Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı reformu kapsamında hazırlanan İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıklıyor. Erdoğan, bunun uzun süren ve çok emek verilen bir çalışma olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa, siyasi partilerin genel başkanları da davet edildi. Programa ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, yüksek yargı başkanları, kabine üyeleri, gayrimüslim cemaat temsilcileri, büyükelçiler ile Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının başkanları, rektörler, dekanlar, akademisyenler, hukukçular ve gazeteciler katılıyor.
İNTERNETE ÖZGÜRLEŞTİRME
“Eylem Planımızın 4. amacı ifade, örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesidir. Herkesi eşit değerde gören insan odaklı bir yönetim anlayışıyla hareket ediyoruz” diyen Erdoğan, “Diğer insanların haklarına saygılı şekilde yapılan eleştirilerin ve düşünce açıklamalarının soruşturma konusu olmaması için hakim, savcı ve kolluk görevlilerine düzenli olarak eğitim verilmesini temin ediyoruz. Basın, yayın ve internet yoluyla işlenen suçlarda muhakeme şartı olan süreleri ifade özgürlüğünü güçlendirmek amacıyla yeniden ele alıyoruz. İfade ve basın özgürlüğüne ilişkin standartları yükseltmek için gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılmasına yönelik tedbirler geliştiriyoruz” dedi.
ODATV KAPATILMIŞTI
Geçen yıl Mart ayında Odatv’de MİT şehidinin cenazesi haber yapılmıştı. Yüzlerce insanın ve siyasilerin katıldığı cenaze töreni, cenazeye katılan tarafından da sosyal medyada canlı olarak yayımlanmıştı. Buna karşın haber sonrasında Odatv kapatıldı ve yöneticileri Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan tutuklanarak aylarca cezaevinde kaldı.
Yargılama sonrasında Odatv yöneticileri Pehlivan ve Terkoğlu serbest bırakıldı. Ancak aradan yaklaşık 1 yıl geçmesine rağmen Odatv açılmadı.
MADDELER SIRALADI
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Vizyonu özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye olarak belirlenen plan 11 temel ilke ile başlıyor:
1- İnsan, doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez haklarıyla yaşar. Devletin temel amaç ve görevi, bu hakları korumak ve geliştirmektir.
2- İnsan onuru, bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır.
3- Dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebepler temelinde hiçbir ayrımcılık söz konusu olmaksızın herkes hukuk önünde eşittir.
4- Kamu hizmetinin herkese eşit, tarafsız ve dürüst biçimde sunulması, bütün yönetsel faaliyetlerin temel özelliğidir.
5- Mevzuat, tereddüt doğurmayacak şekilde açık, net, anlaşılır ve öngörülebilir kurallar içerir, kamu otoriteleri bu kuralları hukuk güvenliği ilkesinden ödün vermeden hayata geçirir.
6- Sözleşme özgürlüğüne, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış hakların korunması prensibine aykırı olarak hiçbir şekilde müdahale edilemez.
7- Devlet, girişim ve çalışma hürriyetini rekabete dayalı serbest piyasa kuralları ile sosyal devlet ilkesi çerçevesinde korur ve geliştirir.
8- Adli ve idari işleyiş; masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkelerini koruyan, gözeten ve güçlendiren bir yaklaşımı merkezine alır.
9- Hiç kimse, başkalarının kişilik haklarına saygı göstermek suretiyle yaptığı eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
10- Bağımsız ve tarafsız yargı ile korunan hukuk devleti, hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir.
11- Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes, etkili kanun yollarına zahmetsiz şekilde erişebilmelidir. Adalete erişim, hak ve özgürlüklere saygının merkezindedir.
– İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, Anayasa Mahkemesi’ne başvuruya gerek kalmaksızın, uzun yargılama zararlarını karşılayacak.
9 AMAÇ
Demokratik katılımı güçlendirmek için, siyasi partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapmak üzere kapsamlı bir çalışma başlatıyoruz. KDK ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun kararlarını, kişisel verilerin korunması suretiyle kamuoyunun erişimine açıyoruz. İnsan Hakları Tazminat Komisyonu AYM’ye başvuruya gerek kalmaksızın uzun yargılamadan kaynaklı tazminatları karşılayacak. Barolar, STK’lar ve üniversitelerden temsilcilerinin katılacağı bağımsız bir izleme kurulu kuruyoruz. Kırılgan gruptakiler başta olmak üzere suç mağduru vatandaşlarımıza destek olarak yeni mağduriyetler yaşamasının nüne geçmek istiyoruz. Çocuklar, kadınlar, engelliler ve yaşlılar başta olmak üzere psikososyal destek hizmetlerinin etkinliğini arttırıyoruz.
