peşinden ayrılmamalarının nedeni buydu. Hâlâ öyle yapıyorlar. Çarpıtma değil, alternatif bir çarpıtma rejimi. AKP’nin işletmeye çalıştığı bu rejim çabası işlememeye başladı çünkü apaçık bir gerçeklik var. O hakikatlere inanacaklar öldü. Bu rejime inanan insanlar da en yakınlarını kaybetti. Elle dokunur, hissedilebilir bir acı var. AKP orada ölüm acısı, açlık acısı, yokluk acısı bunların olmadığına inandırmaya çalışıyor, bunu bire bir yaşayan insanlara.”
BİZZAT KENDİLERİ YAPIYOR
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ise “İletişim Başkanlığı, Dezenformasyon Bülteni’nde alıntılar yaparak yayımlıyor ama iktidardan kaynaklanan yalanları görmüyorlar” diye sözlerine başladı ve bültende bazı yazarların Ulaştırma Bakanı’nı görmediler, Hulki Cevizoğlu’nun Ecevit’le ilgili söylediklerinin görülmediğine dikkat çekti.
Faruk Bildirici – Medya Ombudsmanı
Dezenformasyon Bülteni’nde yalanlar ve yanlışların karıştırıldığını vurgulayan Bildirici, şunları dile getirdi: “Yayımladıkları her şey yanlış değil. Ama Dezenformasyon Bülteni’nde kaynak yok. Bir yanlış varsa bile bütün muhalif kesim söylemiş gibi yapıp genelleştiriyorlar. Ayrıca bir şey doğru çıktığında da düzeltmiyorlar. Bizzat İletişim Başkanlığı dezenformasyon yapıyor. Yalanlarla doğruları karıştırıyor, doğruları da yanlışmış gibi gösteriyor. Çünkü gerçeklerin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Depremin ilk gününden beri doğru, şeffaf bilgi vermek yerine her taraftan yanlış bilgi geliyor diye bununla mücadele etmeye çalıştılar. Oysa, bir kişinin yaptığı bir yanlış paylaşımla, bir medya kuruluşunun yaptığı yanlışlık aynı olamaz. Ama sanki bütün yanlışları tüm muhalif kesim yapıyormuş gibi bir çaba var. Muhalif kesimlerde de yanlış yapanlar var ama orada da var. Dezenformasyonla gerçekten mücadele edilecekse nereden gelirse gelsin aynı şekilde mücadele edilmeli. Bir algı yaratmaya çalışıyorlar.” birgun.net / Dilan ESEN