Nobelli yazar Orhan Pamuk, Frankfurt Kitap Fuarı’nın ardından Almanya’da. Ünlü yazar son romanı “Kırmızı Saçlı Kadın”ın Almancasının tanıtımı kapsamındaki okuma akşamlarına katılmak üzere bu akşamdan itibaren Almanya’yı dolaşacak.
GÜRSEL KÖKSAL
Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’na bizzat katılmayan Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, fuardan hemen sonra, bugün Almanya’ya geliyor. Ünlü yazar, son romanı “Kırmızı Saçlı Kadın”ın Almanca baskısının tanıtımı amacıyla bugünden itibaren Almanya’nın üç büyük şehrinde düzenlenecek okuma akşamlarına katılacak. Almanya’nın en büyük yayınevlerinden Hanser Verlag’tan yapılan açıklamaya göre Pamuk, bu akşam Berlin’de, sonra da Essen ve Münih’te okurlarıyla birlikte olacak.
Pamuk, fuara bizzat katılmadı, ancak “Kırmızı Saçlı Kadın”ın Almancası (Die rothaargie Frau) dolayısıyla fuarda yer aldı. Büyük gazetelerin fuarla ilgili özel eklerinde ya da edebiyat, kültür sayfalarında kitapla ilgili geniş tanıtım yazıları nedeniyle, onun da bizzat fuara katılacağını düşünenler hiç de az değildi. Kitap Hanser Verlag’ın fuardaki dev standının raflarında ve ayrıca kendisine ayrılan özel bir bölümde kitapseverlere sunuldu.
Orhan Pamuk, fuara katılmayarak düzenlenecek etkinliklerde kendisine yönelebilecek Türkiye’deki siyasal gelişmelerle ilgili sorulardan kısmen uzak kalmış oldu. Bu yöndeki sorular da başta Aslı Erdoğan, Can Dündar, Osman Okkan olmak üzere, Almanya’da yaşayan ya da Türkiye’den gelen gazeteci, yazar, yayıncı ve sivil toplum örgütü temsilcilerince yanıtlandı.
Ancak Alman okurları, onu iyi bir romancı olmasının yanında günümüz Türkiyesi’nin çağdaş yanını temsil eden bir kişilik olarak tanıdıkları, bunun yanısıra son zamanlar Türkiyesi’nin ağır baskı altındaki yazarları arasında gördükleri için Türkiye’yle ilgili gelişmelerin tartışıldığı toplantılarda onun ismini de sık sık gündeme getirdiler. Pamuk’un “Kırmızı Saçlı Kadın”la ilgili toplantılarının da sadece “edebiyat” içerikli olmayacağı, Alman okurlarının sevdikleri bu büyük yazarın “Türkiye’deki insan hakları ihlalleri”, “hapisteki gazeteciler” gibi konular başta olmak üzere, siyasi gelişmelere ilişkin açıklamalarını bekleyecekleri platformlar olarak görmeleri bekleniyor.
ALMANYA’DA ÇOK SEVİLEN YAZAR
Hatırlanacağı gibi Orhan Pamuk, nobeli almadan bir yıl önce, Almanca konuşulan dünyanın en büyük yayıncılık ödülü olarak kabul edilen ve Frankfurt Kitap Fuarı kapsamında verilen, “Alman Yayıncılar Birliği”nin Barış Ödülü’nü (2005) almıştı. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Almanya’da da en çok sevilen Türk yazarların başında gelen Pamuk’un tüm romanları, fazla zaman geçmeden, yetkin çevirmenler aracılığıyla Almanca’ya ulaşıyor. Kırmızı Saçlı Kadın da bir yıl geçmeden Almanca’ya Gerhard Meier tarafından Almanca’ya çevrildi. Daha önce Ahmet Hamdi Tanpınar, Aslı Erdoğan, Murathan Mungan, Zülfü Livanelli, Hasan Ali Toptaş, Amin Maalouf, Jules Verne gibi Türkiye ve dünya edebiyatından büyük yazarların eserlerini Almanca’ya kazandıran Meier, Pamuk’un “Kafamda Bir Tuhaflık”ını da çevirmişti.
Orhan Pamuk’u yakından takip edenler, çevrelerindekilere ondan Almanya günlerinde bu konuda fazla beklenti içinde olunmaması, siyasi konulardaki genel tavrını sürdürmeye devam edeceğini fısıldıyorlar.
Öte yandan Pamuk, isterse bu platformaları kendisiyle ilgili yanlış bilgileri düzeltmek için değerlendirebilir, bu konuya bir açıklık getirebilir. Çünkü Almanya’da kendisiyle ilgili “Hükümetin siyasi baskısı altındaki yazar” yanılsaması bir hayli yaygın.
İLK DÜZELTMEYİ ZEYNEP ORAL YAPTI
Frankfurt Kitap Fuarı’nda orhan Pamuk, sadece Türkiye’deki gelişmelerin konu olduğu toplantı kulislerinde değil, edebiyatla ilgili diğer etkinliklerde de gündeme geldi.