Hukuk devletinin bağımsız, tarafsız bir mahkemelerin varlığı ile vücut bulacağı inancıyla yeni adımlar atıyoruz. Kararların adil olmasının yanında makul sürede verilmesi gerekiyor. Terfi ve teftiş mekanizmasını kararların yeterli gerekçeyle yazılıp yazılmadığı gibi objektif performans kriterleri çerçevesinde yeniden yapılandırıyoruz. Yargı kararlarında da dilimizin en yüksek temsilini bekliyoruz. Yargı kararlarının anlaşılabilir olmasına ilişkin meslek öncesi ve meslek içi faaliyetlerini arttırıyoruz. HSK’nın denetim alanını genişletiyoruz.
Adil kararın makul sürede verilmesini temin için yargıda hedef süre uygulamasını yaygınlaştırıyoruz. Aynı uygulamayı istinaf ve adli tıp içinde getiriyoruz. Kararın 30 gün içinde yazılmasını zorunlu kılıyoruz. Elektronik tebligat uygulamasına yurtdışındaki vatandaşlarımızı da dahile diyoruz. İddianamelerin mağdur ve müştekilere de tebliğ uygulamasını başlatıyoruz. Dosyaya sonra giren belgelerin taraflara tebliğini de zorunlu hale getiriyoruz. Maddi durumu yetersiz olanlara verilen hizmet için avukatlardan alınan vergi oranını düşürüyoruz. Kamu avukatlarının çalışma esaslarını düzenliyor, özlük haklarını düzeltiyoruz. Dava, noter, masraflarını sadeleştiriyoruz. E-duruşma uygulamasını tüm hukuk mahkemelerine yaygınlaştırıyoruz. Adli yardıma elektronik ortamda başvurulmasını sağlıyoruz.
Eylem Planımızın üçüncü amacı hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflıktır. Özünde hukuk güvenliği ilkesi var. Mevzuatımız kişiler ve idare yönünden tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve uygulanabilir olmalıdır. Eylem planıyla idarenin iş ve işlemlerinde şeffaflığı daha da güçlendiriyoruz. İdareye yapılan başvurularda cevap verme süresini 60 günden 30 güne indiriyoruz. Kişilere idari mekanizmalar nezdinde iş yapma kolaylığı yapacak tüm adımları atıyoruz.
İstinaf ve temyize başvurma süresi gerekçeli kararın tebliği ile başlayacak. Yargıdaki ünvanlı görevler için kıdem şartı aranacak. Hakim ve savcı yardımcılığımı sisteme kazandırıyoruz. Yargıda ihtisaslaşma giderek daha önemli hale geliyor. Finans, sendika, kamulaştırma,, bilişim suçlarında ihtisas mahkemeleri kuruyoruz. Hakimlere destek olacak mahkeme uzmanı kadrosu ihtisas ediyoruz. Hakim ve savcılara coğrafi teminat sağlayarak, hem yargı teminatını güçlendiriyor, hem de kararların hızlanmasını temin ediyoruz.
Bilirkişilik bölge kurullarını yeniden yapılandırıyoruz. Yetersiz ve hatalı raporları alışkanlık hale getiren bilirkişileri derhal sicilden çıkarıyoruz. Dosyaların sırasıyla otomatik tenzih edilmesini sağlıyoruz.
Eylem Planımızın 4. amacı ifade, örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesidir. Herkesi eşit değerde gören insan odaklı bir yönetim anlayışıyla hareket ediyoruz. Basın- yayın ve internet yoluyla işlenen suçlarda gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılmasına yönelik tedbirler geliştiriyoruz. Herkesin kendi dini bayramlarında izinli sayılmasını sağlıyoruz. Nefret suçuna ilişkin soruşturma kılavuzları hazırlıyoruz.
OTELDE GECE YARISI GÖZALTINA ALMA İŞLEMİ…
Eylem Planı’nın 5. amacı kişi özgürlüğü ve güvenliğinin güçlendirilmesidir. Tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğu yönünde mevzuatta önemli değişiklikler yaptık. Süresi, kapsamı, gerekçesi konusunda yapılan değişiklikler önemli bir iyileşme sağlamıştır. Tutuklamada ölçülülük ve orantılılık kapsamında katalog suçlarının kapsamını daraltıyoruz. Sulh ceza hakimliklerinin tutuklama kararlarına karşı dikey itiraz usulü getiriyoruz. Otelde gece yarısı gözaltına alma işlemlerine son veriyoruz. İfade alma işlemi 24 saat yapılacak. Mazeretsiz olarak duruşmaya gelinmemesi halinde davanın düşürülmesine ilişkin düzenleme yapıyoruz.
