Avrupa Merkez Bankası (EZB) binasının açılışı nedeniyle Frankfurt’ta şiddetin, protestoların damga vurduğu olağanüstü bir gün yaşandı.
EZB açılışını protesto eden kapitalizm karşıtları gece yarısından itibaren kentin muhtelif yerlerinde araçları ateşe verirken, Avrupa Merkez Bankası’na giden yolları ve köprüleri de tıkadılar. Polis A 3 otoluyunun A661 bağlantısını tamamen kapatıdken A3’te sabah saatlerinde 20 kilometreyi aşan araç sıkışıklığı oluştu. Frankfurt’ta tramvayların tamamı, U5 numaralı metro ile doğusunda çalışan otobüsler iptal edildi. Almanya’nın kuzey güney bağlantısını sağlayan A5 otoyolunda da trafik durma noktasına geldi. Açılış nedeniyle Frankfurt’ta yaklaşık 10 bin polisin görev yaparken, emniyet güçleri EZB çevresinde beş kilometrelik çapında bir alanı bir gün öncesinden araç ve yaya trafiğine bariyerler ve keskin tellerle kapattı. Açılışa katılacak konuklar helikopterlerle Avrupa Merkez Bankası’na ulaştırıldı. Açılışa az sayıda basın mensubu alındı.
Kapitalist karşıtları ‘18M’e hazırlandılar
Aylar öncesinden EZB açılışını ‘18M’ adıyla protesto edeceklerini duyuran kapitalist karşıtları, kentte olağanüstü hal yaşanmasına neden oldular. Avrupa&nın dört bir yanından Frankfurt’a akın eden binlerce kapitalist karşıtı, Avrupa’nın para politikasını protesto etti. Polise taş, şişe ve havai fişeklerle saldıran yüzleri kapalı gruplar, beşi polis araç olmak üzere onları otomobili ateşe verdi. EZB yakınlarındaki bir inşaat şirketinin bürosunun camlarını kıran kimliği belirsiz kişiler, içeriye yanıcı madde attılar. Bölgedeki pek çok esnafın gün boyunca ‘18M’ nedeniyle kepenk kapattığı görüldü. Polis gözaltına alınan büyük çoğunluğu İtalyan katılımcadan 19’unun tutuklandığını açıkladı. Olaylarda 94’ü polis 220 kişinin yaralandığı belirtildi.
Adalet Bakanı sert konuştu
Federal Adalet Bakanı Heiko Maas (SPD), göstericilerin polis ve itfaiyeye karşı şiddet kullanmasını sert eleştirdi. Adalet Bakanı Maas, “Gösteri hakkını kötüye kullananlar yasaların tüm sertliğini hissedecektir. Polis ve itfaiyeye karşı şiddet asla haklı gösterilemez” dedi. SPD Hessen lideri Thorsten Schaefer Gümbel de şiddete hiçbir şeyin gerekçe olamayacağını söyledi. Sendikalar, Sol Parti ve attac grubunun göstericilere şiddetten uzak durun çağrısı da yankı bulmadı. Attac yöneticileri şiddet yanlılarını sert şekilde eleştirerek, “Troika’nın tasarruf politikası politik bir durumdur. Şiddetle değil, doğru politika ile karşı konulmalıdır”
‘Polis masum insanlara saldırdı’
Blockkupy yöneticileri isi yaptığı öğleden önce yaşanan şiddetle ilgili şu açıklamayı yaptılar: “Mitingte sergiledigimiz renkli, çok kültürlü barışçıl görüntünün sabah saatlerinde de olmasını isterdik. Tasvip etmediğimiz eylemler oldu. Olayların büyümesinde polisin de kabahati var. Masum insanları cop, biber gazı ve suyla tavşanlar gibi kovaladılar. Biz barışçıl bir Avrupa istiyoruz.”
Miting barışçıl
Römer Meydanı’nda aralarında Sol Parti’nin de bulundugu siyasi partiler ile attac grubu ve sendikaların çağrısıyla biraraya gelen yaklaşık 17 bin kişi Avrupa Birliği ve bankaların para ve sosyal politikalarını protesto etti.
Mitingte yapılan konuşmalarda “Biz Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Troika’nın ekonomi ve sosyal politikalarına karşıyız. Sriza Yunan halkını savunmak için iktidara geldi. Troika’ya karşı koyan Sriza’yı destekliyoruz. Avrupa’da insanlar ev ve işlerini kaybetme korkusu yaşıyorlar. Avrupa’da çok zenginlik var. Ancak çalışan kesimin her geçen gün hayat şartları zorlaşıyor. Biz ekonomiye demokrasi getirmek istiyoruz. Bankaların elindeki güç halka verilmeli” dediler.
Kadınların başını çektiği grup sık sık “A a anti kapitalista”, “Irkçı ve cinsiyet ayrımına uluslararası mücadale”, “Yaşasın uluslararası dayanışma”, sloganları ile Alte Oper yönüne doğru yol aldı. Grup ellerinde ‘Hemipim Srize, Hepimiz Yunan’ız dövizleri taşıdı.
Miting güzergahı dışında kalan sokaklar TOMA’lar ve Çevik Kuvvet tarafından tutuldu. Protestocuların yürüyüş güzergahı dışına çıkmasına izin verilmedi.