Metin ES / ESSEN
ALMANYA’nın Essen kentinde yaşayan Serap Yöndem’in „Keder Pas Tutmaz“ isimli ikinci kitabı çıktı. Yazar Serap Yöndem, daha önce de “222 No’lu Oda” adlı kitabını yayınlamıştı.
45 yaşındaki yazar Serap Yöndem’in duygu dolu her iki kitabındaki ana tema, lösemi hastalığı nedeniyle 2009 yılında kaybettiği 6 yaşındaki kızı Ece ve ardından aynı tanıyla oğlu Murat’ın lösemiye yakalanması. Hastane süreci tedaviler, yaşanılan acılar, korkular, çaresizlik, direniş, umut ve mücadeleyi bir annenin kaleminden belki de göz yaşlarıyla yazılmış kitapların her satırında okumak mümkün.
ÇARESİZLİK VE UMUT
„Bilmezler bu anı yaşamayanlar. Nasıl da korku verir bu sessizlik insana. İnsan neler konuşur kendi içinde? İçimizdeki inanç, sevgi ve umudun renkleriydi bizi yıkıldığımız anlarda bile, yine de ayakta tutan. Yüreği büyük kahramanlardı çocuklarımız. Onlar için değerdi direnmeye“ diyen Kayseri kökenli yazar Yöndem, kızı Ece ile başlayan, oğlu Murat ile devam eden hazin öyküsünü ve 222 No’lu Oda’yı gazetemize şu şekilde anlattı:
2 BUÇUK YIL HASTANE ODASINDA YAŞADIM
„Münster Üniversitesi Kliniği’nde kızım Ece tedavi gördüğü sırada günlük tutuyordum. Kızımın ölümüyle yıkıldım ve yazmayı da bıraktım. Yıkılmış ve çaresiz bir durumdayken kızımın ölümünden sonra oğlum Murat’a (9) da aynı teşhis konuldu. Oğlum genetik lösemi hastasıydı ne yapacağımızı bilemedik. İlik arayışına girmiştik ki, büyük bir şans eseri büyük oğlumun iliği oğlum Murat’a uydu. İlik nakli için Ulm kentine gittik ve kliniğin 222 No’lu odasına yerleştik. 2016 yılında Ulm’deki Üniversitede kliniğinde ilik nakli yapıldı. Nakilden sonra kısa bir tedaviden sonra evimize dönecektik, fakat olmadı. Çünkü oğlumun Karaciğeri iflas etti. Daha sonra organ nakli için bekledik. Oğlumun sağlığı çok kötüydü. 2018 yılında uygun karaciğer bulundu ve nakil gerçekleşti. 2018 yılının sonunda 2 buçuk yıl sonra eve döndük.
YAŞADIKLARIMI KALEME ALDIM
Oğlumun tedavisi devam ediyor. Sağlığı iyiye gidiyor. Şimdi ise Essen Üniversitesi Hastanesi’nde tedaviye devam ediyoruz. Çok ilaç alıyor ve aldığı ilaçların yan etkisi oluyor. Oğlum hastane sürecinde maskeliydi ve bizde yanına maskeyle girebiliyorduk. O zaman içinde oğlum hiçbir çocuğu göremedi. Oğlumun durumu beni çok etkilemişti. Çaresizlik, geleceği görememek ve savrulmanın içindeydim. Yaşadıklarımı, kimseye anlatamadıklarımı yazmaya başladım. 222 No’lu Oda isimli kitabımı Kayseri Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü’nde tedavi gören lösemili çocukların yararına yayınladım. 2. baskısı çıktı ve maddi manevi lösemili çocuklara bir katkı sağladık.
BİR IŞIĞIM SÖNDÜ DİĞERİ YANIYOR
Lösemili çocukların anneleri kendilerini çok yalnız hissediyorlar. Bunu kendimden biliyorum. 222 No’lu Oda bir umudun, şefkatin, azmin ve bir annenin öyküsüdür. Kanserle savaşan bir çocuğun annesi olmak dünyadaki en zor olan bir durumdur. Bu kadar büyük bir yükü taşımak zorunda kalmak ayakta durmak ve direnmek hakikaten çok zor. Kızımın ölümüyle bir ışığım söndü ve diğer ışığım yanıyor. Pandemi sürecinde henüz yeni yayınladığım Keder Pas Tutmaz isimli kitabımda tüm bastırdığım duygular var. Kalbimin kırıklığı, canımın yanması, her sabah kalktığımda umut ile umutsuzluk arasında o ince çizgideki savaşın yorgunluğu ile ameliyathane önünde nasıl tek başıma olduğum var. Hayatla inatlaştım ve inadım mücadale dönüştü“