ABD ile Avrupa Birliği’nin (AB) imzalamak istediği Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTİP) ve AB ile Kanada arasında gerçekleşmesi planlalan Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması (CETA) Almanya’nın yedi kentinde protesto edildi.
Berlin, Hamburg, Köln, Frankfurt, Leipzig, Stuttgart ve Münih’teki mitinglere yaklaşık 320 bin kişinin katıldığı kaydedildi. TTİP ve CETA’nın uluslararası tekellerin eline daha çok güç vereceği, sosyal devleti ve çalışanların haklarını kısıtlayacağı, çevreye büyük zarar vereceğini ifade edilen protestocular adaletli bir dünya ticareti talebi yükseldi.
DİDF de katıldı
Frankfurt’ta mitinge kiliseler, sendikalar, Sol Parti, Sol Parti, Korsanlar, Yeşiller, attac, çevre örgütleri, anti kapitalist gruplar ve SPD’nin yerel teşkilatları destek verdi. Demokratik İşçi Dernekleri’nin (DİDF) de aralarında olduğu Türk sivil toplum örgütleri de mitingte yeraldı. Yaklaşım 50 bin protestocu kent merkezinde barışçıl yürüyüş yaparken, taşıdıkları döviz ve pankartlarla da ikili anlaşmalara imza atılmamasını talep ettiler. Frankfurt merkezi araç trafiğine kapatıldı. Yürüyüş ve mitingte renkli görüntüler oluştu.
Feldmann: Yerel düzeyde biz karar veririz
Frankfurt’ta Alte Oper meydanında düzenlenen mitinge katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Peter Feldmann (SPD), CETA’da iyileştirme, TTİP’in ise tamamen durdurulmasını istedi. TTİP ile kamu yönetiminin görev yapamaz hale geleceğini ileri süren Feldmann konuşmasında, “İlk yardım kuruluşları, sosyal yardım örgütlerini destekleyip desteklemeyeceğimizi biz karar veririz. Büyük Britanya tarihinin hatasını yaptı. Uluslararası dev şirket, Londra’nın suyunu satmaya başladı. Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Eğitim, su, elektrik kurumları yerel yönetimlerinin görev alanında kalmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Tekeller kural tanımıyor
Mitingte yapılan konuşmalarda, Berlin’de Federal Hükümet’i oluşturan SPD’nin TTİP’e karşı karar gelmesi istenirken ikili anlaşmaların Avrupa Birliği’ndeki milyonlarca çiftçiye savaş anlamına geleceği iddia edildi. Protestocular, “Kanadalı, Amerikan dev şirketler norm, kural tanımıyor. Gelecekte sendikal haklarının ortadan kaldırılacağı endişesi taşıyoruz. Uluslararası tekeller, Bangaldeş’teki, Çin’deki üretim koşullarını Avrupa Birliği’ne taşımak istiyorlar. Bizler kazanımlarımızı, geleceğimizi savunuyoruz. Bizler yerel şirketler için de endişeliyiz” dediler.
egazete.de