Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, BirGün’ün 23 Şubat’ta “AKP’nin U dönüşü” başlığıyla gündeme getirdiği iktidarın 2011 yılında kapısına kilit vurduğu Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü yeniden açma kararına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Yapılan açıklamada “Sağlık Bakanlığı 2011 yılında kapattığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün ‘Yeni Hıfzıssıhha Projesi’ adı altında yeniden açılacağını açıkladı.
11 yılımızı neden çaldınız? Neden o günkü uyarılarımızı dinlemediniz?” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sağlık Bakanlığı ‘Yeni Hıfzıssıhha Projesi’ adı altında Ankara Esenboğa Havalimanı yakınlarında, 50 bin metrekarelik bir tesis inşa edileceğini, tesisin resmi adının ‘Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi’ olacağını, merkezde, aşı ve biyoteknoloji ürünlerinin geliştirilip üretileceği açıklamıştır. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü merkezin birinci etap ihalesinin yapıldığını açıklamasına rağmen 16 Şubat tarihinde bir şirketle sözleşme imzalandığını duyurmuş ancak ihalenin tutarına ve kime verildiğine ilişkin henüz bir açıklama yapılmamıştır. İktidarın salgın dönemini bilimsel ve şeffaf yürütmemesinin bedelini ağır ödedik/ödüyoruz. Şimdiden bu süreci de böyle yürütmemeleri; halkın sağlığını birilerinin rantına kurban etmemeleri için uyarıyoruz.
‘RANT UĞRUNA KAPATILDI’
Çağımız salgın hastalıklar çağıdır. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren her türlü salgına karşı toplumu korumuş ve salgın hastalıklar konusunda çok büyük başarılar elde etmiş bir kurumu ortadan kaldırmak sağlık alanında yapılan en büyük hatalardan birisi olmuştur. Hıfzıssıhha Enstitüsü kapatılmak yerine modernize edilip daha iyi bir konuma getirilebilirdi. Ancak iktidar sağlıkta her adımı ne yazık ki yıkmak üzerine yaptığı gibi şehir-şirket hastaneleri uğruna şehir merkezlerinde kapattığı birçok hastane ile Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü de rant uğruna kapatmıştır. Ülkemiz aşı, aşılama kampanyaları ve aşı politikaları konusunda geçmişi ve tecrübeleri olan bir ülke konumundan dışa bağımlı, aşı ithal eden bir ülke konumuna getirilmiştir. İktidar bunlarla birlikte pandemi ve aşı sürecinin iyi yönetilememesi nedeniyle hastalanan milyonlarca ve ölen on binlerce yurttaşın hesabını vermemiştir. Hıfzıssıhha Enstitüsü yaşatılsaydı, Covid-19 salgınında da uluslararası geçerliliği de olabilen aşıyı çok daha erken bulup insanlığın hizmetine daha erken sunabilirdik.” birgun.net