Gün 3:
Bugün erkenden uyandık. Yine ailemle farklı odalarda kahvaltı ettik. Yine evde olup olmadığımızı kontrol ettiler.
Artık alıştık bu duruma. İlk günkü gibi çok sorun etmiyoruz. Sadece ailemi özledim. Dört gün önce sarıldığım insanlara şimdi kapının dışından bakmakla yetiyorum.
Kahvaltıdan sonra biraz iş yaptım. Sonra gece geç uyuduğum için tekrar uyku bastırdı ve uyudum.
Uykumda ablamın halamla konuşma seslerini hatırlıyorum. Halam bizim için alışveriş yapıyordu. Dün de dediğim gibi akrabalarım sağolsunlar yardıma ihtiyacımız olduğunda hemen kapıdalar.
Onun dışında bir rüya gördüm. Rüyamda bu süreci atlatıyorduk. Hepimiz negatif çıktıktan sonra hep beraber güzel bir akşam yemeği yiyorduk ve sonra da beraber film izliyorduk.
2020’ye girerken çok uçuk dileklerim vardı. Aslında normal şeylerdi fakat şuanki duruma bakılırsa uçuk gibi geliyor.
Şuanki tek dileğim ailemle aynı odada oturabilmek. Dışarı çıkmak da değil. Tek istediğim bu. Ailemle aynı odada oturabilmek.
Bunun dışında arkadaşlarımı özledim. Mesajlarıyla her ne kadar destek olsalar da arkadaşlarına çok değer veren biri olarak onları -bana göre- uzun bir süredir görmüyorum. Bu yüzden aslında bir parçam yalnız olduğumu hissediyor.
Bazılarınız ‘Bütün gün evdesin bunu değerlendirsene neden hiçbir şey yapmıyorsun?’ diyebilirler. Demekte de çok haklılar. Fakat inanın içimden gelmiyor.
İlk karantina zamanlarında hiç sıkılmazdım. Size garip de gelse hiçbir şey yokken kalkıp diğer odaları gezip tekrar salona dönmek benim için ufak çaplı bir eğlenceydi ama şuan burdan kalkıp gidebileceğim tek yer tuvalet.
Bugünlük de bu kadar. Yarın umarım daha güzel bir gün olur…