6.1 C
Almanya
Pazar, Kasım 24, 2024

30 yıl gençleşmenin yolu bu!

Deri hücrelerinde yaşlanmayı durduracak yeni bir yöntem bulundu. Bulunan bu yeni yöntemle deri hücrelerindeki yaşlanma 30 yıl geriye götürülüp, daha genç bir hücreye dönüşüyor.

Yeni araştırmaya göre bilim insanları, insan deri hücrelerindeki yaşlanmayı 30 yıl geriye döndürmenin yolunu buldu. Yeni yöntem, önceki yeniden programlama yöntemlerine kıyasla zamanı daha da geriye çekebilirken, bunu yaparken hücrelerin işlevini yitirmesine de neden olmuyor.

Independent Türkçe’nin  haberine göre araştırmacılar, daha yaşlı hücrelerin işlevini kısmen geri kazandırmanın yanı sıra biyolojik yaşı azaltmayı da başardıklarını belirtti. Cilt yarası simülasyonuyla deneyler yapan araştırmacılar, kısmen gençleştirilen hücrelerin genç hücrelere daha benzer davranış belirtileri gösterdiğini gözlemledi.  Akademik eLife dergisinde yayımlanan araştırma, bulguların henüz erken aşamalarda olmasına rağmen nihayetinde rejeneratif tıpta devrim yaratabileceğini öne sürüyor.

Epigenetik araştırma programının ekip lideri Profesör Wolf Reik, çalışmanın “çok heyecan verici sonuçları” olduğunu söyledi. Reik, “Sonunda yeniden programlama yapmadan gençleşen genleri tanımlayabilir ve yaşlanmanın etkilerini azaltmak için özellikle bunları hedef alabiliriz” diye ekledi. Kısa süre önce Altos Cambridge Laboratuvarları Enstitüsü’ne liderlik etmek üzere yer değiştiren Profesör Reik, yeni yöntemin “muhteşem bir tedavi ufku açabilecek değerli keşifler için umut vaat ettiğine” dair ümitli.

ALZHEİMER GENİ

Profesör Reik’in Babraham Enstitüsü’ndeki laboratuvarında çalışan doktora sonrası araştırmacısı Dr. Diljeet Gill ekledi:

“Sonuçlarımız, hücrelerin yeniden programlanmasıyla ilgili anlayışımız için büyük bir adımı temsil ediyor. Hücrelerin işlevlerini kaybetmeden gençleştirilebileceğini ve gençleştirmenin yaşlı hücrelere bazı işlevleri geri kazandırıyor gibi göründüğünü kanıtladık.”

Dr. Gill, araştırmacıların hastalıklarla bağlantılı genlerdeki yaşlanma belirtilerinin bu yöntemle geriye döndürüldüğünü belirterek bulguları “bilhassa umut verici” diye tanımladı.

Örneğin yöntem, Alzheimer hastalığıyla ilişkilendirilen APBA2 genini ve katarakt gelişiminde rol oynayan MAF genini etkilemeyi başardı.

Rejeneratif biyoloji alanı, rejeneratif ve rejeneratif olmayan dokular arasındaki hücresel ve moleküler farklılıkları anlamayı hedeflerken, hasarlı dokulardaki doku yapısını ve işlevini geri kazandırmak için bu bulguları tıbba uyguluyor.

Odatv.com

Son Haberler

İlgili Haberler