Alman birinci kanalı ARD’nin “titel – thesen – temperamente” programında yayınlanan Dersim konulu ‘Unutulmuş Katliam’ adlı haberine farklı çevrelerden tepki gösteriliyor. Almanya Türk Toplumu da açıklamasında “Sadece modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, saçma “Bir devlet, bir lider, bir dil ve bir din istedi: Sünni İslam”, tezi ile kötülenmiyor, ayrıca hiçbir karşılığı olmayan “Hitler rejimi ile birlikte çalıştı” iddiası ile de “Almanya’daki Nazi rejiminin faşist hedefi, Türkiye’nin hümanist kurucu idealleriyle bağlantılı hale getirmeye çalışıyor. Bu haber Türkiye’nin hümanist, demokratik ve laik yönelimini temelden sorguluyor ve bunun üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideallerini kötülüyor” diyerek programa sert tepki gösterdi. Dersim olayında olduğu gibi tarihi olayların açık şekilde tartışılmasına olanak sağlamak için Rus ve Türk arşivlerinin açılmasını talep eden TGD, gazetecilere de, ‘ulusal ve uluslararası barışı sağlamak için kapsamlı ve titiz şekilde ve hepsinden öte çok yönlü bakış açışıyla araştırma yapmaları çağrısı’nda bulundu.
TGD açıklamasının Türkçe çevirisi şöyle:
ARD’nin “Unutulmuş katliam” haberi hakkında açıklama
“titel – thesen – temperamente” programı çerçevesinde yayınlanan “Unutulmuş Katliam” adlı film konusundaki büyük hoşnutsuzluk, Almanya Türk Toplumu olarak açıklama yapmamıza neden oldu.
2 Aralık 2019 tarihli “titel – thesen – temperamente” kültürel programındaki doğru yapılmayan haber bizi derinden üzdü. Sadece modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, saçma “Bir devlet, bir lider, bir dil ve bir din istedi: Sünni İslam”, tezi ile kötülenmiyor, ayrıca hiçbir karşılığı olmayan “Hitler rejimi ile birlikte çalıştı” iddiası ile de “Almanya’daki Nazi rejiminin faşist hedefi, Türkiye’nin hümanist kurucu idealleriyle bağlantılı hale getirmeye çalışıyor. Bu haber Türkiye’nin hümanist, demokratik ve laik yönelimini temelden sorguluyor ve bunun üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideallerini kötülüyor
Çoğulcu bir dernek olarak biz her zaman açık ve karşıt söylemli bir tartışmadan yanayız. Ancak, karmaşık tarihsel olayları sosyo-politik ve tarihi çerçevelerden koparıp kanıtlanamaz tezler ortaya atan yayınları kabul etmiyoruz.
Haber, Türk tarihi hakkında az bilgisi olan Alman televizyon izleyicilere, Mustafa Kemal Atatürk’ün sistematik olarak ve Sünni İslam’ı kabul ettirmek amacıyla Alevileri tüm Türkiye’de yok ettiği izlenimini veriyor. Bu iddiaların ne kadar saçma olduğunu anlamak için, modern Türkiye’nin kuruluş tarihi hakkında fazla bilgi sahibi olmak gerekmiyor. Bunu bölgenizdeki Cem evlerinin çoğunu ziyaret ederken, muhtemelen Türkiye’nin kurucusunun Aleviler arasında devam eden sevgisinden anlayabilirsiniz
Biz Almanya’da ve Türkiye’de toplumun uyumunun barışçıl şekilde bir arada yaşamasının önemli bir önkoşulu olarak tarihsel olayların farklı bakış açıları dikkate alarak işlenmesini önemsiyoruz. Tunceli’deki (eski Dersim) trajik olayda olduğu gibi, tarihi olayların kamuda açık şekilde tartışılmasına olanak sağlamak için Rus ve Türk arşivleri açılmalıdır.
Kesinlikle ihtiyaç duymadığımız şey kutuplaştıran, demokratik tartışmaları imkansız hale getiren ve nihayetinde yalnızca aşırı güçleri ellerine koz veren tek taraflı ve eğilimli haberlerdir. İlgili bilim insanlarına karşı ölüm tehdidi bunu açıkça gösteriyor. Bunu sert şekilde şekilde kınıyoruz. Bu 6 dakikalık sunum, daha geniş bir tarihsel bağlamda ayrıştırma ve sınıflandırmadan yoksundur ve esas olarak Almanya’da da cepheler oluşturur.
Haber, Türk toplumunda her açıdan, çok yüksek hislerle alınmıştır. Birçoğu için, özellikle anayasa referandumundan sonra Türkleri ilgilendiren konularda olumsuz nitelikleri ortaya çıkaran bir haber sınıfına girdi. Bu yanlış yapılan haberler, kurumumuz üyeleri ve Almanya’daki Türk toplumunun büyük çoğunluğunu derinden sarsıyor. Bu tür tek taraflı söylemler, burada yaşayan yüz binlerce Türk kökenli insanı, özellikle de gençleri Almanya’ya daha fazla yabancılaştırıyor.
Tüm gazetecilere sosyo-politik sorumluluklarının farkında olmaları için çağrıda bulunuyoruz. Herkese, ulusal ve uluslararası barışı sağlamak için kapsamlı ve titiz şekilde ve hepsinden öte çok yönlü bakış açışıyla araştırma yapmaya çağrısını yapıyoruz