19 Şubat Hanau İnisiyatifi, Hanau katliamının birinci yılında Almanya’nın bütün kentlerinde eylem düzenlenmesi çağrısında bulundu.
Irkçı saldırganın 9 kişiyi katlettiği saldırının birinci yılında Hanau’da Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ve Hessen Başbakanı Volker Bouffier ile resmi bir anma etkinliği düzenleneceğini kaydeden inisiyatif, “Anma etkinliğinde pek çok sempatik söz, dehşet ve kınama duyacağız. Duyamayacağımız şeyler ise pek çok sorumuzun yanıtıdır. Bir yıl sonra söylenmeyecek olanı kendimiz söylüyoruz: Yetkililerin, savcılığın ve polisin kurban yakınlarına ve hayatta kalanlara ve hatta ölülere karşı yaptığı saygısızlık ve aşağılayıcı jestlerinden bahsediyoruz. Kurumsal ırkçılığın normal durumundan bahsediyoruz” dedi.
Irkçı saldırının aynı zamanda siyasetçiler, partiler ve medyanın sağcı ajitasyonunun bir sonucu olduğunu, yetkililerin ve güvenlik birimlerinin bunu ne engellediğini ne de açıklığa kavuşturabildiğini kaydeden inisiyatif, “Maalesef salgın nedeniyle istediğimiz yerde ve istediğimiz gibi herkesle bir araya gelemiyoruz. Bu nedenle siyasi sonuçlar için yaşadığınız kentlerin sokaklarında ve meydanlarında mitingler, gösteriler, anma etkinlikleri düzenleyin!” diyerek çağrı yaptı.
Açıklama şöyle:
“Hanau’daki ırkçı saldırının birinci yıl dönümü: 19 Şubat 2021
Kelimeler yerine eylem zamanı. Davacıyız ve talep ediyoruz: Anma, Adalet, Aydınlatma, Sonuç!
Yas tutuyoruz ve Ferhat Unvar, Hamza Kurtović, Said Nesar Hashemi, Vili Viorel Păun, Mercedes Kierpacz, Kaloyan Velkov, Fatih Saraçoğlu, Sedat Gürbüz ve Gökhan Gültekin’i anıyoruz.
Hanau’da 19 Şubat’taki ırkçı saldırı, bir yıl öncesindeydi.
Yıldönümünde Hanau’da Federal Cumhurbaşkanı ve Hessen Başbakanı ile resmi bir anma etkinliği düzenlenecek. Anma etkinliğinde pek çok sempatik söz, dehşet ve kınama duyacağız. Duyamayacağımız şeyler ise pek çok sorumuzun yanıtıdır. Duymayacağımız şeyler olanların tekrarlanmaması için sonuçtur. Kelimeler yerine adım atmaya ihtiyacımız var.
Bir yıl sonra söylenmeyecek olanı kendimiz söylüyoruz:
Suç öncesinde, sırasında ve sonrasında yetkililerin başarısızlıklarından, devlet kuruklarının destek ve yardım sağlamadaki beceriksizliğinden ve hatta en ciddi sorunları – bürokrasinin soğukluğunu – fark etmelerini konuşuyoruz. Olay gecesi güvenlik güçlerinin affedilemez suiistimalinden, savcılık ve polisin soruşturmalarda, ipuçlarını takip etmede, yeni tehditleri ciddiye almada, bizi korumada isteksizliği ve beceriksizliğinden bahsediyoruz. Yetkililerin, savcılığın ve polisin kurban yakınlarına ve hayatta kalanlara ve hatta ölülere karşı yaptığı saygısızlık ve aşağılayıcı jestlerinden bahsediyoruz. Kurumsal ırkçılığın normal durumundan bahsediyoruz.
Bizim için bir yıl sonra davacı olmamız anlamına geliyor.
14 Şubat’ta konuşacağız ve etkinliğimizde başarısızlık zincirinin izini sürecek, terörün koşullarını adlandıracağız ve devam eden ırkçı normalliğini kınayacağız.
Etkinliği kaydedip yayınlayacağız. 14 Şubat’ta, yıldönümünden birkaç gün önce, suçlamalarımızı öne çıkardığımızda, herkesi bizi dinlemeye davet ediyoruz. İddianamemizin ses kayıtlarını 19 Şubat’ta bulunacağınız tüm lokasyon ve şehirler için erişilebilir hale getireceğiz.
Sadece kederde yardım istemiyoruz. Talebimizi yerine getirmek için de sizinle ortak baskı kurmak istiyoruz. Geçen yılın acı gerçeği, harekete geçirilen her şeyin sadece hepimiz tarafından yapılabildiğir.
Bu yüzden sizden 19 Şubat’ta bizimle birlikte sinyal vermenizi talep ediyoruz. Maalesef salgın nedeniyle istediğimiz yerde ve istediğimiz gibi herkesle bir araya gelemiyoruz. Bu nedenle siyasi sonuçlar için yaşadığınız kentlerin sokaklarında ve meydanlarında mitingler, gösteriler, anma etkinlikleri düzenleyin!
Kurbanların isimlerini unutulmaz kılın. Kurbanların isimleri, insanlara gündelik hayatta, yetkililere, güvenlik aygıtlarına ve her yerde normal ırkçı durumuna son vermelerini hatırlatmaları ve hatırlatmak içindir. Irkçı saldırı, aynı zamanda siyasetçiler, partiler ve medyanın sağcı ajitasyonunun bir sonucuydu. Yapısal yetersizlikleri ve bilgisizlikleri nedeniyle yetkililer ve güvenlik aygıtları bunu ne engelledi ne de açıklığa kavuşturabildi.
Ölümcül doruklarını ve sonuçlarını bireylerin eylemlerinde bulan ve bu nedenle asla bireysel eylem olmayan bu sağcı terörün yapılış biçimleridir.
Yeter artık. Artık korkmamamız için politik sonuçlar olmalı. Hangi biçimde olursa olsun ırkçılık artık hoş görülmemeli, küçümsenmemeli veya görmezden gelinmemelidir.
Biz akrabalarız, kurtulanlar, kurbanlarız. Yalnızca eylemcinin değil kurbanların adlarının da bilinmesini sağladık. Kendi araştırmamızı yaptık. Federal Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildik. Kurumlarda yetkililer ve birçok kişi tarafından yatıştırıldık. Bekletildik ama sessiz kalmadık. Kamuoyuna sesimizi duyurduk. Aktif olduk, halka açık ve kapalı kapılar ardında irili ufaklı toplantılar yaptık. Acı çektik ve teselli ettik, birbirimizi sakinleştirdik ve güçlendirdik. Kamuoyunda görünüyoruz, sesimiz her yerde duyulabilir. Sorunun ırkçılık olduğunu bilen ve anlayan herkesle ağ halindeyiz. Bizler Berlin-Neukölln, Halle, Köln, Nürnberg, Mölln, Kassel, Wächtersbach’ız. Biz Kesselstadt, JUZ, 19 Şubat Hanau girişimi ve çok daha fazlasıyız.
Birlikte durur ve birlikte savaşırız.
Korkuya karşı. Yaşam için. Hatırlamak, değişmek demektir!”