GÜRSEL KÖKSAL
Çiçeği burnunda beş kadın ressamın Frankfurt Halkevi’nde 8 aylık resim kursundaki çalışmalarından oluşan serginin koordinasyonunu üstlenen Ressam Aydın Parıltı öğrencileri ve beğeniyle karşılanan eserleri için “Onlara bakmakla görmek arasındaki farkı göstermeye çalıştım. Onlar da gördüler ve gördükçe sevdiler” diyor.
Kısa bir süre önce kuruluşunun 50’nci yıldönümünü kutlayan ve şimdiye kadar Frankfurt’ta çok sayıda sosyal, kültürel ve siyasal çalışmaya öncülük yapan ya da katkıda bulunan Türk Halkevi, son olarak Frankfurt ve çevresinden beş kadın ressamın ortak sergisine ev sahipliği yaptı. Ressam Aydın Parıltı’nın koordinasyonunda gerçekleştirilen sergide, bazıları resime kısa bir süre önce başlamış olan ressamlar, Aynur Dikmen, Ayşe Gönen, Fatma Atar, Gülfidan Arslan ve Yadigar Kocatürk’ün geçtiğimiz 8 ay içinde başlayıp, tamamladıkları 50’ye yakın karakalem, yağlı ve sulu boya çalışma yeraldı.
Serginin açılışı da Frankfurt’tan 80’e yakın sanatsever ve Halkevi üyesinin katılımıyla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan Halkevi eski başkanlarından Hıdır Yılmazer, çalışmaları sergilenen ressamları tanıttıktan sonra, sergilenen eserlerin Halkevi bünyesindeki kültürel projeler kapsamında geçtiğimiz nisan ayında başlayan ve kısa süre önce sona eren resim kursu kapsamında ortaya çıktığını hatırlatarak, böyle bir projeye ev sahipliği yapmaktan mutlu olduklarını söyledi.
Aydın Parıltı’nın yönetiminde atölye çalışması olarak yürütülen resim kursunu tamamlayan çiçeği burnunda beş ressamın eserleri, ziyaretçilerin de hayranlığını kazandı. Günlük hayatta herbiri farklı alanlarda çalışan ressam adayları, eserlerine ileri derecede amatör ruhla bağlı oldukları için, bazı ziyaretçilerin resim satın alma çabaları ise karşılıksız kaldı.
Halkevi bünyesinde böyle bir proje fikrinin, 2015 başında gerçekleştirdiği kendi kişisel sergisine ilginin ardından ortaya çıktığını belirten Aydın Parıltı da bazıları resime ilk kez bu kursla başlayan öğrencilerinin çalışmalarından ve gayretlerinden çok memnun. Kapsamlı bir sergiyle, başta Halkevi üyeleri olmak üzere, çalışmalarına ilgi gösterenlere aynı zamanda bir dönem raporu da sunabilmiş olmanın kıvancını yaşayan Parıltı, öğrencilerinin resimlerin yapılış dönemlerini dikkate alarak sergilenmesine özen göstermiş. Böylece Halkevi lokaline girenler, 5 ressam adayının genellikle karakalemle gerçekleştirilmiş ilk çalışmalarıyla karşılaşıyor. Öğrencilerin arasında daha önce hiç resim çizmemiş olan ve “yapamam” endişesi taşıyanların da bulunduğunu belirten Parıltı, ilk aylarda üzerinde çalışılan eserlerin temalarını bizzat belirlemiş. Ama daha sonra onları, hem “tercihlerini, eğilimlerini görebilmek” ve hem de “yaptıkları resimleri sevsinler” düşüncesiyle tema seçme konusunda serbest bırakmış, öğrencilerine “teknik destek vererek, renk, ışık, perspektif gibi alanlarda yol göstererek ve sonrasını da onlara bırakarak” katkıda bulunmuş. “Ben artık onlara esas olarak bakmakla görmek arasındaki farkı gösteriyorum. Teknik desteğin yanısıra, görmeyi öğretmeye çalıştım. Onlar da gördüler ve gördükçe de sevdiler” diyor.
Parıltı’nın kursun bir döneminden sonra öğrencilerini tema seçme konusunda özgür bırakması, sonuçta oldukça zengin bir serginin ortaya çıkmasına yol açmış. Böylece serginin ilk bölümünde aynı tema üzerine farklı kalemler ve fırçalardan eserlerle karşılaşırken, ikinci bölümde sadece kullanılan malzeme ve tekniğin değil, temaların da farklılaştığına tanık olunuyor. Bir yandan çiçekleri, hayvanları konu alan klasik doğa yorumları, diğer yandan merkezinde insanın, çoğunlukla da kadınların, yer aldığı eserler. Gülfidan Arslan’ın “Dünyayı Beyaza Boyamaya Çalışan Kadınları” gibi…
Serginin gerçekleşmesine büyük emeği geçen Parıltı, birlikte yürütülen çalışmalar sonucu ortaya çıkan ama birbirinden bir hayli farklı görülen eserler arasında ortak bir mesaj arayanlara da “Genelde bir gizem var. Sanki bir şeyleri boyalarla anlatmak istiyorlar. Günlük yaşamdaki baskılanmaları tuvale yansıtmak istiyorlar. Ama ruh hallerine göre değişen temalar da var elbette” diyerek, yol gösteriyor. İlgi üzerine önümüzdeki dönem de resim kurslarına devam edileceğini belirten Parıltı, hem ilk öğrencilerinin, hem de yeni dönem için kaydolanların çoğunlukla kadınlardan oluşmasını da “Belki daha çok zamanları var. Ama esas olarak, galiba kadınların resim yoluyla anlatmak istedikleri daha çok sey var” diye değerlendiriyor, ancak başlangıçta olduğu gibi, önümüzdeki dönem için de erkeklerin katılımına açık olduklarını vurguluyor.