4.6 C
Almanya
Perşembe, Mart 28, 2024

1Mayıs: Grev hakkının kısıtlanmak istenmesine sert tepki

Frankfurt'ta 1 Mayıs gösterilerine beşbin kişi katıldı. Römer'deki mitingte konuşan Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) Başkanı Frank Werneke, Almanya'da grev hakkının kısıtlanılması taleplerine sert tepki gösterdi

FRANKFURT

Almanya’da gerçekleşen 1 Mayıs mitinglerinde “Kesintisiz dayanışma” vurgusu yapıldı. Alman Sendikalar Birliği’nin (DGB) açıklamasına göre Almanya’da gerçekleştirilen 398 etkinliğe 287 bin kişi katıldı. DGB, dünyanın son zamanlarda sürekli bir kriz modunda olduğunu belirtilerek, enerji krizi, iklim krizi, Ukrayna’daki savaş, yüksek enflasyon ve korona pandemisinin etkilerinin belirsizlik yarattığı ve birçok insanı varoluşsal endişelere sürüklediği ifade edildi. Açıklamada sendikaların krizden etkilenenlerin yanında olduğunun altı çizilerek “Birlikte İşçi Bayramı’nda adil ve barışçıl bir gelecek, güçlü bir refah devleti ve etkin kamu hizmetleri için görünür bir işaret oluşturuyoruz” ifadelerini kullandı. Krizin işçilerin sırtından yürütülmemesi için kesintisiz dayanışma isteyen DGB, “Artan fiyatlar tüketiciler ve birçok şirket için bir yüktür. Aynı zamanda, en zenginlerin servetleri kontrolsüz bir şekilde artmaya devam ediyor. Bazı şirketler aşırı karlar elde ediyor. Bunların kaymağı alınmalı ve yardımları finanse etmek için kullanılmalıdır. Süper zenginler nihayet daha fazla vergi ödemeli; yüksek servete sahip insanlar toplumumuzun tarihsel zorlukları için bir vergi ödemelidir. Varlık vergisinin yeniden yürürlüğe konulmasını talep ediyoruz” dedi.

Yoğun katılım var

Frankfurt’ta düzenlenen 1 Mayıs etkinliği Hauptwache meydanında başladı. Beşbinin üzerinde insanın katıldığı mitingte yüksek enflasyona karşı en iyi yolun çalışanların toplu iş görüşmelerinde yüksek oranda zam almaları olduğu kaydedildi. Mitinge, Türkiye orijinli Frankfurt Türk Halkevi, DİDF, Sol Parti’nin de aralarında olduğu dernek, siyasi grup, parti ve sivil toplum kuruluşları büyük ilgi gösterdi. Mitinge katılanlan gençler, sağlık sektörünün büyük bir çöküş yaşadığına, çalışma koşulları ve iş yoğunluğundan bunalan çalışanların farklı sektörlere yöneldiğine dikkat çektiler.

Ver.di Başkanı Frank Werneke

“Grev hakkının kısıtlanmasına izin vermeyiz”

Tarihi Römer meydanında düzenlenen mitingte konuşan Alman Sendikalar Birliği (DGB) üyesi, Birleşik Hizmetler Sendikası (Ver.di) Başkanı Frank Werneke de, çalışanların toplu sözleşmelerde yüksek zam almaya başladığına dikkat çekti. Werneke, toplu iş sözleşmesi yapmayan şirketlerin Almanya’da toplam cirosu 500 milyar Avroyu bulan kamu ihalelerine kabul edilmemesi gerektiğini vurguladı. Ver.di Başkanı Werneke, toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinin ardından işveren ve sağ kesimin, çalışanların grev hakkını kısıtlamaya yönelik demeçlerine de sert tepki gösterdi. Grevin anayasal bir hak olduğunun altını çizen Werneke, “Grevler, sendikaların işverenler üzerinde ekonomik baskı uygulayabilmelerinin tek yoludur. Grev imkanı olmadan, toplu pazarlık sadece toplu yalvarma olur. Grev hakkını kısıtlamak isteyenler, sosyal piyasa ekonomisine balta vuracak demektir. Buna izin veremeyiz. Bu tür girişimlere karşı bütün gücümüzle mücadele ederiz” dedi.

3 Milyon çocuk yoksul

Almanya gibi zengin bir ülkede 3 milyon çocuğun yoksulluk içinde büyüdüğüne dikkat çeken Ver.di Başkanı Frank Werneke, “Yoksulluğun Almanya’da yeri yok. Ailelere ve çocukları kapsayacak aile sigortası ve temel aile bütçesi olması şart. Bu Federal Hükümet programında yer alıyor. Biz sosyal devlet için, ülkemizin geleceği için yatırım istiyoruz. Alman ordusu silahlarının modernizasyonu ve yeni silah alımı için 100 milyar Avro ayrılabiliyorsa eğitim, sağlık, konut, digitalleşme, ulaşımda dönüşüm için de 100 milyar Avro ayırmak gerekir. Paylaşımda adalet şart. 70 bin insanın devasa bir özel mülkiyeti var. Toplumun yarısının ise hiçbirşeyi yok. Bir kasiyer 200 yıl çalışmalı ki borsada işlem gören bir şirketin yöneticisinin aylığına ulaşşın. Bu maaşların, daha çok sorumluluk, daha fazla çalışma veya daha iyi kalifikasyonla alındığını söylüyorsa o milyonlarca çalışanı aşağılıyor demektir. Eğer daha çok emeğe göre verilseydi bakıcının bütün emlak bankacılarından daha çok alması gerekirdi. Bu nedenle çok iyi kazananlar, zenginler ve tekellerden daha çok vergi alınması şart. Krizi fırsata çevirenler de vergilendirmelidir. Sendikaları, toplumun büyük bir kesimiyle buluşturan dayanışma olgusudur. Dayanışmacı, barışçı, adil bir toplum bizim büyük gücümüzdür” diye konuştu.

Mitingte konuşan Frankfurt Büyükşehir Belediye Başkanı Mike Josef de toplumun parçalanmak istendiğini ancak sosyal adalet, demokrasi için birlikte mücadele edilebileceğini söyledi. Josef sendikaların ırkçılığa ve antisemitizme karşı mücadele etmek gibi tarihi bir sorumluluğun olduğunu da dile getirdi.

Son Haberler

İlgili Haberler