Merhaba,
Genç kalemlerimizden Orhan AKTAŞ, 5N1Kitap sorularını sizler için yanıtladı. Sayın AKTAŞ’a bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyor; Yazar ve okur arasından saygılarımı sunarak çekiliyorum.
Sevgilerimle,
Arzu DİNÇER
28 Şubat 2017
ORHAN AKTAŞ ile 5N1Kitap
Soruları yanıtlamadan önce kısaca kendinizi ve kaleminizi bizlere hatırlatabilir misiniz?
1976 Sivas’ın İmranlı ilçesinde soğuk bir kış günü doğdum…(Şubat 2) İlkokulu Sivas’ta ortaokulu İstanbul’da liseyi de Sivas Atatürk Lisesi’nde bitirdikten sonra okul yaşantıma son verdim. Lise yıllarında ve daha sonraları uzunca bir dönem Sivas arkadaş radyoda dj yaptım şiirle lise yıllarında tanıştım zaman zaman ara vermeme rağmen yazmayı bırakmadım… Şu an Ankara’da yaşıyor ve özel bir yemek fabrikasında çalışıyorum…
1. Aşkın Başına Gelenler _ şiir
2. Aşkın Nar Hâli _ Şiir ve kısa sözler
3. Vicdan_sızım _ Deneme _ kısa sözler
4. Büyük Şairler Antoloji kitabında 6 şiirlerimle katıldım
5. Seni Sensiz Seviyorum _Roman tadında denemeler ve aforizmalar
6. Deneme _ Kara Kalemin Yalnızlığı
Yalnızlığı, platonik aşkı, kadına olan saygıyı, yer yer gündelik siyasi hayatı fazla kurcalayıp tadını kaçırmadan gönderme, kitaplarımda ki belli başlı konulardır… Bu kitapta da, yalnızlığın insana işlenmiş halini, hayatımızdaki kadınların eksikliğini, sevmemesini, yaşadıklarımı, yaşayamadıklarını, beklediklerimi, hayallerimi… Kendi kalemimle kendi bakış açımdan… (Yazmaya çalıştım)…
Ne zaman
Yazmaya ilk ne zaman karar verdiniz, yayınlamayı düşündüğünüz (hazırladığınız) son kitabınız ne zaman yayınlanacak /yayınlandı?
Orhan Aktaş: Yazmaya lise yıllarında başladım ama uzunca bir dönem ara verdim…
Son kitabım ortak bir çalışma oldu… Kara kalem çalışması yapan arkadaşımla yazılarımı birleştirip ortaya güzel bir kitap çıkardık…
Ne
Kitaplarınızı bize özetleyebileceğiniz cümleler ne olur?
Orhan Aktaş: Yalnızlık, platonik bir aşk ve hep kavuşma hayali…
Nerede
Edebiyat dünyasında kendinizi nerede tanımlarsınız?
Orhan Aktaş: Edebiyat dünyasına girmek kolay değil buna okuyucuların ilgisi karar verebilir ben değil…
Nasıl
Yazar ve okurlar arasında kurulan köprü sizce nasıl olmalı?
Orhan Aktaş: Şeffaf olmalı, her şey anlaşılır olmalı ki hatalar rahatlıkla ayıklanıp doğru bulanabilinmeli…
Neden
Okurlar sizin kitaplarınızı neden okumalı?
Orhan Aktaş: Yazdıklarım her insanın yaşadığı olaylar doğrultusunda kendi anlatımımla yazıldığı için kendilerini farklı bir insan, farklı bir yerde aynı duygularla bulabilecekleri için…
“Seni Sensiz Seviyorum” kitabımdan bir alıntı:
BABAM
Ben en çok babam öldüğünde ağladım… Belki çocuk değildim ama daha büyümemiştim… Omuzum da çocukluk aşkı kırıntısı dışında bir yük yoktu…
Sanki benim büyümemi istedi babam… Babamın öldüğü o gün ben çok büyüdüm… Hem de hıçkıra hıçkıra ağlayarak, onca insan içinde kocaman adam oldum…
Babamla yaşayamadığımız onca şey varken aniden ölmesi beni derinden etkilemişti… Hele hele toprağa verildiği gün bile, o toprağın yarısını kendi üzerime atmak istemiştim… Çünkü ağır gelirdi, onca toprak onca beton ve mermer… Ya ben gözlerimi kapatıp açtığımda benim onca insan içinde kimseye aldırış etmeden salya sümük ağladığımı hissedip gelmek isterse, nasıl kalkıp gelecekti onca yükün altından…
Bir keresinde bir yazıda okumuştum “babalar evlatlarını gömmemeli” diye… Şimdi düşünüyorum da büyük adamsın be benim babam… Ama bunu bana bu kadar erken yapmamalıydın… Daha sen gidip bana araba almalıydın… Ben arkasına en şekilli harflerden kocaman babam sağ olsun yazdır malıydım… Varsın baba parası yiyor deselerdi… Şimdi yokluğun da ömrümü yiyorum çok mu?
Yaşı kaç olursa olsun…
Ölümlerin hepsi erkendir…
Ama senin ölümün çok erken oldu be babam…
Hâlâ çocuğum… İnan zerre kadar büyümedim… Sadece büyüdüğümü sandım… Yokluğun acı bir kayıptı benim kurmuş olduğum dünyamda ve büyümeme hep engel oldu… Kendi kendime öğrendiğim şeyler oldu… Ama babanın oğluna öğretmesi gereken birçok şeyi öğrenmedim… Ben hâlâ dediğim gibi çocuğum… Şimdi senin bana öğrettiklerini oğlum, senin de torunun Efkan’a ben öğretiyorum…
Not: Babanızın kıymetini bilin sevmeseniz de…
İstediğiniz bir şeyi almasa da…
Hatta dayak bile atsa da yine de sevin…
Öldüğünde sevecek bir babanız olmayacak çünkü…