SALOMON ATLETİ KILIAN JORNET’TEN 24 SAATLİK ZORLU REKOR DENEMESİ: “PHANTASM 24”
Dünyanın pek çok farklı noktasında ultra-trail yarışları kazanan Salomon atleti Kilian Jornet, 400 metrelik atletizm parkurunu 24 saat boyunca koşarak çok önemli bir rekoru kırmaya çalışacak. Phantasm 24 adıyla gerçekleştirilecek projenin tarihi ise uygun hava durumunun beklenecek olması sebebiyle henüz kesinleşmedi. Rekor denemesini 21-22 Kasım 2020’de gerçekleştirmeyi planlayan Jornet, proje öncesindeki mottosunu ise “konfor alanından çıkmak ve neler yapabileceğini görmek” olarak belirledi. Mevcut rekor sahibi Yiannis Kouros, 1997 yılında 24 saat boyunca 303.506 kilometre kat etmişti.
Patika koşuları alanında dünya lideri olan Salomon, farklı coğrafyalardaki rekor denemelerine bir yenisini daha ekledi. Son olarak 17 Ekim 2020’de Mehmet Soytürk ile Kapadokya’da BREAKING5 organizasyonunu gerçekleştiren Salomon’un en yeni organizasyonu ise Kilian Jornet’nin Norveç’te gerçekleştirilecek Phantasm 24 denemesi olacak.
“Yeni şeyleri deneyimlemek çok eğlenceli olacak”
Norveç’teki Mandalen’deki bir atletizm pistinde bu rekor denemesini hayata geçirecek olan Jornet, organizasyon boyunca Salomon’un yeni S/LAB Phantasm yol koşusu ayakkabılarını kullanacak. Daha önce Everest’in zirvesine aynı hafta içerisinde iki kez çıkan Jornet, bu unutulmaz deneme öncesinde görüşlerini ise şu şekilde dile getirdi:
“Bu organizasyondaki motivasyonum konfor alanımdan çıkarak yeni şeyler denemek olacak. Patika koşusu deneyiminden çıkarak pistte yarışmak; beslenme ve tempo belirleme alanında benim için çok iyi bir test de olacak. Bu denemede elde edeceğim verileri gelecek dönemde kullanabileceğimi düşünüyorum. Hatta bunları dağcılıkta bile kullanabilirim.”
Jornet, rekor denemesinin seyriyle ilgili düşüncelerini ise şu şekilde ifade etti:
“Tüm yarışlar öncesinde olduğu gibi bu organizasyon önce de tahminlerde bulunmuyorum. Bugüne kadar 24 saat boyunca en çok gidilen mesafe, 1997 yılında Yiannis Kouros tarafından koşulan 303.506 kilometre oldu. Bu gerçekten çok büyük bir başarıydı. Kat ettiği mesafeyi kafamda canlandırmakta bile zorlanıyorum.
Bu başarıyı geçmem için ne kadar hızlı gitmem gerektiğini biliyorum. Ortalama bir tempo da belirledim. Tabii ki ilk 10 saatim daha hızlı olacak ve sonrasında tempom düşmeye başlayacak. Hedefime ulaşmak için planıma sadık kalmalı, sakatlık yaşamamalı ve büyük düşüşler yaşamadan beslenmeliyim.”
“Antrenörlerden ve fizyoterapistlerden öneriler aldım”
Daha önce Mont Blanc Ultra Trail (UTMB), Hard Rock 100, Western States 1000 ve sayısız patika koşusu organizasyonunda başarılar elde eden biri olarak pistte koşmak adına pek çok antrenör ve fizyoterapistten tavsiyeler aldığını da vurgulayan Jornet, hazırlık dönemini şu şekilde özetledi:
“Benim gibi dağ koşucuları için pist koşularına adapte olmak çok önemli. Normalde benim bacaklarım çok hızlı koşmaya alışık değil. Ama pistte koşmak için bu yönümü geliştirmem gerekiyordu. Bunun için de uzmanlardan destek aldım. Üç günlük hız antrenmanlarıyla hazırlandım. Bu süreçte dağda koşmakla pistte koşmak arasındaki form farklarını da gözlemledim.
Hazırlıklarım süresince sakatlık ihtimallerini düşürmek de çok kritik oldu. Bazı 24 saatlik denemelerim sakatlıklar yüzünden yarıda kaldı ve sakatlıklarla yüzleşmek de benim için zorlayıcı oldu. İyi bir antrenman periyodunun ardından sakatlık yaşamak ve iyileşmek için antrenmanlara ara vermek zorlayıcıydı.”