6. amacı kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ile özel hayatının güvence altına alınmasıdır. Sistematik işkence iddiaları artık geride kalmıştır. Olay yeri, arama işlemlerinin kayıt altına alınmasını zorunlu hale getiriyoruz. 2012’de yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun kendi alanında çok ileri bir düzenlemedir. Tek bir kadının dahi şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Hükümlü ve tutuklularının yakınları ile görüntülü görüşme, mektup alıp verme gibi işlemlerde teknolojiden yararlanılacak.
7. amaç başlığı mülkiyet hakkının daha etkin korunmasıdır. Kamulaştırma ile ilgili tüm mevzuatı yeniden ele alıyoruz. Valilikler nezdinde idari bir başvuru yolu getiriyoruz. Kamulaştırmasız el atma eylemlerinden kaynaklı davaların öncelikli görülmesini sağlıyoruz. İcra ve iflas kanunu ile ilgili yönetmeliğin mülkiyet hakkını koruyacak şekilde yeniden düzenliyoruz.
Planın 8. amacı toplumsal refahın güçlendirilmesi ve kırılgan kesimin korunmasıdır. Çocukların siber zorbalıktan korunmasına yönelik çalışmaları en üst seviyeye çıkarıyoruz. Kimsesiz çocukların bakım be gözetiminin daha etkin sağlanması için tüzel kişilik uygulamasını hayata geçiriyoruz. Duruşmalara hakim ve savcıların cübbe giymeksizin katılımına imkan sağlıyoruz. Ortaöğretim müfredatına gönüllülük çalışmaları koyuyoruz. Gençleri aile kurmaları yönünde teşvik için evlilik yardımının kapsamını genişletiyoruz. Engelli vatandaşlarımızın oy kullanma süreçlerine katılımı için yeni önlemler alıyoruz. Ağır hastaların konutlarında cezalarının infazını arttırıyoruz. Yabancıların rehabilitasyonu için de çalışmaları yapıyoruz. Geri gönderme merkezlerindeki şikayetleri incelemek üzere etkili bir başvuru yöntemi oluşturuyoruz. İnsan ticaretine ilişkin suç ve cezaları yeniden ele alıyoruz. Toplumsal refahın güçlendirilmesi için sağlıklı ve yaşanılır çevrenin korunması önemlidir. Çevre, doğanın, ormanların korunmasına yönelik iletişim kampanyalarımıza devam ediyoruz. Hayvanları mal olarak değil, can olarak gören bir anlayışla mevzuat değişikliği yapıyoruz. Gıda güvencesinin sağlanması için bağımsız bir mekanizma oluşturuyoruz. Uyuşturucu ile mücadeleye devam ediyoruz. AMATEM’lerin sayılarını arttırıyoruz. Uyuşturucu kullanımından ilk kez denetimli serbestlik alanların 5 yıl süreyle bağımlılık takip modeli kuruyoruz.
9. ve son amaç başlığı insan hakları konusunda üst düzey idari ve toplumsal… Sosyal, siyasi, kültürel alanda insan odaklı uygulamaların geliştirilmesini sağlayacak hazırlıkların içindeyiz. Hakim, savcı ve avukatlara yönelik eğitim faaliyetlerinde AYM ve İHM içtihatlarını içerecek şekilde insan hakları konusunu merkeze alıyoruz.
EYLEM PLANINI “FASA FİSO” OLARAK YORUMLADI
19 senedir iktidarda bulunan AKP, bu uzun süre içerisinde bir çok reform, rapor, strateji belgesi ya da kısa veya uzun vadeli planlar açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı sonrası gelen tepkilerse tam bir Türkiye gerçeği. Haber televizyonlarında yapılan yorumlar birbirinden yüz seksen derece farklı. Habertürk’te yorum yapan Ceza Hukukçusu Dr. Ruşen Gültekin meslek hayatımın en heyecanlı anlarını yaşıyorum derken, Avukat Celal Ülgen Halk TV’de eylem planını “fasa fiso” olarak yorumladı.
Konu başlığı insan hakları olunca uluslararası hukuk normları açısından nasıl bir yol izlenebileceği bellidir.
Planı yorumlayan ve içinin boş olduğunu söyleyen uzmanlara göre Erdoğan gelebilecek uluslararası yaptırımlar için ön aldı.
Halk TV’de insan hakları eylem planını değerlendiren uzmanlar Erdoğan’ın açıklamalarının somut bir karşılığı olmadığı görüşündeydi. Anayasa Hukukçusu Ergun Özbudun ‘’eylem planı hiç bir şey ifade etmemektedir’’ diye yorumlarken ‘’Erdoğan Anayasa’da zaten mevcut olan hükümleri ve ilkeleri saydı. Zaten bunlar gerektiği gibi uygulansaydı böyle bir plana da gerek kalmayacaktı. Somut bir örnek vereyim masumiyet ilkesinden bahsetti Sayın Erdoğan. Bu ne demek bir kişi hakkında kesinleşmiş hüküm verilinceye kadar o kişinin suçlu sayılmamasıdır. Anayasamızda buna yer veriliyor. Anayasa’nın 15. maddesinde olağan üstü dönemlerde dahi bu kuralın uygulanacağı belirtilir. Bugün manzaraya baktığımızda bu ilkenin ihlal edildiğini görüyoruz. Hakkında iddianame yazılmamış insanlar hain ilan ediliyor suçlu ilan ediliyor’’ dedi.
