16. Frankfurt Türk Film Festivali galasında Zeki Alasya‘ya vefa, Güngör Bayrak ve Nuri Alço‘ya da yaşam boyu onur ödülleri verildi. Yeşilçam’da ‘Kötü adam’ rolüyle ünlenen Nuri Alço ödül töreninde, ‘Kötü adam rolünü yine verseler yine oynarım” diye konuştu.
Frankfurt Türk Film Festivali başladı. Zoo Palast’ta düzenlenen festival balosuna Zeki Alasya’nın eşi Jülide Alasya, Şahnaz Çakıralp, Yeşilçam ünlüleri Güngör Bayrak ile Nuri Alço’nun yanısıra Frankfurt Başkonsolosu Mustafa Çelik, Frankfurt Eğitim ve Uyum Encümeni ile Hessen Milletvekili Turgut Yüksel’in de aralarında olduğu seçkin davetliler yeraldı. Galoya gelmesi beklenen ünlü sanatçı Murat Soydan’ın rahatsızlığı ve dizi çekimleri nedeniyle katılamadığı belirtildi.
“İyi ki bu rolde oynamışım“
Oyak Anker Bank Genel Müdürü Erhan Kürkçü’den alan Nuri Alço, “Bu kötü adam çok önemliydi. Bu rolü sinemada, tipi iyi olmayan insanlar oynuyordu. Türker İnanoğlu ise Tarık Akan ile beni birlikte oynattı. İyi ki oynamışım bu rolde. Çok genç kızı, genç adamı uyuşturucu batağından kurtardım. Onlara öğüt verdim, kötü yolları gösterdim. İyi ki oynamışım diyorum. Bugün de olsa yine oynarım. Gençlere örnek olmak gerekiyordu. Bunun bedeli stres haliydi ama ödülünü sizlerden alıyorum. Çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Festivaller sinema sanatı için önemli
Yaşam boyu onur ödülünü Alianz temsilcisi Hasan Yaşar Taşkan’dan alan Güngör Bayrak ise festivalin sinema sanatı için çok önemli olduğunu belirterek düzenleyenlere teşekkür etti. Murat Soydan’ın ödülünü ise iş insanları Hilmi Selçuk ve Sergen Selçuk, sinemacı Serap Gedik’e verdiler.
“Zeki Alasya, Metin Akpınar filmleriyle büyüdük”
Frankfurt Başkonsolosu Mustafa Çelik, unutulmaz sanatçı Zeki Alasya’nın vefa ödülünü, eşi Jülide Alasya’ya verdi. Almanya’da büyüdüğünü anımsatan Başkonsolos Çelik şunları söyledi: “Biz Zeki Alasya, Metin Akpınar, Tarık Akan ve diğerlerinin filmleriyle büyüdük. Hep Türk filmleri seyrederek ülkemezin güzel sinemasını, güzel kültürünü aldık. Sinema, kültürümüzün aktarılmasının çok önemli parçasıdır. Gençlerimize telkin ediyorum, sinemaya gelin, filmlerimizi seyredin, sanatçılarımızla tanışın. Çok önemli. Türkiye kendi imkanları çerçevesinde sanata ve sinemaya en büyük desteği veren ülkelerden bir tanesidir. Bunu da filmlerin içeriğine bakmaksızın yapmaktadır. Tabi ki eleştiriler de olacaktır sinemada. Sosyal konularda filmin önemli bir yeri vardır. Biz sanat adına Almanya’da hakarekleri de yaşadık. Onun kararını mahkemeler verecektir. İnsanları üzmemek, saygısızlık yapmamak gerekiyor. Türkiye eleştirildiğinde buradaki Türkler eleştiriliyor. Onlar Türkiye’deki konulardan sorumlulularmış gibi yapılıyor. Onlar Türkiye’yi seviyorlar. Avrupa Türkleri eleştiriyi değil, ödül hakediyorlar. Elli yıldan beri uyum konusunda ellerinden geleni yaptılar. Hala bu tanınmıyor. Alman sinemalarında her hafta bir Türk filmi olsaydı, bu festivale de gerek kalmazdı. Türk filmlerinin de Alman sinemalarda yer alması gerekir”