Dünya genelinde D vitamin eksikliği oranları bölgelere göre değişmekle birlikte yüzde 30 – 90 arasında görülüyor. Türkiye’de de D vitamin eksikliğine sıkça rastlanıyor ve özellikle yaşlı bireylerde daha sık görülüyor. İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Doç. Dr. Birkan İlhan yaşlı bireylerde D vitamini eksikliğinin önemini ve D vitamini kaynaklarını anlattı.
D Vitamininin en önemli kaynağı güneş
D vitamini deride güneş ışınları yardımıyla sentezlenir. Bu yüzden halk arasında güneş vitamini olarak da bilinmektedir. Sentez için cilde direkt güneş ışını teması gereklidir. Besinlerle ise ancak çok az miktarda alınabilir. Ciltte sentezlenen ve besinlerle alınan D vitamini karaciğerde ve böbrekte değişime uğrayarak daha etkili bir forma dönüşür. D vitamini, barsaklardan yiyeceklerle alınmış olan kalsiyum ve fosforun emilmesini sağlar. Böylece kemiğin mineralizasyonunun yani sertliğinin oluşmasını sağlar. Kasların sağlığı için de gereklidir. D vitamini eksikliğinde kemiklerde zayıflık, kemik kırılganlığında artış, kaslarda zayıflık, düşme riskinde artış ve kırıklar meydana gelebilmektedir.
D Vitamini neden yaşlı bireylerde daha sık görülüyor?
Yaşlanma ile hareketliliğin azalması, kapalı mekânlarda geçirilen sürenin uzaması, cildin D vitamini oluşturma kapasitesinin azalması, ek olarak D vitamininin besinlerle alımında yetersizlik, barsak emiliminde azalma ve böbrek aktivitesindeki düşüklük, ileri yaşlarda D vitamini eksikliğinin daha sık görülmesine yol açıyor.
Kemikler yumuşuyor ve kırılganlığı artıyor
İleri yaşlarda görülen D vitamini eksikliğinde kemikler yumuşar (osteomalazi), kemik kütlesi azalır ve kemik kırılganlığı (osteoporoz) artar. Dengede bozulma ve kas gücünde azalmaya yol açtığı için düşmeler daha sık görülür ve kemiklerde, özellikle de kalçada kırık oluşabilir. Ayrıca ağrı, kas krampları, özellikle elde ve bacaklarda kas kasılmaları görülür. Ağrı genellikle belden başlayıp kalça, sırt ve kaburgalara yayılabilir. D vitamin eksikliğinde yürüme ve hareket etme kabiliyeti de azalır. Hatta yapılan bazı çalışmalarda D vitamini eksikliğinin unutkanlık, depresyon, bağışıklık, kanser ve kalp-damar sistemi ile ilgili hastalıklarla ilişkili olduğu da görülmüştür.
D Vitamini kaynakları nelerdir?
D vitamini ihtiyacının ancak yüzde 10-20’si gıdalar ile alınabilirken yüzde 80-90’ı ise deride güneş ışığı (UVB) etkisi ile sentezlenerek karşılanır. Yani birçok insan için D vitamininin temel kaynağı doğrudan temas edilen güneş ışınlarıdır. Kıyafetlerin üzerinden ya da camların arkasından alınan güneş ışınları D vitamini sentezinde etkin değildir. Kullanılan güneş kremleri de ciltte D vitamini yapımına engel olmaktadır. Gıdalardan yağlı balıklar (somon, sardalya, kılıç, uskumru, ton balığı …), balık yağı, yumurta sarısı, süt, tereyağı, yulaf, tatlı patates, sıvı yağ ve karaciğerde D vitamini mevcuttur. Bitkilerden maydanoz, yonca ve ısırgan otu D vitamini içerir.
Günlük D Vitamini gereksinimi ne kadardır?
65 yaş ve üzerindeki erişkinlerde gençlere nazaran daha yüksek vitamin D dozları önerilir. Bununla birlikte D vitamini ölçüm sonuçlarına göre ve hedeflenen D vitamini değerlerine göre kişiye uygun doz hekim tarafından belirlenmelidir. Kemik ve kas sağlığı için beraberinde yeterli miktarda kalsiyum da alınmalıdır. Kalsiyum alımı günde 1200 mg olmalıdır. Örneğin her 100 mg beyaz peynirde 169 mg kalsiyum, 100 mg kaşar peynirinde 350 mg kalsiyum, 100 mg sade-az yağlı yoğurtta 183 mg kalsiyum bulunur.
Eksikliği kadar fazlası da zararlı
D vitamini dozlarının hekim tarafından ayarlanması önemlidir, çünkü D vitamininin düşüklüğü gibi yüksek dozlarda alımının da zararları var. D vitamini zehirlenmesinde kan kalsiyum düzeyi çok yükselerek böbrek taşları, böbrek yetmezliği ve diğer hayatı tehdit edici durumlara neden olabiliyor. Tedavide çoğunlukla D vitamini içeren damla, kapsül veya tabletler kullanılır. Ampul formlarındaki D vitaminleri çok yüksek dozlar içerdiğinden yalnızca kısıtlı bir hasta grubunda kullanılmakta olup yaşlı bireylerde neredeyse hiç tercih edilmez. Yaşlı bireylerde kişiye uygun dozlardaki vitamin D takviyesinin kalça ve omurga kırıklarını azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca düşmeleri azalttığı, kemik kuvvetlenmesine yardımcı olduğu, kas gücünü iyileştirdiği, ağrıları ve krampları azalttığı bilinmektedir. Kalp damar sistemi, unutkanlık, depresyon, kanser üzerine olumlu etkileri de vardır.
Güneşlenirken dikkat!
İleri yaştaki bireyler sıcağa karşı daha savunmasızlardır. Çünkü vücut sıcaklığındaki değişiklikleri fark edebilme ve düzeltebilme yeteneği yaşla birlikte azalır. Ayrıca birçok yaşlının birden fazla sayıda kronik rahatsızlığı ve kullandığı birçok farklı ilaç vardır. İlaçların bazıları vücuttan su kaybını artırır ve böylelikle sıcaklarda vücudun susuz kalmasına neden olabilir. Bu da böbrekler başta olmak üzere birçok organı olumsuz etkiler. Dehidratasyon güneş çarpması ile ilgili sağlık sorunlarının en başında gelir. Bu nedenle yaşlı beslenmesinde bol su içmek önemlidir. Vücuttan su kaybını artırabileceği için alkollü veya kafeinli içeceklerden kaçınılmalıdır. Baş bölgesini korumak için geniş şapkalar takmak ve günün çok sıcak saatlerinde, özellikle açık havada egzersiz gibi yorucu etkinliklerden kaçınılmalıdır. Havada yüksek nem olduğu zaman, vücudun terleme yoluyla kendini soğurma yeteneği zorlaşır. Baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, kalp atışlarının hızlanması, göğüs ağrısı, bayılma ve nefes almada güçlük sıcağa ve güneşe fazla maruziyetin göstergeleri olabilir. Bu gibi belirtiler görüldüğünde dikkatli olunmalıdır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)