İslam Toplumu Millî Görüş Genel Sekreteri Bekir Altaş, Federal Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi’nin yayımladığı 2021 yılı raporu ve Genel Eşit Muamele Yasası’nın yürürlüğe girişinin 16. yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Altaş, “Almanya’da ayrımcılıkla mücadele, Genel Eşit Muamele Yasası’nın yürürlüğe girmesinin üzerinden 16 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ emekleme aşamasında. Eğer ayrımcılıkla mücadele ciddiye alınıyorsa reform yapılması şart” diye konuştu
Altaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Almanya’da ayrımcılıkla mücadele çalışmaları yeterli seviyede değil. Federal Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi’nin güncel raporunda dile getirilen eksiklikler bizim tecrübelerimizle de örtüşüyor: Ayrımcılığa maruz kaldıktan sonra yasal hakların uygulanması zor, hatta dava açmak için sunulan süre kısa olduğu için çoğu zaman imkânsız. Derneklerce dava açılabilmesi mümkün olmadığı için mağdurların ayrımcılıkla mücadele sürecini kendi başlarına yürütmek zorunda kalmaları ve yalnız bırakılmaları da asla anlaşılır bir durum değildir. Devlet dairelerinde meydana gelen ayrımcılıklarda Genel Eşit Muamele Yasası’nın uygulanmaması da yine bu minvalde yanlış bir uygulama.
Almanya’da Genel Eşit Muamele Yasası’nın yürürlüğe girmesinden 16 yıl sonra ayrımcılıkla mücadelede mevcut durumu tespit etmek için Federal Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi’ne yapılan danışma başvurularının sayısına bakmak yeterli. Raporuna göre 2021 yılında, 332’si din kategorisinde olmak üzere 5.600’den fazla kişi ofisle iletişime geçti. Bu vakaların ne kadarının Müslümanları kapsadığı rapordan anlaşılamıyor.
Buna karşın, söz konusu yılda resmî makamlar tarafından Müslümanlara ve İslami kuruluşlara yönelik 662 suç eylemi kaydedildi. Tespit edilemeyenlerle birlikte bu sayının çok daha yukarılarda olduğu biliniyor. Teşkilatımız tarafından mağdurlarla iletişime geçerek kaydedilen vakaların sayısı bile Federal Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi’nin belirttiği sayıdan çok daha fazla.
Hâl böyleyken ortaya çıkan tablo şu şekilde: Federal Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi tarafından verilen rakamlar, ofisin yardıma ihtiyaç duyan kimselere hizmet sunan merkezî bir kurum olarak yerleşmesi konusunda bugüne kadarki hükûmetlerin başarısız olduğunu gösteriyor. Ayrıca rakamlar da Almanya’da ayrımcılıkla mücadelede gelinen noktayı gözler önüne seriyor: Mağdurlar yasal yaptırım konusunda ümitleri olmadığı için ücretsiz danışma hizmetinden bile yararlanmıyorlar. Verilen rakamların Almanya’da ayrımcılığın nasıl yaygınlaştığı hususunda ortaya doğru bir resim koymadığı da açık ve net.
Federal Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi’nin ayrımcılıkla mücadele çalışmalarını ciddi biçimde güçlendirme tavsiyesine ise katılıyoruz. Derneklerce de dava açılabilmesi ve dava açma sürelerinin uzatılması bu bağlamda önemli adımlar olacaktır. Aynı zamanda tüm ülke genelinde, ayrımcılığa karşı mücadelede mağdurlara fiilen ve aktif bir şekilde yardımcı olacak danışma merkezleri kurulmalıdır. Bugüne kadar bu merkezler sadece danışmanlık alanında faaliyet gösteriyorlar. Oysa mağdurlar genellikle dava sürecinde meydana gelecek rizikoları göze alıp alamayacakları konusunda kararsız ve endişeli oluyorlar. Bu ise mahkemeyi kaybettiği takdirde masrafları karşılayamayacak olan bir mağdur için yardım anlamına gelmiyor. Son olarak Genel Eşit Muamele Yasası’nın kullanım alanının genişletilerek devlet dairelerindeki vakaları da kapsaması önemlidir. Gözlemlerimize göre devlet dairelerindeki ayrımcılık vakaları toplam ayrımcılık vakalarının çok büyük bir kısmını teşkil ediyor.”