CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu’nun başörtüsünü kanuni güvenceye kavuşturma teklifi ve ardından Tayyip Erdoğan’ın el yükselterek “Anayasal güvence altına alalım” demesi kamuoyunda tartışma yarattı.
Millet İttifakı üyesi partiler AKP’nin elinden bu argümanın alınması ve daha önce AKP’ye oy verenlerin ‘kaygısının’ dindirilmesi açısından olumlu şekilde yaklaştı.
HDP de Kılıçdaroğlu’nun teklifine destek verdi. Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’ın sorularını yanıtlayan Meral Danış Beştaş, ‘kadın bedeni üzerindeki bütün tahakkümlerin karşısında olduklarını’ ifade ederek teklifi olumlu bulduklarını söyledi.
Seçim hesaplarıyla birlikte yürüyen tartışmaya sosyalistler ise eleştirel yaklaştı. Türkiye’de böyle bir sorunun olmadığını ifade eden sosyalistler, İran’da yaşanan isyanı da hatırlatarak seçim hesabıyla muhalefet çizgisinin de sağa kaydırılmasına tepki gösterdi.
Sosyalistlerin açıklamaları şöyle:
Halkevleri: “Seçim hesaplarıyla yere atılan laiklik bayrağını biz yükselteceğiz”
Halkevleri’nin konuya dair yaptığı açıklamada öne çıkan kısımlar şöyle:
Başörtüsünü gündeme getirenlerin kendi ülkesinin gerçeğinden kopuk olduğu anlaşılmaktadır. Yanı başımızdaki İran’da kadınların başörtülerini yaktığı, saçlarını kestiği ve zorunlu örtünmeye karşı ölümüne mücadele ettiği bugünlerde, ülkemizde tersine bir gelişmenin önü açılmıştır.
Türkiye’de şu anda halkın çözüm beklediği bir “başörtüsü sorunu” yoktur. Gericilik sorunu vardır, Laikliğin gerektiği biçimde tesis edilememesi, devletin ve tüm toplumsal yaşamın din baskısından arındırılamaması sorunu vardır. Kadınlar başta olmak üzere tüm toplum her gün yeni bir gerici uygulama ile baskı altına alınmak isterken bu çıkış doğru değildir.
Bu tartışma, zorla örtünen yüz binlerce kız çocuğu olduğu gerçeğinin, gericiliğin eğitimden sağlığa tüm alanlarda egemen kılınmaya çalışıldığı gerçeğinin üstünü örtmektedir. Bu yüzden oldukça tehlikelidir.
Seçim hesaplarıyla yere atılan laiklik bayrağını biz yükselteceğiz! Kadınlar, gençler, emekçiler, halk yükseltecek!
Halkevleri’nin açıklamasının tamamını okumak için tıklayınız.
TİP: “Siyasal İslam’la müzakere değil mücadele edilir”
Meclis’te yaptığı basın toplantısında konuya değinen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil şunları söyledi:
Kadınların gerçek problemlerine çözüm üretmek yerine sağcılarla sağcılık, siyasal İslamcılarla siyasal İslamcılık yarıştırmak derdine düşerseniz kazanan yine yeniden Saray Rejimi karanlığı olur! Çünkü emin olun aslı dururken kimse sahtesine oy vermez. Siyasal İslam’la müzakere değil mücadele edilir
Yıllardır başı açık kapalı fark etmez, omuz omuza var olma mücadelesi veren biz kadınların şu anda başörtüsü diye bir sorunu yok! Ama şunu çok iyi biliyoruz ki kadın bedeni üzerinden siyaset yapmaya doyamayan Saray Rejimi’nin kadınlarla sorunu var!
Bu ülkede 83 yaşında, canı lahana isteyen ama alamayan pazarcılık yapan kadınlar var! Bu ülkede başı açık diye mülakatlarda elenen kadınlar var! Bu ülkede cinsel yönelimi nedeniyle hunharca katledilen LGBTİ+’ler var! Bu ülkede kulağına küpe taktığı için dövülen gençler var! Devlet yurtları olmadığı için tarikat ve cemaat yurtlarında kaderine terk edilmiş milyonlarca genç, kitlendiği “kız” yurdunda yanarak can veren kız çocukları var!
