Türk Tabipleri Birliği (TTB), 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde, “Bir kez daha uyarıyoruz; doğa ve insan yaşamı bir avuç şirketin sömürüsüne kesinlikle terk edilmemelidir. Başta İkizdere, Kaz Dağları ve son olarak yaşam alanlarını korumaya çalışan insanların üzerine ateş açacak kadar pervasızlaşılan Van, Gürpınar gibi bölgelerimiz olmak üzere ülkemizdeki ekolojik kıyım durdurulmalıdır” açıklamasını yaptı.
TTB, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, 1972’de Stockholm’de düzenlenen ilk Dünya Çevre Zirvesi’nde, tüm ülkelerin katılımıyla alınan karar gereğince, 1973’ten bu yana her yıl 5 Haziran’ın “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edildiği hatırlatıldı. Her yıl Dünya Çevre Günü dolayısıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar düzenlenerek, hava kirliliği, atık sorunu, nükleer atık tehdidi, plastik kirliliği, küresel iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin azalması ve doğal yaşam alanlarının insanlar tarafından işgal edilmesine dikkat çekilmeye ve siyasal erkler üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığı belirtilen açıklamada, “Ancak yılda bir gün, bazen bir hafta süren bu kampanyaların, giderek büyüyen çevre krizine çözüm üretebildiğini iddia etmek mümkün değildir” denildi.
“HER YIL 8 MİLYON İNSAN HAVA KİRLİLİĞİNE BAĞLI YAŞAMINI YİTİRİYOR”
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; her yıl 8 milyon insanın iç ve dış ortam hava kirliliği sonucu ortaya çıkan sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirdiğine, yıllık tüm ölümlerin yüzde 24’ünün çevresel nedenlerden olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şunlar dile getirildi:
“Örgüt; sağlıklı su temini, küresel iklim değişikliğinin önlenmesi, radyasyon ve kimyasallardan korunma, sağlıklı iş yerleri, iyi tarım uygulamaları, sağlıklı kent yapısını, insan sağlığının çevresel tehditlerden korunması açısından gerekli görmektedir. Ekosistem ve insan sağlığının korunması açısından, Dünya Sağlık Örgütü; doğal yaşamın da mutlaka korunması gerektiğinin altını çizmiştir. Bir yılı aşkın bir süreden beri yaşanan Covid-19 pandemisi, doğal yaşam alanlarının korunamaması ve insanların her geçen gün daha fazla bu alanlara girmesi durumunda yaşanacakları acı bir şekilde göstermiştir. Covid-19’un etkeni olan SARS-CoV-2 virüsü, insan ile doğal yaşam arasındaki mesafenin kısalması sonucu insana bulaşmıştır.”
“SİYASAL İKTİDARIN GEREKLİ DERSLERİ ÇIKARMADIĞI GÖRÜLMEKTEDİR”
Doğal yaşam alanlarına insanın girişi sürdükçe, yeni pandemilerin yaşanmasının kaçınılmaz olduğu vurgulanan TTB açıklamasında, şöyle devam edildi:
“Ancak pandemi nedeniyle son iki yıl içinde yaşadıklarımızdan, ülkemizde siyasi iktidarın gerekli dersleri çıkartmadığı görülmektedir. Rize İkizdere İşkence Vadisi’nde taş ocağı, Çanakkale Kaz Dağları’nda altın madeni kurma girişimleri, İzmir Yarımada Bölgesi’nde turizm bahanesiyle doğal alanların imara açılması; ülkemizde pandemi günlerinde doğal yaşam alanlarına yapılan saldırıların sadece birkaç küçük örneğidir. Bu küçük örnekler bile yaşadığımız olağan dışı pandemi günlerinde dahi siyasi iktidarın desteğini arkasına alan sermaye çevrelerince para uğruna doğal ve tarihi kaynaklarımızın yağmalanmaya devam ettiğini ve insanlarımızın Anayasa’dan kaynaklanan ‘sağlıklı bir çevrede yaşam hakkına” sistemli saldırıların sürdürüldüğünü göstermektedir.”
“BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ; EKOLOJİK YIKIM DURDURULMALIDIR”
“TTB olarak 5 Haziran 2021’de bir kez daha uyarıyoruz” denilen açıklama şöyle devam etti:
“Doğa ve insan yaşamı bir avuç şirketin sömürüsüne kesinlikle terk edilmemelidir. Başta İkizdere, Kaz Dağları ve son olarak yaşam alanlarını korumaya çalışan insanların üzerine ateş açacak kadar pervasızlaşılan Van, Gürpınar gibi bölgelerimiz olmak üzere ülkemizdeki ekolojik kıyım durdurulmalıdır. TTB; dün olduğu gibi bugün de tüm tabip odalarımızla birlikte tek vücut olarak, üzerine düşenin; toplum ve kamu yararından ayrılmamak olduğunun bilinci ile doğa ve insan sağlığı mücadelesinin içinde, doğayı savunanların ve toplumun yanında olmaya devam edecektir. Sağlıklı doğada yaşam hakkımızı savunmaya devam edeceğiz.”