Bunlardan biri de Türkiye PEN Başkanı, gazeteci – yazar Zeynep Oral’ın da konuşmacıları arasında yer aldığı bir paneldi. “Kapalı Kapılar Arkasında / Edebiyat Ödüllerinin Jürileri Nasıl Çalışıyor?” başlıklı toplantıda, her biri kendi ülkesinde ya da uluslararası jürilerde aktif konuşmacılar, ulusal ve uluslararası ödüllerin arkasındaki karar mekanizmalarına, bunların oluşum öyküleri ve etkileri üzerine konuştular. Amerikan “Publishing Perspectives” dergisi Genel Yayın Yönetmeni Porter Anderson’un yönettiği panelde konuşmacı olarak, Avrupa Birliği Genç Edebiyatçılar Ödülü Jürisi üyesi olarak katılan Zeynep Oral’la birlikte Fransa’nın en büyük ödüllerinden “Goncourt”un jüri üyesi, “Magazine litteraire” Genel Yayın Yönetmeni Pierre Assouline, Alman Kitap Ödülü jürisinden, televizyon kanalı ORF’nin Edebiyat Bölümü Şefi Katja Gasser ve Singapur’dan yayınevi yöneticisi (Epigram) Edmund Wee yer aldılar. Her yıl binlerce yazarın, binlerce kitabının yayınlandığı bir dünyada dağıtılan ödülerin asla “adil” olamayacağının vurgulandığı panelde, fuarın açılışında vurgulandığı gibi dünyanın “en büyük gazeteci-yazar hapishanesi” de gündeme geldi.
TÜRK YAZARLARININ ALDIKLARI ÖDÜLLER
Gazeteci-Yazar Zeynep Oral sabırla Türkiye’de gelişmelere ilişkin bilgi verdi, bir diktatörlüğe doğru giden ülkemizde devletin saygın ödüllere halen karışamadığını vurguladı. Ödül jürilerinin nasıl çalıştığına dair bilgiler verdi ve bu arada “bazen de hiç okumadan ödül verdiğimiz oluyor” dedi. Oral ardından bunun zaman zaman yaşaşan anti-demokratik gelişmelere tavır olarak gerçekleştiğini, resmi ağızlardan kadın düşmanı açıklamaların ardından kadın haklarıyla ilgili yayınlara verilen ödül örneğini verdi. Böylece diğer panelist ve dinleyecilerin şaşkınlığı, hayranlığa dönüştü. (Not: Zeynep Oral’ın bu sözlerini “bilinçli seçimle ödüllendirme” uygulamasını anlatırken söylediğini tekrarlamakta yarar var. Yani burada sözkonusu olan yarışmalı edebiyat ödülleri değil. Oran’ın, bu sözlerinin ardından verdiği örnek de ‘Duygu Asena Ödülü’nün, Türkiye’de kadın hakları ihlallerinin yoğunlaştığı bir dönemde, „Kadın Kütüphanesi’ne ve tüm yayınları“na verilmesiydi. )
Zeynep Oral, “Türkiye’den yazarların bu kadar çok uluslararası ödül almasını istemiyorum” diyerek de dinleyicilere şaşırttı. Ancak bu şaşkınlık da kısa sürdü, çünkü hemen ardından, bu ödüllere aynı zamanda çok sevindiğini çünkü Aslı Erdoğan gibi yazarların bu ödülleri “çok iyi yazar oldukları” için aldıklarını vurguladı. Oral, ödüllerin birer “siyasi araç” olarak görülmesine karşı çıkarken, hapisteki ya da baskı altındaki yazarların, gazetecilerin aldığı uluslararası ödüllerin elbette yararlı olduğunu vurguladı.
Girişte vurgulandığı gibi panel de başta Nobel olmak üzere dünya çapında birçok ödülün sahibi olan Orhan Pamuk da bir dinleyicinin sorusuyla gündeme geldi. Zeynep Oral, bu soruya yanıtıyla da dinleyicileri şaşırttı. Önce dinleyicinin “Orhan Pamuk’un Türkiye’de baskı altında olduğu”na dair vurgusunu düzeltti. “Orhan Pamuk Türkiye’de zor durumda değil” dedi. Oral, daha sonra da Orhan Pamuk’un uluslararası önemine dikkat çekerek, “Türkiye’deki gelişmeler hakkında biraz olsun konuşsa, bizler için çok yararlı olacak. Bu benim şahsi düşüncem” dedi.
Orhan Pamuk, bu akşamdan itibaren Almanya’da konuşacak. Tabii öncelikle kitabını anlatacak. Kimse bu toplantıların “hapisteki ve sürgündeki gazeteci ve yazarlarla dayanışma etkinliği” haline dönüşmesini beklemiyor. Ama bu toplantılarda elbette Türkiye’yle ilgili sorularla da karşılaşacaktır. Sadece çağdaş Türk romanını değil, Türkiye’nin geçmişi ve şimdiki durumunu ısrarla onun romanlarından, yazılarından, röportajlarından öğrenmeye, takip etmeye çalışan binlerce hayranının önemli bir kısmının kafalarındaki güncel Türkiye resmini tamamlayabilmek için onun açıklamalarını beklediği söylenebilir.
Kırmızı Saçlı Kadın’ın Almanya turu
Orhan Pamuk’un bu akşamki programı Berlin Brandenburg Radyo Televizyon Kurumu’nun (rbb) büyük yayın salonunda. Thomas Böhm’ün modere edeceği okuma akşamında “Kırmızı Saçlı Kadın”ın Almancası’ndan pasajları Frank Arnold okuyacak. Çevirmenliğini Recai Hallaç’ın üstleneceği program radyodan da yayınlanacak.
İkinci okuma akşamı Perşembe günü Essen’de. Ruhr Edebiyat Bürosu ve Topluluğu’nun, “Literatur: Literatur!” festivali kapsamında düzenlediği okuma “Lichtburg, Kettwiger 36, Essen” adresinde saat 20.00’de. Norbert Wehr’in yöneteceği etkinlikte, okuma ve çevriyi Recai Hallaç üstlenecek. Program cosmoradio.de’de naklen yayınlanacak.
Son etkinlik de Münih’te. Cuma akşamı “Residenz München, Herkulessaal, Residenzstr. 1, München” . Hubert Spiegel’in yöneteceği etkinlik, “Münih Edebiyat Evi”nce düzenleniyor. Programda Almanca okumayı Thomas Loibl, çevrileri de Recai Hallaç yapacak.