SOL Parti: “AKP kopyası muhalefet gerici rejimle mücadele edemez”
SOL Parti’nin konuya dair yaptığı açıklamada öne çıkan kısımlar şöyle:
Bu kötülük rejiminin bir kopyası olmaya çalışarak bu rejimle mücadele edilemez. İranlı kadınların özgürlük isyanı yankılanırken yine siyaset koridorlarının, kadınlar olmadan, kadınların özgürlüğünü gericiliğin içinde araması kabul edilemez! Kadınlar başta ülkemizin tüm ilerici, demokrat, Cumhuriyetçi insanlarını laiklik için mücadeleye çağırıyoruz.
TKP: “Türban tartışması kılık kıyafetle ilgili bir tartışma değildi“
soL TV’de Bakış Programı’nda Gökhan Kazbek’in konuğu olan Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Kazbek’in ilgili sorusuna şöyle yanıt verdi:
İnsanların kılık kıyafetiyle uğraşmanın ne kadar anlamsız olduğunu biz yıllardır söylüyoruz. Ama türban tartışması kılık kıyafetle ilgili bir tartışma değildi. O tartışma sistematik bir şekilde Türkiye’de laikliği ayaklar altına alıcı hamlelerin yapılması için kullanıldı. Bizim itirazımız onadır. Şimdi deniliyor ki geçmişte insanlara zulmedildi, işte orduevlerine alınmadı başörtülüler. Bunlar konuşuluyor, bir tane CHP’li çıkıp da ‘Yahu 12 Mart’ta sıkıyönetim döneminde subaylar sokakta ellerinde makasla dolaşıyordu, insanların sakalını ve bıyıklarını kesiyordu’ diyebildi mi? Bundan niye hiç kimse söz etmiyor? Sanki Türkiye’de inanan insanlara sistematik bir baskı varmış gibi, böyle bir şey yoktu. 12 Mart’ın belki de en önemsiz zalimliklerinden birisiydi bu ama vardı. Bir kişi de bundan söz etmiyor. O solcu gençlerin saçları ve bıyıkları kesiliyordu.
EMEP: “Gerçek laiklik için tüm halk güçleri olarak birleşelim”
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan tarafından yapılan açıklamada öne çıkan kısımlar şöyle:
Yapılacak olan şey ‘İktidarın elinden koz alıyoruz’ vehmiyle başörtüsünü tek başına yeniden gündeme getirmek değildir. Sorun bir bütün olarak gerçekten laik ve demokratik bir toplum düzeninin içeriğine içkindir ve yapısaldır. Çözümü de bu bütünden koparılamaz, palyatif ve istismara açık seçim vaatleriyle ortaya konamaz, konmamalıdır. Bu yapılmadığında “koz” diye ifade edilen şey iktidarın toplumsal ve siyasal alanı dizayn etmesinin bir aracı haline dönüşecektir.
Kadının siyasi bir koz haline gelmediği demokratik, laik bir toplum düzeni için bütün halkımız birleşmelidir. Elbette bu mücadelede kadınların eşsiz rolü inkâr edilemez. Örtülü ya da örtüsüz, inançlı veya inançsız bütün emekçi kadınlar el ele vermelidir. İş, ekmek, özgürlük, demokrasi ve gerçek laiklik için tüm halk güçleri olarak birleşelim.
Her türlü yapay kutuplaştırma ve emekçileri bölme çabasını boşa düşürelim.
TKH: “Türban değil laiklik sorunu bulunmaktadır”
Türkiye Komünist Hareketi (TKH)’nin konuya dair yaptığı açıklamada öne çıkan kısımlar şöyle:
Bugün ülkemizde türban sorunu yoktur!
Ancak bugün ülkemizde tarikat, cemaat ve gericilik sorunu bulunmaktadır.
Tarikat yurtlarında ortaya çıkan tecavüz ve istismar vakaları münferit değildir. Tarikatlar, bugün holdingleşmiş, ticaretin, yağmanın, rantın, sömürünün aracı haline gelmiştir. Tarikatlar ve cemaatler, tıpkı FETÖ örneğinde olduğu gibi, bugün Türkiye’nin kanserli dokularıdır!
Bugün ülkemizin en önemli sorunu laikliğin tasfiyesidir! Laiklik 20 yılda AKP eliyle tasfiye edilirken, adım adım İran olma yolunda tarikat ve cemaatler cesaretlendirilmiştir. Ülkemizde şeriat devletinin yolu döşenmektedir!
TÖP: “Başörtüsü sorunu yok, laiklik sorunu var”
Toplumsal Özgürlük Partisi’nin konuya dair yaptığı açıklamada öne çıkan kısımlar şöyle:
Sendika.Org