CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının vatandaş için artık anlamı kalmadığını belirterek, “TÜİK’in vatandaş nezdinde inandırıcılığı kalmayalı uzun süre oldu. Vatandaş artık enflasyonu kendi yaşadığı şartlar ile ölçüyor” dedi.
Erdoğdu TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, Enflasyonun Mayıs ayında beklentilerin üzerinde aylık yüzde 1.36, yıllık yüzde 11.39’a yükseldiğine işaret ederek şunları söyledi:
“Resmi rakamlar bu oranları söylüyor ama vatandaşın yüz yüze kaldığı enflasyon oranlarının bu rakamlardan çok büyük olduğunu herkes yaşayarak görüyor. Marketlere girip birkaç rafa bakan gerçek enflasyonun ne olduğunu biliyor. Vatandaşın enflasyon tanımı çok açık. Pazarda özendiği meyve-sebzeyi rahatça alabiliyor mu, evine hiç değilse haftada bir kez et alabiliyor mu, yılda en az bir kez tatil yapma imkanı var mı, ayda en az iki kez çoluk çocuğuyla dışarıda yemek yiyebiliyor mu, doğalgazı kullanırken faturanın ne kadar geleceğine ilişkin uykuları kaçıyor mu, vatandaş enflasyonu bunlarla ölçüyor. Kısacası TÜİK’in açıkladığı rakamların vatandaş için bir anlam yok.”
TL’DEKİ DEĞER KAYBI ETKİLİYOR
TÜİK’in enflasyon rakamlarının detaylarına bakıldığında, ulaştırma ile giyim ve ayakkabı gruplarının enflasyondaki yükselişin ana nedeni olduğunun görüldüğünü vurgulayan Erdoğdu, şöyle devam etti.
“Nitekim satın alma yöneticileri endeksi (PMI)) verileri, TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesi, girdi maliyetlerinin hızla yükselmesi nedeniyle imalatçıların bunu satış fiyatlarına yansıttığını söylemekteydi. Talepteki zayıflığa rağmen fiyat artışlarını arkasındaki nedenin bu olduğu anlaşılıyor. Ulaştırma grubu enflasyonunun da benzer şekilde kurdaki yükseliş ve petrol fiyatlarındaki artış kaynaklı yükseldiği görülüyor.”
Çekirdek enflasyonun da Nisan ayının tam tersi bir tablo çizdiğini, Mayıs’ta gıda ürünleri, enerji, altın, alkollü içkiler ve tütün hariç TÜFE-C endeksinin yüzde 10,32’ye yükseldiğini kaydeden Erdoğdu, “Bu da talepteki zayıflığa rağmen enerji ve gıda dışı mallarda maliyet kaynaklı yükselişler olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak Merkez Bankası’nın raporlarında ve açıklamalarında ifade ettiği gibi dezenflasyon sürecinin kolay olmayacağı anlaşılıyor. Son yayımlanan Finansal İstikrar Raporu’nda belirtilenin aksine TL’deki değer kaybı ve emtia fiyatlarındaki yükselişler enflasyonda arz yönlü bir baskı yaratacak” diye konuştu..
PİYASADAKİ PARANIN 3’TE 1’İ YENİ PARA
İnsanların evlerine kapandığı günlerde özellikle gıdada bir talep patlaması yaşandığına dikkat çeken Erdoğdu, Türkiye’nin son günlerde şimdiye kadar görülmemiş miktarda piyasaya para enjekte edildiğine işaret ederek şöyle dedi:
“Ülkede hiçbir dönemde yaşamadığı kadar yeni para basımına tanık oluyoruz. Piyasada dolaşan paranın neredeyse 3’te 1’i yeni basılmış para. İlk defa bu kadar kısa bir sürede bu kadar yüklü bir para basımı gerçekleşiyor. Belli ki bu yaz bu şekilde geçecek. Bu kadar hızlı artıştan tedirgin olmak lazım. Bu, daha yukarıda bir enflasyon ve daha yüksek bir kamu borç stoku demek. Merkez Bankası’nın bilanço genişlemesi ile talebi artıran kredi genişlemesi enflasyonu artırmaya devam edecek. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda uzun sürecek bir çift haneli enflasyon rakamlarıyla karşı karşıya kalacağız.”
İktidarın ekonomideki durgunluğu aşmak için olağanüstü düşük faiz uygulanması için bankalara baskı yaptığını bildiren Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:
“Ülke olarak finansal baskılama dönemindeyiz. Merkez Bankası’nın düşük faiz politikası devam ederse mevduatlar; döviz, konut gibi başka alternatiflere kayar. Bankalar da bu durumu bu şekilde sürdürürse zorlanacakları son derece açık. Bu kadar parasal genişleme-kredi genişlemesi hesaba katılırsa Covid-19 sonrası hiç parlak görünmüyor. Enflasyon resmi olarak yıllık bazda 11,3 iken TL’yi koruyacak faiz, banka mevduatında yıllık net yüzde 7. Bu sürdürülemez. Sürdürülmeye kalkarlarsa slumpflasyon yani sürünme hali devam eder.”
ÜCRETLİ EZİLMEYE DEVAM
Erdoğdu, memurların 2019’un ilk 6 ayında yüzde 1,01, ikinci altı ayında da yüzde 1,49enflasyon farkı aldığını da hatırlatarak, “ Memurlar için yüzde 0,56 enflasyon farkı oluşmuş durumda. Haziran enflasyonu ile beraber memurların alacağı enflasyon farkı netleşmiş olacak. Pandemiden sonra simit bile 1,5 TL’den 2 TL’ye çıkmışken iktidar 5 aylık enflasyon farkı olarak yüzde 0,56’yı memuruna reva görüyor. Kısacası ücretliler düşük ilan edilen enflasyon ile ezilmeye devam ediyor. İktidar tüm olumsuzluklar içinde hala seçimlerde vatandaşın kendisini desteklemesini bekliyor. İlk yapılacak seçimde bunlar gidecek ve ülke gerçek rakamlarla hazırlanacak reçetelerle tüm bu olumsuzlukları giderecek” diyerek açıklamasını tamamladı.