HÜKÜMET AİHM KARARLARINA UYACAK MI
Hukukçuların eylem planı üzerinde anlaşamadıkları konulardan birisi de Hakimler ve Savcılar Kurulu’un yapısı. Tamamen hükümete bağlı olan bu yapının bağımsı ver tarafsız kalamayacağını belirttiler.
İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında atılacak adımlar Erdoğan tarafından 11 maddede açıkladı. Planı eleştirenler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararlarına uyulup uyulmayacağı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından tek kelime duymadıkların söyledi.
HUKUK KİMİN KORUMASI ALTINDA
Eylem planını eleştiren hukukçular insan haklarının zaten hukukun koruması altında olduğunu söyleyerek sonrasında da ‘’Hukuk kimin koruması altında’’ diye sormaları da dikkat çeken noktalardan birisiydi. Anayasa hukukçusu Özbudun da buna işaret ederek ‘’kurumların özerkliği yok hakimler nasıl atanıyor. Siyasetin hukuktan el çekmesi gerekir’’ açıklamasını yaptı.
DEMİRALP “HÜKÜMET ABD VE AB’DEN GELECEK YAPTIRIMLAR İÇİN ÖN ALIYOR”
Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı eleştiren isimlerden birisi de Emekli Büyükelçi Oğuz Demiralp’ti. Demrialp ‘’sanıyorum Erdoğan insan hakları konusunda Avrupa Birliğine mesaj vermek istiyor. Çünkü ay sonunda Türkiye’nin insan hakları karnesi iyi çıkmayacak. Erdoğan hem AB ye hem de ABD’ye olumlu vitrin sunmak için böyle bir plan açıkladı. Zamanlaması önemli. dışarıda görünüşü kurtarmaya çalışıyorlar’’ dedi.
DEMİRALP “AB’NİN TÜRKİYE’DEN BEKLENTİLERİNİ KARŞILAMIYOR”
Emekli Büyükelçi Demiralp ‘’böyle bir plana gerek var mı’’ sorusunu sorarken AB’nin 2020 ilerle raporuna dikkat çekti. Demiralp ‘’aslında AB’nin 2020 ilerleme raporunda Türkiye’den beklentilerine bakmak ve bu planla karşılaştırmak lazım. İzlediğim kadarıyla Erdoğan’ın açıkladığı 7-8 madde AB ilerleme raporundaki istekleri karşılamıyor’’
Kişisel veriler ve vakıfların yönetimi konusunda atılacak adımların olumlu olduğunu savunan emekli Büyükelçi Demiralp de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı konusunda planda herhangi maddeye rastlamadığını belirtti.
“GÜÇLÜ TOPLUM DEĞİL AMA MUTLU TOPLUM OLMALI”
Oğuz Demiralp Erdoğan’ın konuşmasında kullandığı ‘’güçlü toplum’’ benzetmesini de eleştirdi. Demiralp ‘’amaç olarak diyorlar ki özgür birey , güçlü toplum. Güç meselesi nereden çıktı. İnsan haklarının bir amacı varsa güçlü toplum yaratmaktır. Güçle insan haklarının ne alakası var’’ yorumunu yaptı.
HÜKÜMET’İN HUKUK REFORM STRATEJİSİ PLANINA NE OLDU
Ak Parti Hükümetinin 19 yıllık iktidarında açıkladığı Strateji planlarından birisi de hukuk alanında yapmayı planladığı reformlardı. Mayıs 2019 yılında açıklanan Hukuk reformunda da 9 amaç 63 hedef ve 206 eylem vardı. Emekli büyükelçi Demiralp de o planı hatırlatarak Halt TV’de yaptığı açıklamada ‘’ne oldu o strateji planına’’ diye sordu.
Hukuk reformu strateji belgesi ile İnsan Hakları Eylem Planında yer alan benzerlikler de dikkat çekiciydi.
Erdoğan bugün açıkladığı eylem planını kapanışında ‘’bu belgede yer alan husuların amaçladığı şekilde hayata geçirebilmesi için devletin bütün kurumlarına ve siyasete büyük ihtiyaç var. Bu çalışmanın yasal düzenleme gerektiren kısmını TBMM yapacak, idari kısmının muhatabı benim’ sözleriyle bitirdi.
Mayıs 2019’da Hukuk Reformu Strateji Belgesini açıkladığında da bu cümlelerle kapanışı yapmıştı.
Odatv.com